Üretenler
Fotoğraf: Envato
Muğla’nın bir Ortaca’sı var...
Ortaca’da bir Türkçe öğretmeni var: Dilber Koç...
İstanbul’da, İzmir’de, Muğla’da onun öğrencileri ile karşılaşıyorum.
Bu öğrenciler beni umutla coşkuyla dolduruyorlar.
Bunlardan biri M.S.G.S.Ü.’de lisans üstünde benim de öğrencim oldu: Betül.
Bir gün bana bir dergi getirdi Betül.
Eli ayağı düzgün, tertemiz, insanın içini açan bir dergi: Hayıt.
İki ayda bir çıkıyor. Her sayısında benden de yazı istiyorlar. Yazıyorum...
Betül bir gün beni İstanbul’un Kozyatağı’ndaki kültür evine götürdü. Orada bir oyun izledik: Sabih Şendil’in "Yedi Kocalı Hürmüz" oyununu ... Oyunu gerçekleştirenler de Dilber öğretmenin öğrencileri...
Hepsi pırıl pırıl, gözleri sevgi dolu, inanç dolu, gurur dolu kişiler... Yaptıkları işi neden yaptıklarının bilincindeler. Hepsi çalışıyorlar. Kimseye yük olmadan yaşamlarını kazanıyorlar. Yurt dışına kaçmayı düşünmemişler. Bu ülkeye katkıları ile, birbirlerine omuz vererek borçlarını ödüyorlar sanki. Kimileri umutsuzların, kötümserlerin etkisinde kalırken; üretenler beni etkilemezler mi?
Umutlanmaz mıyım? Coşkulanmaz mıyım?
Oyundan sonra Dilber öğretmen, oyunu yaratan çocukları ile birlikte ortalığı toparlarken sevgi doluydu. Bir iş başarılmıştı. Şimdi başka yerlerde de oynanacaktı oyun.
Son günlerde böyle gençlerle karşılaştım.
Deniz ürünleri ile uğraşıyor, etkin olmak için ortamı zorluyordu. Birileri çabalarından yararlanılması için oraya buraya başvuruyorlardı. Kimileri ürettiklerini, örneğin yontularını, çocuklara geçmiş çağları anlatmak için sergileyecek yerin ardındaydılar. Kimse onları etkisizleştiremiyordu. Onlar inandıklarının uyarınca yürüyorlardı. Parayı düşünmeden önce yararlı üretim gerçekleştiriyorlardı.
Umutlanıp, coşkulanmaz mıyım?
Elde ettikleri post üzerinde yerlerini korumaktan başka düşünceleri olmayanları düşünün bir de...
Çok düşünmeyin ama...
Sürez (zaman) yitirmeyin onlarla. Kendi insanlarımızla neler üretilebilir? Nasıl önleri açılır? Bunu düşünün yanlızca. Göreceksiniz insanımızın ne denli yaratıcı, doğurucu, katkıcı olduğunu...
Kendinizden gerçekten umudu kesmeyin. Umut kıranlara yüz vermeyin sakın. Onlar inançsız olanlar, üretmeyenler, çalışmayanlar, tembellerdir.
Hiç bir ülkede bu denli olanak yok!
Bu olanakların yaratılmaları, yaratıcılığa dönüştürülmeleri, elbette gençlerle, umutlularla başarılacak.
"Çalışmak" en iyi yol. Sağlığımız için de...
Bizim "sadık yarimiz"topraktır...
Toprak bize vermeyi öğretir...
İnanın toprağınıza. Hele böyle bir toprağa... Kesintisiz 12 000 yıldır üreten, veren, yaratan toprağa...
- Vedat Günyol/İnsancılık -5- 22 Mart 2020 20:39
- Vedat Günyol/İnsancılık -4- 22 Mart 2020 20:40
- Vedat Günyol/ İnsancılık-3- 15 Mart 2020 19:30
- Vedat Günyol / İnsancılık -2- 09 Mart 2020 00:00
- Vedat Günyol / İnsancılık 02 Mart 2020 00:01
- İçin aydınlığı 24 Şubat 2020 00:00
- Süreklilik 16 Şubat 2020 23:30
- Yetmiş beş yıl sonra soykırım 09 Şubat 2020 22:35
- Yine deprem 02 Şubat 2020 22:30
- 25 Ocak 2020 (Bir gün sonra) 27 Ocak 2020 00:05
- Eğitim eğitim eğitim 19 Ocak 2020 22:47
- 24 Aralık 2019/Bruno Taut'un ölüm yıldönümü 13 Ocak 2020 00:08