27 Mart 2019 19:59

AKP’nin taşıyıcı kolonları çatlarken!

AKP’nin taşıyıcı kolonları çatlarken!

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Dünkü yazıda...

AKP’ye 2071’de bile iktidarda olma öz güveni yaşatan bağların zayıfladığına dikkat çekmiştik.

Bugün ise...

AKP’nin en önemli taşıyıcı kolonlarının çatladığına dikkat çekeceğiz.

O kolanlardan bir tanesi şüphesiz ki...  

AKP ile birlikte iktidar ortağı olma şansına erişmiş ‘dinamik’ sermaye grubu.

28 Şubat sürecinde...

Neoliberal inşaya ‘yeterli uyumu’ sağlamayan radikal İslamcılar ile birlikte iktidar olma yolları aradığı için...

‘Cezalandırılan’ Anadolu sermayesi!

Dinselleşme ile neoliberal kapitalizmin ‘evliliğinin’ temsilcisi AKP ile...

İktidara taşınan, Gaziantep, Konya, Kayseri, Denizli gibi yeni sanayi merkezlerinde gelişen

orta ölçekli sermaye...

Ekonomik açıdan iyice palazlanmış...

AKP iktidarıyla birlikte...

Bir dönem sadece büyük burjuvazinin çıkarlarına uygun tanzim edilen yasalar, yönetmelikler; tebliğler, teşviklerden artık bolca yararlanabilmenin imkanı ile...

Kıtalara yayılmış sermaye artık dinamizmini kaybetti.

Hevesle inşaat işlerine girdiler. Birçoğu artık birer devlet asalağı! AKP’yi taşımaktan çok devlet hazinesine yük.

TEMEL DİREK SALLANIYOR

Bir diğer taşıyıcı kolon ise kümelenmiş seçmen!  

Türkiye seçim sonuçlarını gösteren haritayı gözünüzün önüne getirin. Ortası (İç Anadolu) boydan boya hep AKP turuncusu.

Bu nedenle AKP için, ‘Anadolu karkas’ parti denebilir.

Sıkça duyduğumuz ve doğrulanmış bir analiz var: MHP’nin oyları batıda CHP’ye, İç Anadolu’da AKP’ye geçişken!

Milliyetçi oylarla birlikte düşünülünce, bölge tam bir temel direk!

Bölgenin kale olması da, milliyetçi oyların bugüne kadar AKP’ye geçişi de çok doğal!

Çünkü...

Bu coğrafya hayatını sürdürebilmek için...

Devletin ekonomik müdahalesine ve katkılarına muhtaç.

Bu durumda da milliyetçi oyların, ‘kültürel olarak yakın’, ekonomik olarak muhtaç olduğu iktidardaki muhafazakar siyasete kayması doğal!

Seçim haritası 24 Haziran seçimlerinde değişmedi. Fakat tonu ciddi renk değiştirdi.

Bölgede AKP oylarında ciddi erimeler yaşandı.

Oy kaymaları AKP’den MHP’ye doğru yoğunlaştı.

Kamu kurumları tasfiye edilmiş...

Kredi, inşaat ve devlet ihalesi ana ekonomi haline gelmiş bölgede...

Oy tercihindeki yön değiştirme (Ağırlıklı olarak, ‘Cumhur ittifakı’ içinde kaldığı için önemsizmiş gibi algılansa da) aslında bir tepkinin göstergesiydi.  

Aynı zamanda bir dip dalgasının da...

Maddi temeli olan dip dalga.

Zira bölge...

Küçük ve orta ölçekli sermaye kesimleri ile...

Esnafın yaygın olarak kullandığı...

Ticari kredide, batağın en yüksek orana sahip olduğu bölge.

‘Kredili refahın’, kurların yükselmesi ile ödenemeyen borç eziyetine dönüştüğü bir bölge.

Şimdi...

Cumhur İttifakına rağmen Ankara sallanıyor (Kimine göre ve iktidarın hırçınlığından alınan mesaja göre Ankara düştü!)

‘Antep, Kayseri, Konya’ erime gösteriyor.

Kısaca AKP’nin seçimde yüzde 50’nin üzerinde oy aldığı taşıyıcı kolon çatırdıyor.

DİNAMİZMİNİ KAYBEDEN TEŞKİLATLAR

Bir diğer AKP il ve ilçe teşkilatları.

Teşkilatlar nicedir...

‘Tek adamın’ tasdik bürosuna dönüştü.

Dinamik yapıdan, bir türlü atılamayan metal yorgunluğa gark oldu.

Teşkilatlardan ‘dava’ kadrosu yetiştiren yapı artık kısır!

İstanbul ve Ankara adayları durumu net özetliyor.

Birinde aday eski bir başbakan (Binali Yıldırım)...

Diğerinde ise dışarıdan bir aday; Eski Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı (Mehmet Özhaseki).

Sadece teşkilat değil...

Kadro istedikleri için Sivas mitinginde Erdoğan tarafından işçilerin azarlanması...

Ankara Pursaklar’da toplu açılış töreninde sesini duyurmak isteyen kadının, Erdoğan’dan fırça yemesi...

Örneklerinde görüldüğü üzere lider-kitle ilişkisi değişti.

Reis’in verilmesini uygun gördüklerinin ötesinde bir şeyler istemek ‘provokasyon’

sayılıyor artık.

O tek adam...

Seçmenin bildiği, ‘alıştığı’ siyasi temsilci değil artık!

Bizzat kendisi “Ben o alışageldiğiniz lider tipi değilim” derken...

AKP’li seçmenin avuntusu...

‘Cumhurbaşkanı’nın haberi olsa izin vermez’ mitini yıkıyor aslında.

‘Lider partisi’ için büyük tehlike...

HİKAYE ETKİSİNİ YİTİRDİ!

AKP’nin programının yanı sıra hikayesi tesirini yitirdi.

Adında yer verdiği ‘adalet’ kavramı üzerinden anlatabileceği bir hikayesi çoktan bitti!

‘Kalkınan Türkiye’ hikayesi ise...

Ekonomik kriz ve dünya ekonomik büyüklük sıralamasında gerileme ile yerle yeksan!

Büyük Türkiye... Kalabalıklara manevi haz veren bir söylemdi. Şimdi yerini, ‘beka’ derdine düşmüş acziyet aldı. ‘Hazzı yok, gazı çok’ lakin bugünlerde etkisi pek yok!

Yeni Osmanlı...

‘Geçmişteki altın çağımızı’ tekrar yaşayacağımız, küllerimizden yeniden doğacağımız bir geleceği anlatan hikayeydi.

Büyük bir coşku ile havalanılan o gökyüzünden inip çoktan tanzim satış kuyruklarında sıraya girdi gerçek!

Milyonların işsiz, gençlerin geleceksiz, soğanın, patlıcanın el yaktığı bugünün Türkiye’sindeyiz artık!

BU ŞARTLARDA İKTİDAR GÜÇLENEREK ÇIKAMAZ!

İşçi havzalarından, sahadan ve araştırma şirketlerinden gelen haberler aynı yönde: Kararsızların çoğu AKP’li.

Genel eğilimleri sandığa gitmeme yönünde. Çünkü genel seçimlerdeki, partisini uyarmak için MHP’ye oy verirken aynı zamanda partisine de kazandırma (Verdikleri her oy Cumhur İttifakına yazıldığı için) şansı yerel seçimde yok!   

Kararsızların...

Sandığa giderlerse şayet...

Yine partisine (Kafalarında başka bir parti olmadığı için) oy verme ihtimali kuvvetle muhtemel.

Partisinden kopmuş başka partiye oy vermeye hazır AKP’li seçmen de (Bursa’daki gibi) göze çarpıyor.

Kararsızların sandığa gitmeme tutumu ile...

Ötekine oy vermek için gidenlerin mührü basarken, kararlılığını koruyup korumayacağı...

Seçim sonuçlarında belirleyici olacak.

Sonuç ne olursa olsun iktidar güçlenerek çıkamayacak.

Gençleri ve genç işçileri kaybeden, ikna etmekte zorlanan bir AKP var.

18-27 yaş arası gençlerin yüzde 60-70’i (Araştırma şirketlerine göre değişiyor) Türkiye genelinde Cumhur İttifakına oy vermeyecek!

AKP’nin geleceği kaybetmiş olmasının göstergesi değil mi bu?

Başkenti kaybetme ihtimali söz konusu...

Başkenti kaybetmek, sistemin idari merkezinin kentini kaybetmek demek değil mi?

Ankara’yı kaybetmek...

Tüm olanaklarını seferber etmesine rağmen, gücünün sonucu değiştirmeye yetmediğinin görülmesine yol açacak bir kayıp değil mi?

Türkiye’ye ‘Güçten düşmüşlüğün’ fotoğrafını verecek bir kayıp!

İstanbul’da da işler iyi değil. Sermayenin merkezi de sallanıyor. Lakin, Cumhur İttifakı kolay kolay vermez gibi duruyor, İstanbul’u. Yine, ‘Atı alan Üsküdar’ı geçti’ benzeri tartışmalı kazanma hali olabilir.

Antalya, Bursa, Adana gibi... Birçok büyük il kafa kafaya...

HDP kayyımlardan belediyeleri geri alacak.

Cumhur İttifakı MHP’ye kazanamayacağı birçok belediyeyi kazandıracak.

Bu tablonun siyasete de, AKP içine de yansıması kaçınılmaz!

OTORİTERLİĞİN YANINA İLİŞMİŞ ÇARESİZLİK

Bugüne kadar hiçbir yerel seçimin hükümeti değiştirdiği görülmedi. Lakin yerel seçimlerde ivmesini kaybeden iktidar partisinin koltuğunu kaybettiği örnekler de çokça görüldü.

Tek adam mermerindeki bunca çatlak...

Kitleleri iktidara bağlayan onca gevşeme...

Siyaset yapmak için de, umutvar olmak için de sağlam bir zemin!

Sandık sonuçlarına değil genişleyen ve uzayan çatlağa bakmak lazım.

Öncesi bir yana...

2013’ten beri ekonomik, siyasal ve toplumsal çalkantılar artıyor, sorunlar büyüyor.

Yaratılan ya da beklenen ‘Yeni sistem çözecek’ algısı da fos çıktı!

Ekonomik kriz etkisini sürdürüyor.

Geçici pansuman tedbirler bir dönem sonra sorunu büyütüyor.

Örnek: Tanzim satış mağazaları!

Uçan gıda fiyatları kuyruğa giren yoksullar için bir nebze çözüm yaratsa da market, pazar esnafı zor durumda bırakıldı. Üstüne üstlük terörist ilan edildi!

Şimdi tanzimde 6 TL’lik biberi bulmak, kuru soğana ulaşmak pek mümkün olmuyor. Zira ürün kıt.

Ucuzlatmak için soğan deposu basılıyor, bir dönem sonra soğan bulunamıyor. Fiyat yükseliyor.

Kamu bankaları üzerinden kurları düşürmek için dolap çevriliyor, sonra kurlar yine yükseliyor.

Onca faiz düşmanlığına rağmen sonuç ortada!

Yükselen tek adam otoriterliği kadar, iktidarın çaresizliğini de görmek lazım!

Yarın: Her yol tek adama mı çıkar?

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...