07 Mart 2019 20:00

Antiemperyalizm ve beka

Antiemperyalizm ve beka

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Beka sorunu üzerine tartışmalar devam ediyor. Bazıları ülkenin bekası diyor, bazıları da devletin bekası. Beka sorununa böyle yaklaşanlar açısından aslında ülke devlettir, devlet de ülkedir. Bu nedenle onlar açısından devletin veya ülkenin bekasından bahsetmek aynı anlama gelmektedir. Yaklaşım böyle olunca beka sorununa karşı çıkanlar hemen hain, terörist ilan edilmekte, kendilerine karşı mücadele edilmesi gereken düşmanlar safına konmaktadır. Bu soruna ilişkin “ilginç” yaklaşımlardan birisi Fatih Altaylı’nın Habertürk’deki köşesinde yer aldı.     

Altaylı şöyle yazıyor, “Cumhurbaşkanı Başdanışmanı, uygulanmakta olan Anayasa’nın da mimarları arasında yer alan, yılların dostu Mehmet Uçum bir mesaj attı. Uçum şöyle yazmış: “Beka Meselesi: Beka; Cumhuriyetle birlikte emperyalizme karşı devamlılığı olan varoluş mücadelemizdir. Bugün ise Beka küresel emperyalizme karşı insanlık ve Türkiye adına ülke liderimizin yaptığı itirazla herkesin sahip çıkması gereken, bağımsızlığımız ve bütünlüğümüz için temel değer olmuştur... Bu konuda yapılan vurgular Türkiye’nin bu yüzyıldaki geleceği için son derece önemlidir. Yeter ki doğru bir yaklaşımla Beka meselesi anlatılsın. MHP’nin de doğru yaklaşımla Beka üzerinde durması hakikaten çok değerlidir. Bu mecranın kapsayıcı bir Beka anlayışıyla kendini geliştirmesi gerçekten çok kıymetli olacaktır.” Altaylı’da yukarıda belirttiği üzere sorunun doğru anlatılması gerektiğini söylüyor vb. (Antiemperyalist mücadeleye takılan yeni isim “Beka sorunu” Habertürk. 3 Mart)

Önce antiemperyalizm sorununa genel ve soyut bir yaklaşım yerine, ülkemizdeki duruma ilişkin somut bir yaklaşımda bulunmak gerekir. Bu ülkedeki sağ ve muhafazakar partilerin hiç bir dönemde antiemperyalist bir tutumları olmamış, emperyalizmle bir sorunları olmamıştır. Önceleri antikomünizm adına “yeşil kuşak” projelerinde yer almışlar, NATO’ya Batılı ittifaklara bağlı kalmışlar, Amerikan 6. filosunu kıble kabul ederek namaza durdukları da olmuştur. Bu konuda MHP’nin sicili de politik İslamcılar ve muhafazakar partiler kadar kirlidir. Onlar ABD emperyalizminin silahlı maşaları, militanları olarak ilerici, devrimci, sosyalist güçlere saldırmışlar, mezhep ayrılıklarının kışkırtılması üzerinden katliamlar da düzenlemişlerdir. AKP ve ortağı MHP’nin bugün de NATO’yla emperyalist büyük devletlerle

-ABD ile sorunlara aşağıda değinilecek- emperyalist tekellerle bir sorunları olmamıştır ve halen de yoktur.

Ama bu ülkede sağ partiler dahil, hükümette bulunmuş, ya da koalisyonlarla hükümet ortağı olmuş, solda bilinen CHP dahil, partilerin ABD ile, ya da somut bir sorun üzerinden diğer büyük emperyalist devletlerden biriyle sorunları olmuştur ve olmaya da devam etmektedir. ABD emperyalizmiyle ortaya çıkan sorunların tarihi de oldukça eskidir ve DP’nin son dönemlerinden bugüne kadar uzanan bir geçmişe sahiptir. Türkiye’ye karşı Kıbrıs sorunu, haşhaş sorunu, güncel olarak bölgedeki sorunlar üzerinden çeşitli dönemlerde ambargolar uygulanmış, bu ülkeyi yönetenler de zorunlu olarak bazı uygulamaları -İncirliğin kapatılması vb. gibi- gündeme getirmek zorunda kalmışlardır. Ama sorunlar biraz hafiflediğinde “İtaat et rahat et” tutumu genel tutumları olmuştur.

Antiamerikancılık antiemperyalizm demek değildir. Ama antiemperyalist olanlar doğal olarak ABD’ye de karşıdır ve Antiamerikancıdırlar. Bunların anlamı şudur, Antiamerikancı bir yönetim ABD tekelleri ile ekonomik ilişkileri sürdürüyor ve bunların gelişmesi için çağrılar davetiyeler çıkarıyorsa, dünyanın diğer emperyalist ülkeleri ile benzer ilişkiler geliştiriyorsa, “Ülkemizdeki yabancı yatırımlar, kendi vatandaşlarımızın yatırımlarından farksızdır” tutumunu ilan ediyor ve sürdürüyorsa, şu günlerde emperyalist devletlere, finans çevrelerine güvence üstüne güvence verip, borç bulmak için kapı kapı dolaşıyorsa bütün bunların antiemperyalizmle bir ilişkisi bulunmamaktadır.

Bugün de başta bölge sorunlarına yaklaşım olmak üzere ABD emperyalizmle ülkeyi yönetenler arasında ciddi sorunlar vardır ve bu sorunların yakın dönemde çözülebileceğine ilişkin bir belirti de yoktur. Aksine gelişmeler bu sorunların ağırlaşacağını göstermektedir. İktidar ABD’ye karşı tutumunda her hangi bir tutarlılıktan da yoksundur. ABD üsleri, NATO tesisleri faaliyetlerini sürdürüyor, Amerikan tekelleri üretime ve ticarete devam ediyorlar, ABD’den yeni silah sistemleri alınması için -eğer bu sorunlardan dolayı bir ambargo konmazsa - görüşmeler yürütülüyor.

Kısacası beka sorununun antiemperyalizmle bağlantılandırılması için ortada hiç bir neden bulunmamaktadır. Devletin bekasından söz edenler Cumhurbaşkanlığı forsundaki 16 yıldıza bir baksınlar! Bu neyi anlatıyor. Geçmişte Türk devleti olarak sayılan devletlerin yıkıldığını ve yenilerinin kurulduğunu! Bu yıldızların başka bir anlamı yok! Kimsenin kuşkusu olmasın bu ülkenin halkı, işçi ve emekçileri bağımsız, demokratik bir ülke ve devlet kurmayı başaracaklardır

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...