14 Ocak 2019 23:05

Yalan üstü yalan...

Yalan üstü yalan...

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Pilav üstü döner de yoksul yemeği olmaktan çıktı çoktan. Belki ekmek arası tavuk döner!..

Eti bırakın yemeğin olmazsa olmazı soğanı bulmak bile mesele oldu. Ancak koklayacak kadar. Oysa son yıllarda en kolay bulunabilen şey, yalan üstü yalan.

9 Ocak tarihli gazetelerinse yalan konusunda müstesna biri yeri var. Ayın 8’inin gündemi yoğun. Böyle olmuş. “Yandaş” Star’a bir bakın.

Süslenip püslenmiş manşet “Her keseye müjde”! Aman ne güzel! Peki, soğan 5 TL’ye mi düşmüş örneğin? Ne gezer! O yerli yerinde duruyor ve sadece koklanıyor. “Seçim ulufeleri” açıklanmış. Sol üst köşede bir kutu: “Kredi kartı borcuna kolaylık”! Ne mesela, borçlar mı siliniyor? Kriz koşullarında o kadarı çok olmalı! Ziraat Bankası,milyarlarca borcu yeniden yapılandıracakmış.

Başka? Sağ üst köşede bir diğer kutuda “Yoksulun elektriği devletten” yazılı. Elektrik fiyatı mı ucuzladı? Yok!İlleulufe olacak: Düzenli sosyal yardım alan 2.5 milyon civarındaki kişinin elektrik masrafının 80 TL’sini devlet karşılayacakmış. Ne süreyle? Tahmin mi edersiniz ben mi söyleyeyim? Mart sonunu aşar deyip bahse girecek var mı? Ver oyu keseyim elektriği! Ölene kadar devlet ödeyecek değil ya. Nerede o yoğurdun bolluğu!

Bu kadar mı? Değil! Çiftçiyi çok düşünen bir düzende yaşıyoruz, pancar, tütün, hatta çayve fındık üreticisinin yüzü pek gülüyor, tarımımız şahlanmış gidiyor, paralar köylünün cebine sığmıyor ya! Böyle olmadığını en çok yönetenler biliyor.Çiftçiye “dar gün kredisi” çıkarmışlar. yüzde11 faizli ve bir yıl vadeli 2.5 milyar TL dağıtılacakmış toprak çanaklarda güneşi içen milyonlara. Adam başı kaç kuruş eder?

Esnafsa daha bir revaçta. 350 bin esnafa dağıtılacak kredi 22 milyar TL. Şimdiye kadar “gak” dediklerinde teşvik, “guk” dediklerinde vergi vb. kolaylığından yararlandırılmış kapitalist patronlar tabii ki aslan payını alıyor: İşçi başına sigorta pirimlerinde yüzde 5’lik kesinti.

Yetmez mi? Yetsin diye düşünülüyor. Çünkü öyle eskisi gibi değil. “Yok” dense de krizle yüzleşiliyor. Baksanıza, az aşağıda, Damat Bey, ancak bunları onaylamış. Ekonominin dengesinin bozukluğunu kabullenerek, diyor ki, “Ekonomide dengelenmenin sağladığı her pozitif gelişmeyi vatandaşlarımıza yansıtmaya devam ediyoruz. Bütçe disiplininden taviz vermeden hedeflerimize emin adımlarla ilerliyoruz.” Nasıl taviz yok, bu seçim ulufeleri Merkez Bankası gelirlerinin erken serbest bırakılmasıyla sağlanmadı mı?!

Birinci sayfanın az altında, Türkiye’ye gelen Trump’ın Ulusal Güvenlik Danışmanı Bolton’la görüşen Kalın Beyin Suriye’de askeri harekat konulu açıklaması: “Herkesle koordinasyon yaparız, ancak kimseden izin almayız.” Esad’la da örneğin koordinasyon yapar mı Kalın ve gerçekten Amerika’dan izne gerek yoksa, “girdik giriyoruz” dedikten sonra bir aydır neden bekleniyor? “Fırat’ın Doğusuna harekat yakın” diyen Erdoğan da az üstte aynı şeyi söyleyipdevam ediyor: “Türkiye kalpleri fethetmeye gider. Kürtleri kucaklıyor, teröristi haklıyoruz.”

Türkiye gerçekten ilginç bir ülke oldu. Hemen yanında yine Erdoğan konuşuyor. Çok sert. Eser miktarda kalmayıp hangileri arttıysa, “Özgürlükler arttıkça faşistleştiler” diyor. Bu kadar da olmaz demeyin. İnsanlar konuşmaktan, tweet atmak, toplanmak ve yürümekten çekiniroldukça, şaka değil, “özgürlükler arttı” diyor Cumhurbaşkanı. Ve birileri de faşistleşmiş. Kimler? Erdoğan: “Bu ülkenin cumhurbaşkanını bira içmeye, Mozart dinlemeye zorlamak faşistliğin dik alasıdır. Başörtülü hanımlara ‘Suudi Arabistan’a gidin’ demek faşistliğin en sefil halidir. Yaşam tarzı dayatması sadece bu faşist CHP zihniyetine mahsustur.”

Oysa zorlama yok! Sanatçıların üzerine varmaksa moda. “Onlara bile bu yapılıyorsa...” dedirttirmek için. Bir gazete köşe yazarı “bira içseydi iyi olurdu” derken, bir sinema-tiyatro sanatçısı “keşke Mozart dinlese” demiş. Bir başka sinema-tiyatro oyuncusuysa üstüne üstüne gelen başörtülü kadınlarla bir cafe’de Suudilerden falan söz açmadan tartışmış.Faşistlikle uzaktan bile ilgisi yok! CHP’yse gittikçe sağa savrulup gericileşiyor, ama onun da faşizmle ilgisi bulunmuyor.

Olsa olsa, Mozart’la faşizmin ilgisi hangi yönden kurulurancak? Ve işçi hedef alınıp İzmir’deki metro grevi neden yasaklanır?

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...