29 Aralık 2018 00:22

Yeni yıla doğru

Yeni yıla doğru

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Rastlantısal mıdır, bilemiyorum; Yeni Yıl’a girerken, üç gün öncesi, 27 Aralık Atatürk’ün Ankara’ya geliş tarihidir. Bu tarih her yıl koşularla kutlanır. Atatürk’ten söz açılmışken insanın hafızası ister istemez geçmişe, Osmanlı’nın son demlerine ve Kurtuluş Savaşı’na dek geriye gitmektedir. Cahit Kayra o dönemlere ve Cumhuriyet yönetiminin ilk yıllarına ait çok önemli eserler vermiştir. Gençlerin okumasını salık verdiğim bu eserlerden biri de Sevr Dosyası adını taşır. Bu eseri şöyle bir karıştırma dahi ne zorlu günlerden geçmiş olduğumuzu gözler önüne serer. Bugünün görece rahatlığını şımarıkça tüketerek, geçmişi siyaset malzemesi yapmanın nasıl bir siyasi hırs olduğunu görebilmek için Sayın Kayra’nın kitabından rastlantısal bir pasajı bugün sizlerle paylaşmak istiyorum.

Kitabın “Londra Paris Görüşmeleri” başlıklı bölümünde insanın içini dağlayan pasajlar şöyle:

 “Şubat, Mart ve Nisan aylarında Londra ve Paris görüşmeleri yapıldı. Bu kez Türkiye hem İstanbul, hem de Ankara Hükümetleri tarafından temsil edildi.Bu görüşmelerden tedirgin olan Osmanlı Sultanı Vahidettin İngiliz makamlarına (Sir Horace Rumbold’a) mektuplar yazarak yardım istedi. Bu konuda yazdığı mektuplarda: ‘Mustafa Kemal nesebi bilinmeyen Makedaonyalı bir devrimcidir. …Aralarında gerçek Türkler yoktur….Benim sözde tutsaklığımı kullanıyorlar…..Bolşeviklerden yardım görüyorlar… Ben her özveriye hazırım ama….tahtımın çıkarlarına zarar verilmesine müsaade edemem’ diyordu.

Mehmet Vahidettin’in İngilizlere başvurusunu, (Kitaptaki pasajda) Falih Rıfkı şöyle anlatmaktadır:

‘Padişah, şehzadelerden biri (Sami Bey) ile, Pera Palas’ta oturan Yüzbaşı Armstrong’a (aşağıda özetini verdiğimiz) şu mesajı göndermişti:

 ‘Başkan Lloyd George’a ve iktidarda bulunan İngiliz siyasetçilerine akıbetin yaklaştığını bildiriniz. (Yani Türkler Yunanlıları deniz dökmek üzeredirler.) Çünkü bunları anlamıyorlar. İngiliz elçilerine de anlatmak istedim. Olmadı. Mustafa Kemal ve arkadaşları ihtilalcidirler.Bunlar sizin düşmanlarınızdır. Asidirler. Benim de düşmanımdırlar. Türkiye’yi yalnız siz kurtarabilirsiniz. Ne isterseniz size vermeye hazırım. Hâlbuki siz Ankara’dan bir şey alamazsınız. İsterseniz saltanatı ve hilafeti kurabilirsiniz. Bana süratle yardıma geliniz. Bana 4 milyon Sterlin borç veriniz. Size mal vererek öderim. Teminat veririm. Ankara’yı tanımazsınız. Barışı benimle yapınız. Ankara’ya vereceklerinizi bana veriniz. Yunanlılardan alacağınız toprakları bana teslim ediniz. Propaganda yapmam için uçak ve adamlarımı korumam için bir savaş gemisi (kruvazör) veriniz. Bizzat Bursa’ya gideri herkesi etrafıma toplarım. Halk benim davetime gelir. Ben Fransızlarla dost olup antlaşma yaptım. Boğazları açık bırakırım. Halife olarak sizin lebinizde bulunurum. Çünkü siz müminlerin savunucusunuz. (Bütün Müslüman ülkeler o tarihte sömürge idi). Onlar da size bağlı uyruklar olarak kalırlar. Ankara’dakiler katil adamlardır. Moskova’nın tesiri altındadırlar. Söylediklerinizin birini yapamazlar.’

İngilizler buna karşı acı yanıt verdi. Sultan Halife bu ……yalvarmayı yaparken, Türkiye’yi yabancılardan kurtarmaya çalışan Mustafa Kemal ve arkadaşlarının aleyhine kullandığı , kullanmaya çalıştığı (kendi lehinde)iki silah vardı : Din taraftarlığı ve komünistlik düşmanlığı.

Acısıyla, tatlısıyla bunlar bizim tarihimizdir. Yararlanırız ya da eleştiririz, ama bunları anlamsızca bugünün malzemesi yapmayıp, sadece ders alırız. Aldığımız dersler bugünün siyasi silahı değil, öğretidir. Umarım Yeni Yıl’a, bölünmüş değil, birleşik toplum fertleri olarak, birbirimize karşı sevecen duygularla gireriz.

Yeni Yıl’ın hepimize mutluluk getirmesini dilerim!

Özür: Geçen haftaki yazıda yanlış yazdığım Fransız devrimi tarihini 1789 olarak düzeltip, değerli okuyuculardan özür dilerim.  

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...