‘Vizyonlu başkan’ın 2018 bakiyesi

İstanbul adaylarını açıkladıktan sonra AKP İstanbul İl Teşkilatı toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan, “Biz İstanbul Büyükşehir için Meclis Başkanı Binali Yıldırım’ı aday gösterdik. Onlar (CHP) bir ilçe belediye başkanını. Vizyonları bu kadar” dedi.

Fransızca kökenli ‘vizyon’; “görünüm”, “ileri görüş” gibi anlamları olan bir sözcük.

Başkan doğru söylüyor, tarafsız olması gereken meclis başkanını istifa etmeden/ettirmeden İstanbul adayı yapmak yeni rejimin vizyonu olsa gerek! Aslında bize sorarsanız Başkan Erdoğan,  İstanbul Belediye Başkanlığı döneminden bu yana yardımcısı-vekaletçisi olan Yıldırım’ı aday göstermek yerine kendisi doğrudan aday da olabilirdi. Tek adam rejiminin vizyonuna bu daha çok yakışırdı!

Malum, bugün yeni bir yıla girdik.

‘Vizyonlu Başkan’ın yeni rejiminin 2019’da bize neleri getireceğini görmek için öyle çok uzağa gitmeye gerek yok. Eski yılın bakiyesine dönüp bakmak yeter.

Öyle bir vizyon ki bu demokrasimizin standartlarını sadece meclis başkanını istifa ettirmeden aday yapacak kadar yükseltmekle kalmıyor, başkanımız beğenmediği adayların kazanması halinde onların yerine kayyım atayacağını açık açık söyleyerek demokrasimizi bir tık daha yukarıya taşıyor!

Ekonomi derseniz, dış güçlerin komplolarına rağmen “Her şey kontrolümüz altında!” Ekonomideki göstergelerin (özellikle 2018’in 3. çeyreği ile ilgili verilerin) ekonomik krizin giderek derinleşeceğini gösterdiğini söyleyenler de dış güçlerin uzantıları zaten. İşten atmaların ve işsizliğin artması, enflasyonun-hayat pahalılığının büyümeye devam etmesi de dert değil.

Çünkü ne diyor Başkan? “Biz grevsiz bir toplum meydana getirdik.”

Başkanımız haklı, işçi-emekçilerin en önemli hak alma eylemi olan grevi kendi iktidarı döneminde bir hak olmaktan çıkarmakla ne kadar övünse azdır!

Bir de emeklilikte yaşa takılanlar adı altında bir araya gelen fırsatçılar var. Başkanın kendi bakan ve yardımcıları için eski emeklilik maaşlarını almalarını sağlayan kararname çıkardığını söylüyorlar. Bu iftiracılar yeni rejimin vizyonunun bazılarının daha eşit olmasına dayandığını görmüyor ya da bilmiyorlar!

Vizyon sahibi başkanın yeni rejiminin hukuk-yargı alanındaki bakiyesi, ekonomiden de parlak görünüyor.

Hakları için eylem yapan yüzlerce işçinin gözaltına alınıp onlarcasının tutuklanması mı dersiniz, Leyla Güven’in hakkında herhangi bir mahkûmiyet kararı olmadığı halde 24 Haziran’da milletvekili seçilmesine rağmen serbest bırakılmaması mı dersiniz, kararları bağlayıcı olduğu halde AİHM’nin Demirtaş’ın tahliye edilmesi gerektiği kararını “bizi bağlamaz, karşı hamle yapar işi bitiririz” diyerek uygulanmasını engellemek mi dersiniz, verdiği bir talimatla 50-60 yıllık sanatçıların ifadeye apar topar götürülmesi mi dersiniz bu vizyonda her şey var!

Ama yeni rejimin vizyonunun en parlak olduğu alanın dış politika olduğu da tartışma götürmez!

Bir elimiz İdlib’deki cihatçı çetelerin içinde. Diğeri ise, ÖSO militanları ile birlikte Menbic ve Fırat’ın doğusuna operasyon için tetikte bekliyor. Bir yandan Trump sıvazlıyor başkanın sırtını, öte yandan Putin.

Peki, bu vizyondan bize ne düşüyor?

Bütçe harcamalarının yüzde 10’undan fazlasının savunma ve güvenlik adı altında yapılan harcamalara ayrılması. Bugün desteklenen ÖSO ve cihatçı çetelerle uzak olmayan bir gelecekte baş başa kalmamız, yani bugün Suriye’nin başına bela olanların yarın bizim başımıza bela olması. Trump’ın Kuzey Suriye’deki askerlerini çekme kararı sonrası Türkiye’nin bölgede emperyalistler arasındaki egemenlik mücadelesinin içine daha fazla çekilmesi ve bunun başımıza açması muhtemel tehlikeler. Öte yandan Kürtlerin her türlü statü-kazanımının yok edilmesi adına atılan her adımın sorunu daha büyük ölçüde ve alanda yeniden üretmesi ve ülkedeki çözümsüzlüğü derinleştirmesi.

İşte başkanın yeni rejiminin 2018 bakiyesinden 2019’a yansıyan vizyonu!

Ama elbette her fotoğraf gibi, yeni rejimin bu karanlık vizyonu da ancak kendi karşıtları ile birlikte var olabiliyor. Ve 2019’da bu tek adam rejimine ve vizyonuna karşıt olan güçler demokrasi, barış ve insanca yaşam için birleşebildikçe bu karanlık fotoğrafın da değiştiğini hep birlikte görebileceğiz.

Tek adam rejiminin karanlığına karşı işçi sınıfı ve ezilen halkların mücadelesinin rengini vereceği bir yıl olması dileğiyle yeni yılınızı kutluyorum.