04 Ocak 2019 00:10

2019’da Başımıza Neler Gelecek: Devrimcilerin Cezası Akıntıya Karşı Kürek Çekmek

2019’da Başımıza Neler Gelecek: Devrimcilerin Cezası Akıntıya Karşı Kürek Çekmek

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Yeni yıl; iki yüzlü hatta çok yüzlü yüzsüz polemik ve siyasetle, belediye başkan adayları, YSK, ittifaklar, ordu üst yönetiminde yer değiştirmeceler, güvenlik ve arşiv soruşturmaları, Taksim’de ÖSO bayrağı, Suriye meselesi, eğitim tartışmaları, vergi artışları, doların yükselmesi, din iman ile başladı.

“Bir yıla nasıl girilirse öyle geçirilirmiş” deniyor. Bunun elbette bir doğruluk payı var. Yıl dediğiniz üç-dört günü yani yüzde biri şimdiden geçmiş olan kısa bir zaman dilimi. Nasıl girmişseniz tümden değilse de büyük oranda öyle geçeceği söylenebilir.

Öyle geçmesini isteyenler için pek de sorun yok. Öylece geçsin. Ya öyle geçmesi iyi değilse, en azından biz öyle geçmesini istemiyorsak? Dünya ve yaşam toplamında bir sene küçük bir dilim ama insan için ömrünün 70-80’de biri, olgunluk-yetişkinlik çağının 40’da biri. Aktif çalışma yaşamının 25’de biri yani her birimiz için her yılın yaşamımızda çok önemli bir yeri var.

Yaşlılar için belki de ölünecek olan kısa bir dilim.

Yani her an, her yıl önemli.

Yani “öyle geçmeyecek” kısmı hepimiz için çok önemli. Hele de öyle geçmesini hiç arzulamıyorsak.

Öyle geçeceği daha muhtemel olan bir yılda öyle geçmemesini sağlayabilirsek, insanlığın başarısı bu olacak. Örneğin dört tekerli girdiğimiz bir yılı raylı tamamlayabilir miyiz? Beton yığınlarında yaşarken betonsuz bir yaşam kurabilir miyim? Kirli bir havada başladığım bir yılı tertemiz bir iklimde, temiz bir coğrafyada tamamlayabilir miyim? Dünyadan, coğrafyadan anlamayan bir nesli fizikten kimyadan anlar hale getirebilir miyiz?

Muhtemelen bunların çoğu olmayacak, yani başarı başarılamayacak.

Eskisi gibi olması, hele de kötülük genelde elimizde olmayan sebeplere bağlansa da bizim yapmadıklarımızdan, çaba göstermediklerimizden, başarmadıklarımızdan olacak.

İyilik bizim başarımız olacak, iyi bir şeyler yapabilirsek bu insanlığın başarısı olacak.

İnsanlığın başarısı; mevcut akıp giden kötü yanlara karşı çıkmakla, onları değiştirmekle olacak.

Yani akıntıya karşı kürek çekmek “iyilerin” mahkum olduğu kürek cezası sayılabilir.

Akıntıyla beraber gidenlerin ödülü rahatlık olacak, rahat edecekler ama bir şey başarmış olmayacaklar. O halde, akıntıyla gidenler “bir şey başarmamaya” mahkumlar.

Analize dayalı öngörü daha reel gözüküyor, akıntıyı görmek ve öylece pozisyon almak gerçekçi ancak çok da tutucu bir tutum. Analiz şart ancak analiz ettiğimize mahkum olmamak için, insanca bir şeyler başarmak için, analiz edileni değiştirip dönüştürmek için analizin ötesinde bir de “irade” gerekiyor.

Bu Dünyada her ne yapılmışsa öbür dünyada birebir karşılığı olacak, iyiler iyi, kötüler kötü olacak.

Geçtiğimiz sene kötü geçti, bu sene kötüler kötülüklerinin karşılığını bulacak. Keşke öyle olsa da iyilerin ödüllendirilmesini, kötülerin cezalandırılmasını ne öbür dünya, ne de bu sene garanti etmiyor.

Başkasından beklenen umutlar; kötülüğe katlanmayı, iyilik için bir şey yapmamayı getiriyor; iradesiz çabasız umutlar iradeyi körleştiriyor. O halde kötüler varlıklarını sürdürüyor, iyiler de ezilmeye devam ediyor. Biz irade göstermezsek bu sene de geçen sene gibi geçecek gözüküyor.

Anomi, Çaresizlik, Egoizm, Spekülasyon, Kumarbazlık: “Yıl Sonunda Ne Olacak?”

Çoğumuz mevcudu kotarmayı değil de ertelemeyi bir çaresizlik çaresi haline, boş bir umut haline getirdiğimizden yılsonunda ne olacak merakındayız. Çocuğumuz ne olacak? Evliliğimiz ne olacak?

Yılsonundan önce belediye başkanları kimler olacak?

Dolar ne olacak, enflasyon faiz ne olacak, ev fiyatları ne olacak?  Böyle gidersek, yılsonunda hiçbir halt olmayacak. Güçlü pozisyon alanlar biraz daha zengin, zayıf pozisyon alanlar biraz daha fakir olacak.

Peki fakir veya zengin dünyanın hali, insanlığın hali ne olacak, artık onları soran bile yok. Sular, kuşlar, börtü böcek ne olacak? Tüm yıl ne yapmış, nasıl bir yıl geçirmiş olacağız?

Bu akıntının dışına çıkabilecek miyiz? Aynı akıntıda akıyor mu olacağız?

Gerçeklik Olabilirlerden Olanlar, Öngörü Olabileceklerden Bu Sene Olacaklar, İrade Olabileceklerden Bizim Belirleyebileceklerimiz

Yılmaz Öner; pozitivizmi eleştiriyor, gerçekliği olabilirlerden olanlar olarak tanımlıyordu. Öngörü de olabileceklerden olacakları ifade ediyor. O halde olabilirleri ve olabilecekleri, hele de insana topluma ait olanları bizler belirlemiş olmuyor muyuz?

Herşey zorunlu veya kendiliğinden olmuyor. Olabileceklerden bizim belirleyeceklerimiz bu senenin sosyal, insani realitesini oluşturacak. Biz yoksak, bize rağmen belirlenecek ve olacak, akıntıyla akıp gedeceğiz.

İnsanlık, başarılarını ise bu sene de akıntıya karşı kürek çekenlere borçlu olacak.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...