22 Ocak 2019 00:40

Yıkım kentlerinde nüfus mühendisliği!

Yıkım kentlerinde nüfus mühendisliği!

Fotoğraf: Envato

Paylaş

31 Mart yerel seçimlerine daha iki aydan fazla bir süre olmasına rağmen şimdiden bu seçimlere gölge düşürecek ciddi iddialar gündeme geliyor/getiriliyor. Özellikle Kürt kentlerinde birçok yerde tek adreste yüzlerce hayali seçmen yazılması vakaları ortaya çıkartılmış durumda. Bunun da ötesinde birçok küçük kentte/ilçede özellikle polis ve asker lojmanlarında yazılan yeni seçmenlerin seçimlerin sonucunu etkileyecek oranda arttığı/arttırıldığı görülüyor.

Hayali seçmenlerin, seçmen yazımı ile ilgili şaibelerin ağırlık kazandığı kentlere biraz yakından bakıldığında bu vakaların öyle rastlantısal olarak ortaya çıkmadığını, aksine planlı bir politikanın parçası olduğunu söyleyebiliriz.

Ancak yerel seçimler öncesinde yaşanan bu gelişmeleri anlamak için Kürt kentlerinde son birkaç yılda yaşananlara dönüp bakmak gerekiyor.

2015 sonları ve 2016 başlarında ‘kent savaşları’nın yaşandığı Kürt kentleri büyük oranda yıkıma uğradı. Yüz binlerce insan bu yıkımdan doğrudan ya da dolaylı olarak etkilendi. Güneydoğu Anadolu Belediyeler Birliği (GABB) yaşanan çatışmalardan sonra yaptığı araştırmada Diyarbakır’ın Sur, Silvan, Bismil, Dicle ilçeleri, Mardin’in Nusaybin, Derik, Dargeçit ilçeleri, Hakkâri’nin Yüksekova, Şemdinli ilçeleri, Şırnak merkez ve Cizre, Silopi, İdil, Beytüşşebap ilçeleri ile Muş’un Varto ilçesinde 451 bini doğrudan olmak üzere buralarda yaşayan 880 bin insanın bu çatışma ve yıkımdan etkilendiğini belirlemişti. Yani yüz binlerce insan evlerinden, mahallelerinden, kentlerinden göç etmek zorunda kaldı, göç etmeyenler ise, yaşamlarını eskisi gibi sürdüremez hale geldi.

Çatışmaların sona ermesinden sonra Şırnak kent merkezi ve Diyarbakır Sur örneğinde olduğu gibi bu kentlerin birçok mahallesi yıkılarak insansızlaştırıldı. Ardından devlet buralarda denetimi elinde tutmak için neredeyse her köşe başını seyyar karakola çevirdi. ‘Güvenlikçi politika’nın bir sonucu olarak buralardaki polis, asker sayısı tarihinde olmadığı kadar arttırıldı. Dolayısıyla göç ettirme/insansızlaştırma politikası ile birlikte bu kentlerdeki polis, asker, memur sayısı nüfus içinde önemli bir yer tutar hale geldi.

Öte yandan 2015’ten bu yana sürdürülen yıkım politikalarına, bunca şiddet ve baskıya rağmen iktidar, Kürt sorununda istediği sonucu elde edemedi. 16 Nisan 2017’deki referandum ve 24 Haziran 2018 seçimleri Kürtlerin önemli bir çoğunluğunun her türlü baskı, yasak ve engellemeye rağmen ulusal-demokratik talep ve mücadelenin arkasında durduğunu/durmaya devam ettiğini göstermişti.

İşte Erdoğan iktidarı totalde yapamadığını, yerel seçimlerde Kürt mücadelesi bakımından sembolik önemi olan bazı merkezler üzerinden yapmanın ve dolayısıyla halkta ve harekette bir moral bozukluğu yaratmanın hesabını yapıyor. İşte Gazeteci-Yazar Nevzat Onaran’dan ödünç alarak söylersek ‘nüfus mühendisliği’(*) tam bu noktada devreye giriyor. Yaşanan göç/insansızlaştırma nedeniyle iktidar partisinin kazanma olasılığının ortaya çıktığı yerler için özel planlamalar yapılıyor. Bir yandan hayali seçmen kaydırmaları, öte yandan zaten sayıları oldukça fazlalaşan polis, asker, memurların ailelerinin kayıtlarının bugüne kadar olmadığı biçimde özel bir planlama ile buralara kaydırılması bu nüfus mühendisliğinin temelini oluşturuyor.

HDP cephesinden yapılan açıklamalar ve ortaya çıkarılan şaibeli seçmen yazılımları Şırnak kent merkezi ile Uludere ve Beytüşşebap ilçeleri ve Hakkâri’nin Çukurca ilçesinin bu nüfus mühendisliğinin öncelikli hedefleri olduğunu ortaya koyuyor.

Şırnak kent merkezinde 24 Haziran’da 32 bin 259 olan seçmen sayısı bu kısa süre içerisinde 37 bin 875’e yükselmiş durumda. Ve yeni yazılanların büyük çoğunluğu batı kentlerinden kaydırılmış durumda.

24 Haziran’da 4 bin 552 seçmenin kayıtlı olduğu Uludere’de 1967 yeni seçmen yazılmış. Neredeyse seçmen sayısının yarısı kadar!

24 Haziran’da 10 bin 400 seçmeni olan Beytüşşebap’ta da 1372 yeni seçmen yazılmış.

Çukurca ilçe merkezine bağlı 3 mahalledeki toplam 18 adreste 3 bin 960 hayali seçmen kaydedilmiş.

Ne diyordu tek adam rejiminin ‘derin’ ortağı Bahçeli?

“Kayyum atanan yerleri yine kazanırlarsa bunu plebisit gibi sunarlar.”

Yani Kürt kentlerinde yerel seçimler iktidarın politikalarına karşı bir halk oylamasına dönüşebilir diye kaygılanıyor Bay Bahçeli!

Sonuç olarak Diyarbakır, Van, Mardin gibi büyük kentleri kazanma şansı olmayan iktidar HDP’ye/Kürt hareketine karşı propaganda aracı haline getirebileceği sembolik anlamı olan ama nüfusça küçük merkezleri kazanmak için hesaplar yapıyor ve bu hesapların tutması için nüfus mühendisliğini devreye sokuyor. Ne de olsa bugünkü iktidar ‘Ermeni Tehciri’nden ‘Zorunlu İskan’a nüfus mühendisliği konusunda ‘uzman’ bir devlet geleneğini temsil ediyor!

*Nevzat Onaran’ın Kor Kitap tarafından yayımlanan “Ermeniler, Rumlar ve Kürtler-Türk Nüfus Mühendisliği (1914-1940)”  kitabı, bu ‘nüfus mühendisliği’ geleneği konusunda çarpıcı bilgi ve belgelere yer veriyor.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...