16 Mart 2019 19:03

Çelebi Şair Eray Canberk

Çelebi Şair Eray Canberk

Kitap Kapağı: YKY Yayınları

PAZAR
Paylaş

Araştırmacı, yazar ve çevirmendir. Evet. Televizyon programı yapıp İstanbul’un sokaklarını arşınladığı da görülmüştür. Nicedir sadece şair dostlarımızın tabutlarını omuzlamak için konuk olduğumuz avlularda karşılaşıyoruz. Yılgıya karşı umudu tembihleyen odur, savaşa karşı barış şarkısı söylemeye o çağırır bizi, ölüme karşı yaşamdan yanadır. Emeğin yağmuruyla güzü yeşertmek için yazar.

bitmeden susarsa

bitmiş gibi türküsü

biliyorsanız eğer

siz sürdürünüz

“Başlayan ve Bitmeyen” şiiriyle gencecik yaşında yaşamı elinden alınanların bize bıraktığı mirasa bir mim koyan şairden bahsediyorum, Eray Canberk’ten.

Özellikle lise yıllarında öğretmenlerinin etkisiyle Sait Faik okuyunca dünyanın başka renklerini de gördü. Fark etti ki, 27 Mayıs’a giden yolda gazeteciler tutuklanıp basına uygulanan sansür daha bir hissedilir olmuştu.

1957 yazında Yaşar Kemal’in İnce Memed’ini okudu. İlericiliğin sosyalizme evrilmesinde romanlar, hikâyeler, şiirler yol gösterdi Eray Canberk’e. 1958’de, doğum gününde A. Kadir armağan etti ona abisi. Rıfat Ilgaz, Hasan İzzettin Dinamo girdi hayatına. Döneminde de yok sayılan şairler yol gösterdi ona. Şükran Kurdakul ile 1958’de tanıştı, Yelken dergisine gönderiyordu şiirlerini. “Sizin yatkın bir diliniz var şiire, yeni çalışmalarınızı bekliyoruz,” demişti ona Şükran abi. “Her yazdığınızı şiir zannetmeyin, dinlendirin” demişliği de vardır. Yaklaşık beş yıl şiir yazdı ve hiçbir yerde yayınlatmadı o yanıtların üstüne. Derginin başına bir şey gelmesin diye adını hep gizlemişti Şükran Kurdakul oysaki. 60 Kuşağı şairlerinin Yelken’den geçtiğini kim inkâr edebilir ki?

Kendi kuşağının en geç kitap yayımlayan şairi Eray Canberk’tir belki de. Kuşak şairlerinin tümü ondan erken davrandı kitap yayımlatmakta. Belki saklı kalmasını istediğinden belki bir kitaplık külliyatı olmamasından… Bülent Habora el attı işe, şiir yayıncılığının Don Kişot’u. Habora Yayınları. Gürol Sözen yaptı kapak çalışmasını. Kuytu Sular kitabı 1969 yılında yayımlandı. İç kâğıdı, kapak kâğıdı, dizgisi dostlarının yardımlarıyla kotarıldı. Kitabın dizgisini Bekir Yıldız yaptı örneğin; Eray Canberk elindeki dosyadan okudu, Bekir Yıldız dizdi.

Türkiye İşçi Partisi kurulduğunda Çapa’da Yüksek Öğretmen Okulu’nda okuduğu için heyecanla karşıladığı partinin üyesi olmayı erteledi. Toplumcu gerçekçi şiirin şairi ve öğrencisi olarak ANT ya da YÖN dergilerinin de etkisiyle yazmayı sürdürdü. İçten içe karşı geliyormuş gibi yapsa da etkilendi elbette İkinci Yeni’den. Ebrular kitabı Eray Canberk’in hey gidi. Gençliğinde çatıştığı İkinci Yeni şairleriyle zamanla dost oldu. Dönemin toplumsal ve siyasal olaylarını şiirlerinde yoğurdu ve yeniden üretti Eray abi. Emekten, emekçiden, yoksuldan, alın terinden yana bir hayatı seçti ve yazdıklarıyla çelişik bir gün bile yaşamadı.

Bir güneşe uzanan dal gibi çocukların kollarıyla yekinir zamanın sözcüklerine; umudu çoğaltmak için kalemini temiz tutmaya özen gösterir Eray Canberk.

bulup bulup çıkardığım

ve bildiğim sözcükleri

kayıtsız şartsız verdim

buyruğuna savaşçı şiirin

birer anlam imgesi sözcükler

kullandıkça çoğalan ve güçlenen

Lise yıllarında biriktirdiği harçlıklarıyla Erenköy’deki istasyona sırtını dayayan kitabevinde İstrati ve Dostoyevski okudu. Türkiye edebiyatında Orhan Kemal, Sait Faik, Ömer Seyfettin etkiledi. Yaşar Kemal’in Teneke kitabını okuduğunda kırda olup bitenle yüzleşti. Nâzım’ın kitaplarının yayınlanmasıyla daha bir sesini buldu Eray Canberk. Haşet Kitabevi onun uğrak yerlerinden biriydi çünkü yabancı dilde kitap bulabileceği en önemli kitapçı orasıydı. Sabahattin Ali, Reşat Nuri, Hüseyin Rahmi, Halide Edip, Mehmet Seyda ve Fedailer Mangası da hamurunun mayasında yer aldı.

Sennur Sezer ile kuşaktaş ve Yeni a’dan akrabadırlar.

“Çelebi şair” derdi Enver Ercan kendisine. Ne güzel.

Karşılaşmanın bütün inceliğiyle Haldun Taner ve Tahsin Yücel’in öğrencisi olarak kucaklar insanı Eray Canberk. İstanbul’dan seslenir ama Türkiye’nin bütün gerçekliği onun şiirinde dinlenir. Halk şiirinin olanaklarıyla yazar ama Balzac okumuşluğunu Lenin’e bağlar söyleşilerinden birinde. Türkiye Yazarlar Sendikası’nın ilk üyelerinden biri olması, onun aynı zamanda yazarın/şairin örgütlü olması gerektiğine inandığını gösterir. Emin olun kuşaktan kuşağa takip etmektedir şiiri, okumaktadır. Kitaplarınızdan biri mutlaka kitaplığındadır. Orada değilse kütüphaneye bağışlamıştır.

Cilavuz Köy Enstitüsü’nde bir günlüğüne de olsa mesai harcamışlığı, yemek yemişliği vardır. Hemşeriliğimiz buradan gelir. Çelebi şaire erken açmış erik ağaçlarıyla selam olsun.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa