12 Şubat 2019 00:50

Bildirgeler ‘saha’dan: ‘Bizim hırsızımız’la ‘bizim MHP’limiz’ yarışı!

Bildirgeler ‘saha’dan: ‘Bizim hırsızımız’la ‘bizim MHP’limiz’ yarışı!

Fotoğraf: Envato

Paylaş

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, önceki gün Ankara’da yaptığı toplantıda, 12 maddelik “yerel seçim bildirgesi”ni açıkladı ve belediye başkan adaylarını tanıttı.

Kılıçdaroğlu’nun açıkladığı madde başlıkları şöyle: “Hoşgörülü ve saygılı kentler”, “Hakça paylaşan kentler”, “Hesap veren ve şeffaf yönetilen kentler”, “Yoksulluğu yenen kentler”, “Üreten ve istihdam yaratan kentler”, “Yenilikçi ve akıllı kentler”, “Ulaşım sorunu olmayan kentler”, “Nefes alan kentler”, “Sosyal adaleti sağlayan kentler”, “Kültür ve sanatı geliştiren kentler”, “Doğa dostu kentler”, “Mutlu şehirler”.

Kılıçdaroğlu’nun “seçim bildirgesi” de Erdoğan’ın “manifestosu” gibi, herkesin “Keşke olsa” diyeceği vaatlerden oluşmuş.

Elbette beklendiği gibi!

SEÇİM BİLDİRGELERİ ‘PARLAK VAATLER’ LİSTESİ

Çünkü mevcut siyasi sistemde partiler arasındaki mücadele, laf yarışı üstünden yapıldığı için, kim en parlak lafları söylerse onun bir adım öne geçeceği var sayıldığından seçim bildirgeleri de bir “vaatler yarışı”na dönüşmektedir.

Bu yüzden de gerçeği anlamak için partilerin ne vadettiklerinden çok ne yaptıklarına bakmak gerekiyor. Çünkü, “Yalandan kim ölmüş” yaklaşımı, sermaye partilerinin oluşturduğu piyasadaki en geçerli ve yaygın kullanılan kriterdir.

Bu yüzden de önceki gün CHP’nin açıkladığı “yerel seçim bildirgesi”ni okuyan herkesin aklına, “CHP’nin elinde olan belediyelerde bunları bugüne kadar neden yapmadığı”, neden şimdi yeni yönetime geliyormuş gibi vaatler dizgesi olarak sunduğu” soruları gelmiş olmalı. Gelmelidir de.

Tıpkı “Erdoğan’ın manifestosu”nu okurken, “Bu AKP çeyrek yüzyıldır belediyelerin yönetiminde, bunlar şimdi mi akıllarına geldi” denmesinin çok haklı bir soru olması gibi!

Bu yüzden de AKP’nin “manifestosu”na ya da CHP’nin “yerel seçim bildirgesi”ne bakarak aralarındaki farkı anlamak zor.

Bu yüzden de AKP’nin asıl manifestosunun Erdoğan tarafından değil de Mersinli bir AKP ilçe başkanı tarafından ilan edildiğini söylemek yanlış olmaz.

AKP’NİN SEÇiM KRİTERİ: HIRSIZSA BİZİM HIRSIZIMIZ!

Mersin-Çamlıyayla AKP İlçe Başkanı Mehmet Ali Yetiş, seçim propaganda konuşmasında, AKP’nin yerel seçimlere ilişkin en gerçekçi yaklaşımını dillendirdi.

“Cumhur İttifakı” dışındaki herkesi “illet ittifakı”, “dörtlü çete” gibi nitelemelerle, “vatana ihanet”le suçlayan Erdoğan’ın söyleminden ilham aldığı anlaşılan Yetiş, “Vatan hainlerinin yanında yer almaktansa, hırsız bizim hırsızımız, biz yanında yer alırız. Yarın burayı Allah korusun kaybetme durumunda, bunun hesabını veremeyiz” dedi.

En başta Yetiş’in, “Hırsız bizim hırsızımız, biz yanında yer alırız”  demesi tepki çekti. Ama burada “Yarın burayı Allah korusun kaybetme durumunda, bunun hesabını veremeyiz” cümlesi de en az “Hırsız bizim hırsızımız” demesi kadar önemlidir. Çünkü, AKP-MHP ittifakı, seçimi kazanmayı “kendi bekası” olarak görmektedir. Nitekim Cumhurbaşkanı açıkça, “Cumhur İttifakı bizim bekamızdır” demektedir.

Bu yüzden de Yetiş; “AKP için önemli olanın seçimi kazanmak olduğunu; bunun için de belediye yönetimlerinin başarılı mı, başarısız mı, rantçı mı, hırsız mı olmasının bir öneminin olmadığını” söylüyor.

Yani AKP’de bu seçimin kritik çizgisi Erdoğan’ın açıkladığı “manifesto”daki başlıca hedefler değil, Yetiş’in açıkladığı “kriterler”dir! Bu yüzden de AKP’nin asıl seçim manifestosunu Mersinli Mehmet Ali Yetiş ilan etmiştir dersek yanlış bir şey  söylememiş oluruz.

CHP’NİN SEÇİM KRİTERİ: MHP’LİYSE BİZİM MHP’LİMİZ!

Kılıçdaroğlu halkın belediyelerde görmek istediklerini 12 maddede toplamıştır ama bu maddelerde ne yazarsa yazsın CHP’nin yerel seçim kriteri; “Ne olursa olsun bu seçimi kazanmalıyız”dır.

Nitekim bu “kazanma” tutumunu, bölgedeki her tür karanlık, kontra faaliyetlerin içinde olan bir aşiretin lideri olan Mehmet Fatih Bucak’ın Siverek Belediye Başkanlığına aday olarak gösterilmesine kadar vardırmıştır.

Elbette ki AKP’nin “kazanmayı” baş ilke ilan etme tutumu, seçimi kendi “beka sorunu” olarak görmesinden, “tek adam rejimi”ni inşa etmenin dayanağı yapma amacından gelmektedir. CHP’nin gerekçesinde ise, “Tek parti rejiminin önünü kesecek bir seçim sonucu elde etme” vardır. Bu fark, CHP’nin “kazanmayı ilke edinme” tutumuna meşruiyet sağlamaktadır. Ki, HDP’nin kimi illerde aday çıkarmamasının, demokrasi güçlerinin “Cumhur İttifakı partilerinin adaylarına oy yok” çizgisinde hareket etmelerinin gerekçesi de budur.

Ancak bu “meşruiyet”, CHP’nin ilçe belediye başkanları ve kimi belediye meclisi üyelerini bile merkezden atayan ve Bucakları aday göstermeye varan pragmatizmini mazur göstermez. Dolayısıyla CHP’nin de yerel seçim manifestosu, açıklanan 12 ilkeden öte, “Seçim kazanmak için her yol mübahtır” kriterini esas almıştır.

CHP böylece, “MHP’liyse de ‘karanlık ilişkileri’ varsa da bizim MHP’limiz, bizim karanlık adamımız olsun” demektedir.

Yerel seçim takvimi ilerledikçe, seçim bildirgelerinde yazılanların yazanlar tarafından umursanmadığı, “kazanma” ötesinde bir değerin tanınmadığı bir sürece tanık olacağımız görünmektedir.

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...