15 Ocak 2019 23:10

Özgür Özel’e soru: ‘Erdoğan ve Bahçeli dahil Türkiye’yi yöneten partiler üstü vesayet odağı’nın etki alanına CHP ve Kılıçdaroğlu da giriyor mu?

Özgür Özel’e soru: ‘Erdoğan ve Bahçeli dahil Türkiye’yi yöneten partiler üstü vesayet odağı’nın etki alanına CHP ve Kılıçdaroğlu da giriyor mu?

Fotoğraf: Envato

Paylaş

İlişkisi, yönlendirmesi var mı?..

Oldu mu?..

Teşebbüs dahi mi?..

O mülakattaki iddialardan habersizseniz, başlık ve devamındaki sorular anlamsız hatta saçma gelebilir...

Öyleyse oradan başlamak şart!..

Başlayalım...

CHP TBMM Grup Başkan Vekili Özgür Özel geçen hafta gazeteduvar.com.tr sitesinden Özlem Akarsu Çelik’e konuşmuş. ( 8 Ocak 2019)...

Mülakatın başlığına çekilen Özel’in sözleri, tüm meramını anlatıyor:

“Türkiye’yi ne Erdoğan ne Bahçeli yönetiyor; daha güçlü ve daha derin bir akıl yönetiyor”

Söyleşinin uyandırdığı izlenim:

Özel, adeta ve sadece bu tespitini paylaşmak için Çelik’e konuşmuş...

Neden şimdi?..

Zaruret haline mi geldi?..

Maksadı ne?..

Tahlilin dayanakları ne?..

Gözlem mi, bilgi mi?..

Yorum mu, ifşaat mı?..

Bu tespitin anlam ve önemi ile beklenebilecek siyasal sonuçları ne olur?..

...Gibi zihnimize üşüşen sorular çengelinde beklesin...

CHP’li Özel’in fevkalade iddialı tahliline dönelim...

‘FARKLI PARTİLERDEN AKTÖRLERİN BULUNDUĞU PARTİLER ÜSTÜ VESAYET ODAĞI, BİRDEN ÇOK PARTİYİ KONTROL EDİYOR’

Özgür Özel açıklasın:

“Bugün gelinen noktada askeri vesayet sıfırlandı mı veya siyasetin üzerinden vesayet kalktı mı yoksa bir başka vesayete mi dönüştü, işte burası çok tartışmalı.”

Diyor... Lakin o “çok tartışmalı” bulduğu “işte burası”na dair ‘kesin’ kanaat beyan ediyor...

Açsın biraz:

“Adına askeri vesayet demek doğru değil ama içinde bazı eski ve mevcut asker kişilerin de olduğu, farklı siyasi partilerden siyasi aktörlerin de bulunduğu, belki hiç tanımadığımız aktörlerin olduğu çok ciddi bir vesayet odağının varlığına ve bunun partiler üstü bir şekilde, hatta birden çok partiyi kontrol eder bir şekilde Türkiye siyaseti üzerinde bir vesayet kurduğuna ben şahsen inanıyorum.”

Pekala... Vesayet merkezinin bileşimi?..

İsim yok haliyle ama şablon niyetine kopya veriyor, Özel:

“Bugün Türkiye’de siyasete yön veren en güçlü beş, altı kişi kimdir diye baktığınızda bunların her birinin belli olaylar karşısında bir merkezden tek sesle, tek cümleyle, bazen iki liderin sanki aynı prompter’i okuyormuşçasına konuştuğunu görüyoruz.” (Vurgu benden-e.a)

‘ERDOĞAN’I DA BAHÇELİYİ DE BİR MEKANİZMA YÖNETİYOR, BİRBİRİNE EN AĞIR HAKARET EDENLERİ BİR ARAYA GETİRİP AHBAP YAPABİLİYOR’

“Prompterden okumak” deyince sizin aklınız da haliyle aynı adrese çıktı:

“Ben ne siyasetin belirleyicisinin Devlet Bahçeli olduğuna inanıyorum ne de Bahçeli’nin Recep Tayyip Erdoğan’ın veya Erdoğan’ın Bahçeli’nin güdümüne girdiğine inanıyorum.”

Özel’in ‘Zurnaya zırt’ dedirten izahatına geldik:

“Bir başka mekanizma, bir başka dinamik var, hepsini birden yönetiyor. Bir başka mekanizma devreye giriyor ve birbirine en ağır hakaret edenleri birbirine dost, ahbap yapabiliyor.”

Nasıl?..

Özgür Özel:

“Birisi bir düğmeye bastı ama o düğmeye 15 Temmuz’dan çok daha önceki bir tarihte basıldı(...) Bir yerden birileri düğmeye basıyor. Devlet Bahçeli, kritik kavşaklarda kritik kararlar vermiştir, U dönüşleri yapmıştır ama Türkiye siyasetini ne Bahçeli ne de Recep Tayyip Erdoğan yönetiyor; onların içinde aktör oldukları ancak senaryosu bir başka yerden yazılan daha derin ve daha güçlü bir akıl yönetiyor.” (Vurgu benden-e.a)

RT Erdoğan, “üst akıl”ı sokmuştu siyasi lügatimize...

Özgür Özel, tarihin arşivine kaldırıldığı söylenegelen “derin akıl”ın tozunu silkeleyip vitrine koyarak mukabele ediyor, Saray’a...

‘BİR AYAĞI İÇERİDE BİR AYAĞI DIŞARIDA SÜPER GÜÇLERİN BİR YAPISI’

Peki Erdoğan’ın yakındığı “Üst akıl”ın menşei “dışarı” idi...

