30 Ocak 2019 23:20

Cumhura karşı zillet ittifakı mı?

Cumhura karşı zillet ittifakı mı?

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Siyasetin kutuplaştırıcı dili yine egemen oldu ortama. AKP ve MHP sözcüleri cumhur ittifakına karşı zillet ittifakı kurulduğunu söylüyorlar. Zillet: Sözlüklerde hor görülen, aşağılanan ya da aşağılanma durumudur. Cumhur ise, halk, millet manasındadır. Zillet ittifakı derken bir yerde “aşağılık ittifak” diyorlar. Bu ittifakın oy tabanı da cumhur ittifakına yakın. Zillet ittifakı nitelemesine HDP’yi dahil ediyorlar. Türkiye’nin bir beka sorunu var ve bu seçimde (yerel yönetim seçimleridir, merkezi idare seçimleri değil) cumhur ittifakı etrafında birleşmemiz gerektiğini söylüyorlar. Kutuplaşmamızı istiyorlar. Daha çok HDP öcü olarak gösteriliyor. Altı milyon oy almış bir partiyi terör ile bağlantılı gösteriyorlar. Bu partinin belediye başkanlarını tutuklamaları, kayyum atamaları, genel başkanları ve milletvekillerinin tutuklanması, parti binalarının ve toplantılarının basılması, gözaltına alınmaları yetmiyor. Terör yandaşı, iş birlikçisi ve benzeri sıfatlar kullanıyorlar.

Aslında tam Sırrı Süreyya’lık durum var ortada. O çıksa da konuşsa. Karmaşık meseleleri en sade biçimde ve nükteler katarak bizim daha iyi göreceğimiz şekilde anlatsa…Yine de hapishaneden nasıl göründüğü önemli, Türkiye’nin.

Dışarıdaki hapishanede, kutuplaştırma çabaları en üst siyasi aktörler tarafından gösteriliyor. Halk da ipin öteki tarafına geçmiş falan değil. Bütün tahrik edici, nefret ve ayrımcı söylem ve çabalara rağmen bu böyle… Beka sorunu havada kalan bir söylem. Ne bekası? Neyin?

Fakat söz gelimi HDP açısından sorunlar yok mu? Muhalefetini daha etkili yapamaz mı? İstanbul’un seçiminin kaderini belirleyecek bir oy potansiyeline sahip ve ayrıca en büyük sayıda oyununun olduğu kent İstanbul. Ne düşündüklerini açıklamayacaklar mı?

CHP hala halka umut vermeyen bir yol izliyor. Soldan değil, sağdan ve sağın eski/yeni ülkücü kesimleriyle  ittifaklar arayışında. Sosyal demokrasinin yanından en hafif nitelemeyle teğet geçiyor. HDP ile yan yana bir fotoğraf vermekten uzak duruyor. HDP ki

Türkiye’nin gelmiş geçmiş en çoğulcu partisi. Türkiye’nin sosyal demokratları selam vermeye çekiniyorlar. Biraz cesaret, biraz sosyal demokrat ilke ve esaslara hürmet lütfen.

Ben topluma, sınıf ve sosyal hareketlere baktığımda, 12 Eylül’den çıkış süreci için en hareketli zamanların yaşandığı 1987-1991 dönemini görüyorum. O zamanlar da en çok bir araya gelme formatları panellerdi. Şimdi de öyle. Açık ve kapalı yer toplantıları, grevler, yasaklara karşı protestolar, çevre hareketleri, çeşitli arayışlar…1989 yılında yapılan belediye seçimleri sosyal demokrat SHP ve sonrasında da sonu kötü bitse de Erdal İnönü başkanlığındaki  SHP’nin  milletvekili seçimlerinde Kürt siyaseti/siyasetçileriyle ittifak dönemiydi. Nefes almaya başlanan yıllar. 12 Eylül karanlığından çıkışa dair umut vadeden yıllar…

Türkiye’nin beka sorunu yoktur. Bizi korkutmaya çalışıyorlar. Fakat bu anti demokratik, baskıcı düzenin beka sorunu vardır.

Demokrasi güçleri, insan hakları, demokrasi, hukukun üstünlüğü ilkeleri etrafında bir araya gelirse, başka bir ifade ile “demokrasi ittifakı”nı oluşturabilirse bu antidemokratik baskıcı düzen yerini demokrasi düzenine bırakabilir.

Özgürlükçü ittifaklardır ki, özgürlükçü siyasal ve hukuksal düzenleri yaratabilir ancak.

 

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa