20 Şubat 2019 23:15

Vatanın, bayrağın bekası adına!..

Vatanın, bayrağın bekası adına!..

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Stadyumlar, Kürtlere yönelik ırkçılığın en somut, yoğun ve kolay biçimde hayata geçirildiği mekanlar arasında. Özellikle Amedspor ve Cizrespor yıllardır hemen hemen gittikleri her deplasmanda ırkçı taciz ve saldırıların hedefi oluyor.

Irkçılık cüretini, iktidarın ayrımcı ve hedef gösterici söylemleriyle beslenen nefret ikliminden alıyor. İnsanlara sürekli olarak, vatanlarının, bayraklarının tehlike altında olduğu düşüncesi pompalanıyor. Bu propagandanın etkisiyle ırkçı histeriye savrulanlar da vatanlarının, bayraklarının bekası adına düşman belledikleri takımlara karşı gerekeni yapmaktan geri durmuyor!..

Geçtiğimiz hafta sonunda Cizrespor, Antalya’da oynadığı Serik Belediyespor maçı öncesinde tacize, sonrasında ise saldırıya uğradı.

Bölge takımlarının deplasmanda oynadığı maçlardan önce, “Ölürüm Türkiye” şarkısıyla yapılan taciz artık bir klasik haline geldi. "Biz vatanını ölesiye seven Türkler, sizin gibi vatan haini teröristlere birazdan gününüzü göstereceğiz" demeye getiriyorlar. Sporu, ırkçı gövde gösterisinin aracı kılmak, muktedirler ve onlara biat edenler için son derece sıradan bir durum ne de olsa.

Bu karşılaşmanın öncesinde de stadyum hoparlörlerinden “Ölürüm Türkiye” şarkısı çalınarak provokasyonun ilk adımı atıldı ve tribünleri dolduran ırkçı lümpenler her türlü barbarlığı yapabilecek kıvama getirildi. Milli hisleri iyice kabaran yiğitler(!) vatanları ve bayrakları için tehdit oluşturan Cizrespor’a gereken dersi vermeye hazırdı artık. Kulağında "Ölürüm Türkiye" şarkısı, elinde şanlı Türk bayrağı olan vatan aşığı bir neferi hangi güç kahramanlıktan uzak tutabilirdi ki zaten? Gerçi yüzlerce kişinin misafir takıma saldırması kahramanlıktan ziyade alçaklık kapsamına giriyordu ama olsun, hiç fark etmezdi. Vatanın ve bayrağın bekası söz konusu olunca, düşmanlara hak ettikleri ders, her yerde ve her şekilde mutlaka verilmeliydi!..

Cizrespor gol atınca, “utanç verici” geriye düşme durumunu gizlemek, morallerin bozulmaması açısından önemliydi!.. Hemen gereken yapıldı ve skorbordun ekranı Türk bayrağıyla kapatılarak o anki skorun görülmesi engellendi. Bu dahice uygulama sayesinde gol yenmesine rağmen kimsenin keyfi kaçmadı, coşkusu azalmadı, linç arzusu örselenmedi. Neyse ki bayrak bir kez daha ciddi bir sorunun üstesinden gelmişti. Zaten bayrak hangi sorunu çözüme kavuşturmazdı ki?

Barış talebini dile getiren pankartla sahaya çıkan takımı, futbola siyaset karıştırıyorlar gerekçesiyle cezalandıranlar, stadyumları milliyetçi propagandanın merkezi haline getiriyorlar. Milliyetçiliği, herkesin benimsemesi/özümsemesi zorunlu doğal bir duygu/olgu olarak görüyor ve siyasetten saymıyorlar herhalde. Gıdası nefret ve düşmanlık olan milliyetçiliğin ırkçı barbarlığa dönüşmesi ise pek uzun sürmüyor.

Muktedirler, diğer pek çok alanı olduğu gibi futbolu da devletin resmi ideolojisini pekiştirmek ve kitlelere yaymak üzere kullanıyorlar. Dünya futbolunun çıtası teknik anlamda her geçen sene daha da yükselirken, biz zamanımızı ve enerjimizi ırkçı histerilerimizi tatmin etme yolunda harcamayı tercih ediyoruz. Son dönemde yabancı oyuncu sayısının fazlalığına göndermede bulunularak gündeme getirilen İstiklal Marşı tartışması da bu kapsamda değerlendirilebilir.

“Tekçilik” üzerine inşa ettiğin sığ ideolojiyle farklılıkları yok sayıp bir halkın iradesini teslim almaya çalışırsan; o halkın seçtiği insanları “teröristlikle” yaftalayıp görevden alır ya da hapse atarsan; vatanın, milletin, bayrağın bekası gibi hezeyanları ve nefret içerikli söylemleri gece gündüz dilinden düşürmezsen elbette hayatın diğer alanlarında olduğu gibi sporda da ırkçı saldırıların yolunu ardına kadar açmış olursun…

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...