23 Aralık 2018 00:05

Bebek bezli gangsterler

Bebek bezli gangsterler

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Amerikan emperyalizminin serbest düşüşte olduğu bir dönemi yaşıyoruz. Bu durumdayken ABD hükümeti, Meksika sınırında Guatemala ve Honduras’tan gelen kadın ve çocuk mültecilere saldırıyor, üzerlerine gözyaşı bombası atıyor. Ve tüm bunlar sınırdan geçiş sırasında çocukların annelerinden ayrılmalarının öncesinde yaşanıyor. Bu korkunç saldırıyla hükümet Latin Amerikalı göçmenleri korkutmayı ve onlara karşı en asgari insani duygulara bile sahip olmadığını vurgulamayı amaçlıyor.

Göçmenlerin geldiği ülkeler günah keçisi yapılarak ırkçı düşmanlığın hedefi haline getiriliyor. Bir adı da Kral Donald olan ABD Başkanı Donald Trump, onları karanlık tipler, haydutlar, çete üyeleri olarak karalıyor. Tabii ki ABD’nin bu çocuklardan, bebek bezli gangsterlerden, korunması gerekiyor.

Gerçekte yapılan ise tepeden verilen emirle sürdürülen sınıf mücadelesi. Yoksullar yoksullara karşı kışkırtılıyor. İşçiler kendi sınıf kardeşlerine kırdırılmaya çalışılıyor. Böl ve yönet! Bu sadece ABD’de değil tüm kapitalist ülkelerde yapılmakta. Avrupa’daki, Kuzey ve Latin Amerika’daki egemenler iktidarlarını kullanarak yoksullar arasında korku yayıyorlar ve işçileri birbirlerine düşürüyorlar.

Politikacıların korku zehrini halkın arasında yaygınlaştırdıkları dönemlerde işçilerin dünyanın diğer ülkelerindeki meslektaşlarıyla birleşip ortak mücadele etmesinin de zamanı gelmiştir. Kapitalizm bölme ve tepeden sınıf mücadelesi politikası izliyor. Halkların dayanışması, birleşik mücadele etmesi yerine bileğinin gücüne güvenenin kazanacağı birbirine düşürme politikasını dayatıyor.

Amerika Birleşik Devletleri, eskiden olduğu gibi şimdi de ulusların hapishanesi konumunda. ABD’de dünya nüfusunun sadece yüzde 5’i yaşıyor ama ülkenin hapishanelerinde dünyadaki tutukluların yüzde 24’ü bulunmakta. Kısacası ABD, dünyanın en büyük hapishane gardiyanı...

Bu yıl, 40 yıl ABD hapishanelerinde rehin tutulan Move örgütünden Debbie ve Mike Afrika’nın serbest bırakılmasının sevincini yaşadık. Ancak karanlıktaki bu ışık bile bize ülkenin hapishanelerinde elleri ve ayakları kelepçeli tutsak edilen insanların varlığını hatırlattı. Bu ışık bize Kuzey Amerikalı Kızılderili Lakota ulusundan Leonard Peiltier’in 40 yıl hapiste tutulmasına rağmen hükümet istemediği için hâlâ serbest bırakılmadığını da gösterdi.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa