29 Ocak 2019 22:54

Masaldan bilime

Masaldan bilime

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Masallar dünü yarına taşır. Misal “Altın Yumurtlayan Tavuk” masalı. Bu masalın bugüne tercümesi cümle basına manşet olan şu bilim haberi olsa gerek: “Kanser ilacı yumurtlayan tavuk.”

Bin yıllardır ucuz materyalden altın eldesi kimilerinin bitmez hayalidir. Sarı, ucuz ve bol olan ne varsa simyacılar inatla altına dönüştürmek istedi. Misal antik Yunan’da idrarda altın olacağı zannı ile habire bir kapta idrar kaynattı simyacımız. Sonuç başarısızdı ama gece idrar kaynatılmış kabın çok parladığı görülünce aydınlatmada kullanılmaya başlandı. Tesadüfen ‘fosfor’ bulunmuş oldu. O gün bugündür gece hala kullanılır, misal trafik levhaları fosforludur günümüzde de.

Bilim insanlarının “Genetiğiyle oynanmış keçi, koyun, tavşan ve tavuk gibi hayvanların süt veya yumurtalarında farklı hastalıkların tedavisine umut olabilecek protein vb üretebildiklerini” biliyoruz. Son olarak bir bilim dergisinde yer alan araştırma kamuoyundan yoğun ilgi gördü. Her ne kadar seri üretim ve öncesinde ilaç izin onayı için yaklaşık 20 yıl gerekse de çalışma sonuçları heyecan yarattı. Zaten  “Altın Yumurtlayan Tavuk” masalı ile mevzuya görece aşina idik.

Bu çalışmada bilim insanları, özellikle insanların bağışıklık sistemi için gerekli olan iki proteinin tavuk yumurtasında yer almasına odaklandılar. Bunlardan “IFNalpha2’nın anti-viral ve kanserle mücadele özellikleri var. Macrophage-CSF proteini ise zarar görmüş doku tamirinde” önemli. Bekleyip göreceğiz...

Simyacıların altına dönüştürmek için bin yıllar harcadığı metal ise bakır. Yakın zamanda Çinli bilim insanları bunu kısmen başardı. Çinli ekibin “Çok daha ucuz bir metal olan bakırı altına çok yakın yeni bir maddeye dönüştürmesinin” öyküsü Science Advances adlı dergide yayımlandı. Her ne kadar bu yeni elde kuyumcuda bilezik olacak kıvamda olmasa da teknolojik üretim alanında altının yerine kullanılabilecek.

İnsan soyunun ucuzdan pahalı elde çabası hiç azalmadı. Antik çağda idrardan simya ile altın elde etme çabası hayata geçemese de, 2000’li yılların başında gaitada en fazla üreyen mikrop olan E. coli bakterisine insülin üretmeyi başardı bilim insanları. E. Coli’ nin genetiğini değiştirerek sağlandı bu insülin üretimi.

Evet, masallar dünün hayalini bugüne taşıdı, masalların ekseriyeti hikayeye dönüştü. Misal “açıl susam açıl”

Sağlıcakla kalın.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa