28 Şubat 2019 19:30

Venezuela ve ABD müdahalesi

Venezuela ve ABD müdahalesi

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Ülke seçim atmosferine girmişken uluslararası düzeyde de önemli gelişmeler oluyor. Bilindiği gibi ABD emperyalizminin açık müdahale tehdidi altında bulunan son ülke Venezuela. Venezuela sömürgeciliğe ve emperyalizme karşı bir mücadele ve direnme geleneği olan Latin Amerika’nın önemli bir ülkesi. Bolivarcı bir geleceğe ve halkçı bir yönetime sahip. Maduro yönetimi de ülkeyi ve halkı ABD emperyalizminin tehditlerine karşı savunma tutumunu benimsemiş durumda. Halkın da ABD’ye karşı öfke ve nefreti büyük.

ABD emperyalizminin müdahalesini kolaylaştırmak üzere emperyalist burjuvazi ve onun borazanı basın yayın organları, ambargo nedeniyle Venezuela’da yaşanan sıkıntılar üzerinden yoğun bir gerici kampanya yürütüyor. ABD ve AB aynı müdahaleci tutumda  -yöntemleri farklı olsa da- birleşiyorlar. Bu arada burjuva liberal çevreler ve bu mihrakların ortalığa saçtıkları ideoloji kırıntılarla beslenen sol liberal çevreler Maduro’nun “diktatörlüğü” üzerine yoğun bir karalama kampanyası yürütüyorlar.

Bu kampanyaların ortalıkta estirdikleri yoğun propaganda karşısında bazı sol çevreler de çoktan eğilip, bükülmeye başladı. Oysa sorun son derece açık. Bağımsız bir ülkeye karşı ABD emperyalizminin, bölgenin gerici bazı ülkelerini de kullanarak yürütmek istediği bir askeri müdahale söz konusu. Buna karşı açık, net, cepheden bir tutun almak gerekiyor. Biz buradan elbette Venezuela ilericilerine, yurtseverlerine akıl verecek değiliz.

Ama bu tür müdahaleler karşısında ortaya çıkan birikmiş mücadele deneyimlerini hatırlatmak da yanlış olmayacaktır. İşçi sınıfının politik örgütleri, devrimci, ilerici güçler böylesi durumlar karşısında genellikle ülkesini savunma konusunda samimi olan yönetimlerle ilkeli ittifaklara girerek birlikte bir mücadele cephesi örüyorlar. İlkeli ittifaktan kasıt ise şu; ilerici güçlere propaganda ve örgütlenme hakkı tanınması, buna engel olmama ve dış müdahaleye karşı ortak mücadele.

Bunun bir yansıması olarak ilerici ve sosyalist güçlerin Maduro ile ulusal demokratik denebilecek bir çerçevede ittifak yapmaları, birlikte ABD emperyalizmine ve diğer emperyalist güçlere karşı mücadele etmeleri herhalde doğru bir çizgi olacaktır. Esasen emperyalizme karşı halkın mücadelesini başarıya götürecek, tutarsızlık gösterdiği durumda mevcut iktidarı doğru yola sokacak veya onu etkisizleştirip mücadelenin başına devrimci sosyalist güçleri getirecek çizgi de bu çizgi olacaktır.

Ayrıca burada değinmek gerekir ki, Erdoğan iktidarının Maduro yönetimiyle sürdürdüğü ilişki iki yüzlü, samimiyetsiz ve çıkara dayalıdır. İki yüzlüdür çünkü Erdoğan iktidarı emperyalizmin Suriye’ye yaptığı müdahalenin temel dayanaklarından birisidir. Suriye’de bir emperyalist müdahale yürümektedir ve gerek Türkiye’nin gerekse bölge ülkelerinin ve en önemlisi emperyalist dış güçlerin Suriye’den ve bölgeden derhal çıkmaları gerekmektedir. Emperyalist tekelleri sürekli Türkiye’de yatırım yapmaya çağırmak gibi konulardan da daha hiç bahsetmiyoruz. 

Açıkçası yönetimleri farklı olsa da, dış emperyalist müdahale açısından Suriye ile Venezuela arasında bir farklılık bulunmamaktadır ve her iki ülke de emperyalist müdahaleye -Venezuela açısından bu halen diplomatik ve ekonomik düzeyde olup, askeri müdahale henüz yakın bir tehdittir- doğrudan maruz kalmaktadır. İngiltere Venezuela’nın kendisine teslim ettiği altınları bloke etti. Erdoğan yönetiminin de Venezuela’nın kendisine emanet ettiği altınları güçlü bir emperyalist baskı altında bloke etmeyeceğinin hiç bir garantisi bulunmamaktadır.

Yazıyı bitirirken bir noktaya dikkate çekmek gerekiyor. Büyük emperyalist ülkeler arasındaki gerilimler artıyor ve çelişkiler keskinleşiyor. IMF’nin açıkladığı son rakamlar dünya ekonomisinin sıkıntılı bir döneme girdiğini açıkça ortaya koyuyor. Bu gelişmeler artan silahlanma ve nükleer silahlanmanın yeni bir evreye girmesi eşlik ediyor. Bu nedenle bölgesel gerilimlerin, çatışma noktalarının daha fazla kışkırtılması, müdahalelerin ortaya çıkması beklenmedik gelişmeler olmayacak. Yani Venezuela vb. meseleleri arızi, kısmi şeyler olarak görmemek gerekiyor. Kısacası dünya halklarını, uluslararası işçi sınıfını çetin bir dönem bekliyor. 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...