Özel’in “daha derin akıl”ının ikametgahı neresi?

“Bir ayağı içeride bir ayağı dışarıda bir yapıdan bahsediyorum.”

“Dışarıda”n kasıt?

“Dünyanın farklı süper güçlerinin Türkiye üzerinde bir anlamda uzlaşısı var...”

Lütfen dikkat!...

“Süper güç” değil... “Süper güçler”...

Kimler ola ki?

“Süper” vasilerimiz Batı’da mı mukim, Doğu’da mı?

Toparlarken...

Adını koysak mı?

Türkiye’yi yöneten “Derin devlet” mi demek istiyor, Özel?

‘Daha derin’ine girmiyor fakat (Anteplilerin tabiriyle) dudağını büzüşünden belli, ‘evet’ diyor, imalı anlatımla:

“Maalesef toplumun bazı kesimlerinde şöyle bir derin devlet kutsaması var, ‘Bir derin devlet var ve Türkiye’nin menfaatlerini o derin devlet koruyordur’. Bu ülke derin devletten hiçbir zaman fayda görmedi bundan sonra da görmeyecek. Bazıları da diyor ki, ‘Bu kadar akılsızca işleri derin devlet yapıyor olamaz’. Derin devlet güzellemesiyle olmaz bu iş.”(Vurgu benden-e.a)

KRİTİK HER KONUDA KILIÇDAROĞLU’YA “...AMA” VİRAJINI ALDIRARAK TIPIŞ TIPIŞ SARAY’IN EKSENİNE OTURTAN DA ÖZEL’İN TARİF ETTİĞİ BU ‘SÜPER YAPI’ MI ACEP?

Anlaşılmış olmalı...

Özgür Özel’in değerlendirmelerine müracaatı burada noktalayalım...(Dipnota linkini koyduk, arzu edeler için tamamı orada.)

Özel’in değerlendirmelerini deşelim...

Öncelik başlıktaki soruda elbette...

Ne demiştik?

Gözümüzün önünde olsun:

“Erdoğan ve Bahçeli dahil Türkiye’yi yöneten partiler üstü vesayet odağı”nın etki alanına CHP ve Kılıçdaroğlu da giriyor mu?

“Ne münasebet!”

Özgür Özel, muhtemelen beklenen bu cevabı verecek...tir.

Öyleyse neden sorduk?

Çünkü soru meşru...

Sorunun meşruiyetinin ilk kaynağı, Özel’in yukarıda paylaştığımız değerlendirmeleri...

İddiası ne Özgür Özel’in? 

Birden çok partiyi kontrol eden, partiler üstü bir odak Türkiye siyaseti üzerinde vesayet kurdu!

İse... Sormak şart:

CHP’li Özel’in, Türkiye siyasetinin kumanda merkezi olarak tarif ettiği bu ‘vesayet odağı’nın ana muhalefetle ilgilenmediği, denetim ve kontrol altına alamaya çalışmayacağı düşünülebilir mi?

Eş deyişle...

Peki bu vesayet odağının kontrol ettiği ya da etmek isteyeceği “birden çok parti” arasında CHP’yi ve lideri Kılıçdaroğlu’yu bundan azade tutmak için sebebimiz var mı?

Bilakis, diyor arşiv.

Geçen ağustosta hangi tartışmaya şahit olmuştuk:

CHP’de gizli bir karar merkezi mi var?

Soruyu ateşleyen ne idi?

CHP Genel Başkan Yardımcısı Tuncay’a Özkan’a atfedilen, “Kemal Bey MYK öncesi bir yerlere gidip geliyor sonra onun istediği karar alınıyor” mealindeki yakınmasının basına sızdırılması...

Demek ki neymiş!

İçinden “bir odak”... “Birden çok partiyi kontrol ediyor”... Nevi iddiaların geçtiği bir analiz, anında bu tartışmayı (da) hatırlatır...

Başkalarını da...

Nitekim Celal Başlangıç da böyle yapıyor...

Özgür Özel’in açıklamaları üzerine benim bulabildiğim sadece iki değerlendirme geldi...

İlki aleyhte; ayağına basılmışçasına viyaklayan VP/Aydınlık’tan (10 Ocak 2019)

Diğeri lehte; artigerçek.com Yazarı Celal Başlangıç’tan (11 Ocak 2019)...

Başlangıç, Özel’in açıklamaları üzerine kaleme aldığı kritiğinde iki soru soruyor:

“HDP’li vekillerin dokunulmazlığının kaldırılması sırasında Kılıçdaroğlu’nun “Anayasaya aykırı ama ‘evet’ diyeceğiz” diye açıklama yapmasında bu “gücün” bir etkisi olmuş mudur?”

“24 Haziran seçimlerinin akşamında Kılıçdaroğlu’ya, Muharrem İnce’ye, Meral Akşener’e “Sonucu sessizce kabul etmelerini telkin etmek” için telefon açtıkları iddia edilenlerin acaba bu “güç”le bir bağlantısı var mıydı?”

Var mı?..

***

Önemine binaen Özgür Özel’in çıkışını ve dayanaklarını sergilemeye çalıştık...

Fakat eleştirisine pek giremedik...

Özel’in, (asla katılmadığımız) “Türkiye’yi Erdoğan yönetmiyor” iddiası, değiştirdiği ittifaklarla menziline yürüyen RTE İktidarının orijinalitesini kavrayamıyor...

Ayrıca Özel’in çizdiği çerçevede Erdoğan’ın rejim değişikliği ile “tek adam/tek parti iktidarı” inşası realitesi nereye oturuyor, belli değil...

Cevap ve izah bekleyen pek çok soru var...

İcabında devam ederiz...

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa