03 Ocak 2019 00:10

Sigaradan süte

Sigaradan süte

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Yıllar önceydi. Çoluk çocuk Kapıkule’den çıkıp, Belçika’dan gemiye yüklerken aslında 77 model olduğunu bilet satıcısından öğrendiğimiz 82 model Şahin arabamızla önümüze çıkacak olan ilk deniz Manş’ı geçmeye karar vermiş olmanın heyecanı ile Bulgar gümrüğüne dayanmıştık. Özal’ın dolduruşuyla yollara dökülmüş binlerce göçmen doğdukları toprakları terk etmiş, at arabalarıyla Edirne sınırına dayanmıştı. Elimize tutuşturulan rota kağıdı ve “30 saat içerisinde Bulgaristan’dan çıkılacak” komutuyla ve yol boyu “KAT” kulübelerinde bizi gözetleyen askerlerin şüpheli bakışları arasında ilk mola yerimizde durduk. Etrafımızı, aslında bizimle konuşmaları bile yasaklanmış olmalarına rağmen yasağı nasılsa delmiş uyanıklar sarmıştı. Naylon çorap, ciklet, İbrahim Tatlıses kasedi karşılığında domates, yer fıstığı öneriyorlardı. Sınırdan aldığımız benzin kuponu ile depomuzu doldurup Tito’nun Yugoslavyası’na geçtiğimizde ve ucuz bir restoranda bol domatesli, beyaz peynirli çopski salatası yediğimizde yolu neredeyse yarıladığımızı düşünmüştük.

O yıllarda Türkiye fakirdi. 12 Eylül darbesinin üzerinden 5 yıl bile geçmemişti. Ama Bulgaristan, Yugoslavya daha fakirdi. Molada arabasının içi kokmasın diye dikiz aynasına astığı çorabı götürülen “Gurbetçi”nin çorap arayışı “Yakışır iki çıplak bir hamama” sözlerini hatırlatmıştı bana çocuklumda izlediğim bir tiyatro oyunundan kalan.

Bulgar gümrükçüler araba bagajlarında kaçak insan, Türk gümrükçüler kaçak sigara ve viski arıyorlardı. Tecrübeli sınırcılar viskileri, sigara kartonlarını arabalarının dulda yerlerine yaymış olmanın sahte rahatlığını dama atan suçlu suratlarıyla son kontrolde sevimli görünme ve laf karıştırma telaşına giriyor, gümrük kontrol memurlarını en sempatik tavırlarıyla havadan sudan konuşma numaralarıyla konudan uzaklaştırmaya çalışıyorlardı. O meşhur “Kaçak sigara, içki var mı?” sorusu üzerine takındıkları en Yeşilaycı tavır, kurt gümrükçülerin pençesine takılıyor, “Haşaa” diyen kimi arabalardan 30 karton sigara çıktığı oluyordu.

Yıllar geçti. Yasalara uymuş olmanın vatandaş sorumluluğuyla hakkımız kadar içkiyi valizimize koymuş olmanın, bilmem kaç yüz kere duyduğumuz o malum soruya vereceğimiz “Yok” cevabının huzuruyla gümrük kontrol memuruna yaklaştık.  

Üniversitemizin matematik öğretmenliği bölümünden mezun olmuş ama kadro verilmediği için öğretmen olmak yerine Edirne’nin ayazında gümrük kontrol memuru olmak zorunda kalmış gencimiz suratımıza baktı ve görevi gereği o malum soruyu sordu.

“Valizinizde et ve süt var mı?”

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...