14 Şubat 2019 00:21

Kriz kuyrukları

Kriz kuyrukları

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Ekonomik krizin halkın günlük yaşamı üzerindeki etkileri arttıkça, iktidara yönelik öfke ve eleştiriler de gözle görülür şekilde artıyor. Bu durumun yerel seçimler yaklaştıkça daha da belirgin hale gelmesi, iktidarın ekonomik krizin asıl nedenlerini ortadan kaldırmak yerine sonuçlarını hafifletmeye yönelik adımlar atmasını beraberinde getiriyor.

Yıllardır benimsenen yanlış tarım politikaları sonucunda fiyatları sürekli yükselen yaş sebze meyveler, belediyeler öncülüğünde ‘tanzim satış’ yöntemiyle satılmaya başlandı. Sebze meyve fiyatları ülke çapında yüksek olmasına rağmen, iktidarın kaybedilme riski bulunan ve seçmenlerin önemli bir bölümünün yaşadığı İstanbul ve Ankara’da satış noktaları oluşturulması dikkat çekici. Anket sonuçları iyi gelmiyor olacak ki Cumhurbaşkanı Erdoğan, sebze meyve ile başlayan tanzim satış uygulamasının kuru bakliyat (pirinç, bulgur, mercimek) ve temizlik ürünleri ile devam edeceğini açıkladı. 

AKP bugüne kadar, özellikle politika ve uygulamalarının geniş kitleler tarafından sorgulanmaya başladığı dönemlerde, ayakları altından kaymaya başlayan toprağı tutmak için halkı ‘asıl hedefleri yükselen Türkiye’ gibi hamasi söylemlere korkutur ve sürekli ‘dış tehdit’ söylemini kullanırdı. Bugün de benzer söylemleri kullanmakla birlikte, ekonomide yaşanan ağır sorunlar karşısında kendilerini tamamen dışarıda tutarak ‘gıda terörü’ söylemine sarılıyorlar.

İktidar denetimindeki yazılı ve görsel medya, ‘gıda terörü’ olarak ifade edilen fiyat artışları karşısında, aynı kaynaktan çıktığı belli olan ve ‘iktidar bülteni’ şeklinde hazırlanmış abartılı haberlerle ‘Gıda teröristleri ile mücadele ediyoruz’ propagandası yapıyor. Ancak gerek tanzim satış noktaları önünde oluşan uzun kuyruklar, gerekse İŞKUR il müdürlükleri önünde oluşan işsizler kuyruğu, iktidar tarafından ısrarla yok sayılan ya da gelip geçici olduğu iddia edilen ekonomik krizin halkı nasıl ve ne kadar etkilendiğini tüm açıklığıyla gösteriyor.

Halkın öncelikli gündemini oluşturan hayat pahalılığı, işsizlik, yoksulluk, eğitim, sağlık, beslenme, barınma vb. gibi en temel sorunlarını çözmek için bugüne kadar hiçbir somut adım atılmadığı gibi, sırf yerel seçimleri kazanmak için gündeme getirilen ve iktidarın kendisini kurtarmak için uyguladığı ‘seçim tedbirleri’nin mutfaktaki yangını söndürmesi mümkün değil.

Yıllardır geniş toplum kesimlerinin, emekçilerin karşı karşıya kaldığı sorunları kısa süre içinde çözecekmiş gibi yaparlarken, kimi zaman ikna ederek, kimi zaman korkutarak, kimi zaman da tehdit ederek istekleri sonuçları almış olabilirler. Bu yöntem, bugüne kadar işe yaramış olsa da, ülke tarihinin en ağır krizinin yaşandığı, özellikle işsizlik ve hayat pahalılığının kalıcı hale geldiği koşullarda işlerinin hiç kolay olmadığını biliyorlar.

Krizin etkisini hissettirdiği son birkaç ayda yaşanan gelişmeler, ekonomide yaşanan olumsuzlukların asıl sorumlularının kimler olduğunu açıkça gösteriyor. Üstelik bu durum geçmişte olduğu gibi sadece iktidara muhalif olanlar açısından değil, bugüne kadar iktidara gözü kapalı destek verenler tarafından da görülmeye başlandı. Her ne kadar iktidar güçlerinin arkasında hâlâ hatırı sayılır bir destek olsa da, aklı başında olan herkes, ülkede yaşanan hayat pahalılığının, işsizliğin, yoksulluğu ve adaletsizliğin kimlerin eseri olduğunu görüyor.

Ekonomide yaşanan olumsuzluklar nedeniyle geniş halk kesimlerinin mevcut sisteme yönelik eleştirilerin artması, bugüne kadar iktidarla ve sistemle kurdukları güçlü bağları bile çözmeye başladı. Bu koşullarda iktidar güçlerinin aslında ellerindekileri kaybetmemek için öne sürdükleri ‘beka sorunu’ söyleminde ısrar, yerel seçim sonuçlarından bağımsız olarak, ülkeyi sonu görünmeyen bir çıkmaza doğru sürüklüyor.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa