20 Ocak 2019 23:40

Yitirdiklerimiz

Yitirdiklerimiz

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Son günlerde çevremden eksilenleri düşündükçe savaşım gücüm artıyor.

Hiç birine günü gününe değinmedim. En sevdiklerimi yitirdiğimde bile… Çünkü şu günlerde umutsuzluk üretmek olmamalı hiç birimizin işi.  

Aslında umut üretmeye zorunluyuz. Bu zorunlulukta bile umutsuzluk üretenler işin sonunu düşünmeyenler… Benim değindiğim umut, yitirdiklerimizin bize sorumluluklar yükleyenler olmasından… Onlar bütün yaşamlarında ülkeyi düşündüler kendilerinden önce. Bize de o yolu gösterdiler. Bu yolda ürettiklerinin ışığında…

Cevat Geray örneğin…

Cevat, durduğu yerde ışık saçardı.

Bir konuda ona danışıldığında alınan yanıt, en önemli noktalardan birini ortaya çıkarıverirdi. Bir çalıştayda konut üzerinde tartışıyorsak örneğin, hepimiz sanırız ki söylenecek olanlar söylenmiştir. Ona geldiğinde can alıcı noktayı sorar: Neden “kiralık konut üretilmiyor?”

Evet neden?

Çünkü konut üretenler, konutsuzları düşündüklerinden değil, onların dişlerinden tırnaklarından artırabildiklerine göz koyduklarından yapıyorlar bu işi.

Cevat’ ı yitirdiğimiz günden bir- iki hafta önce, son yazılarının toplandığı tuğla gibi iki koca cilt aldım. Onu candan seven bir öğrencisi Hasan Hüseyin’ in yardımıyla kotarılmıştı…

Tümü Türkiye’nin sorunları üzerinde…

Ya Bozkurt Güvenç!

Onunla birlikte neler yitirdik? Türkiye’miz neler yitirdi?

Birlikte yemek yediğimiz birkaç ay önceki son buluşmamızda ölümünün yakınlaştığını düşündüğü belli idi gözlerinden. O durumda bile Ankara’dan İstanbul’a gelmiş bir konuşma yapmıştı Mimarlar Odasında.

Ne çok şey öğrendik ondan? Ayrı gayrı bilmeyen insanlık üzerine, insan üzerine…

Ya Afife Batur?

Onun mimarlık tarihi üzerine neler yaptığını çoğunluk bilmedi bile.

Elimizde kalabilenlerin savunulabilmesi için ne katkılar yaptı, en iyi Mimarlar Odası bilir. Her sürezde,  gerektiği yere koştu son soluğuna dek…

Hepsinde duyumsadığım, onları yitirmekle, Türkiye üzerine bıraktıkları birikimin bilincinde olmamızın bize yüklediği sorumluluklardı.

Toplumumuz, özellikle şu son yıllarda, yıkmayı, yok saymayı tanır bilir oldu. Her şeylerimizi borçlu olduğumuz kişileri bile gözden düşürmeğe, kötülemeğe, değersizleştirmeğe çalışıyorlar kimileri. Kimileri de bu durum karşısında susup oturuyorlar. Oysa sanıyorsunuz ki, kimi çamur atmalar, çirkeflikler üzerine tüm toplum ayağa kalkacak.

Hayır, öyle olmuyor!

Çünkü Türkiye’nin sorunları üzerine düşünecekleri yerde kendi kişisel sorunları üzerine düşünüyorlar kimileri de…

Böyle günlerde yapılacakları yapanların, üretenlerin, yaratanların arkalarında kimseler yok sanılıyor.

Hiç de öyle değil!

Bu günler umut günleri,  tam da umut çoğaltılacak günler.

Kimilerinin korkmadan gerçekleri söylemeleri umut vermiyor mu size? Ölümden bile korkmamaları onurlandırmıyor mu?

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa