20 Aralık 2018 23:47

Ne vadetmişlerdi, neler oluyor?

Ne vadetmişlerdi, neler oluyor?

Fotoğraf: Envato

Paylaş

“Yeni Türkiye” demişler neler vadetmişlerdi? Sürekli büyüyen, faizden kurtulan, enflasyon derdi olmayan, işsizliği çözen, eğitim ve sağlık sorunu geride kalmış, demokrasisi gelişmiş bir ülke olunacaktı. Ülke yürümeyecek kanatlanacaktı! Ama şimdi neler oluyor? Faiz yüzde 25’lere dayandı. Ekonomi küçülüyor. Halk sürekli yoksullaşıyor. Resmi rakamlara göre işsizlik 4 milyona tırmanıyor. Enflasyon yüzde 25’e doğru yaklaşıyor. Dış borç 500 milyar dolar. Eğitim ve sağlık içler acısı. Birazcık demokrasi diyenler tehdit ve saldırılara maruz kalıyor.

Ülkenin içine düşürüldüğü durum kalın çizgileri ile yukarıdaki gibi. Ülke bu koşullarda yerel seçimlere gidiyor. Seçim ortamı demek artık alışıldığı üzere şovenizmin tırmandırılması için savaş havası yaratmak, ülkenin beka sorunu olduğunu her tondan haykırmak, tüm muhalefeti vatan hainliği ile suçlamak, kendilerine oy vermeyecek olanları dinden çıkmakla suçlamak vb. demek. Artık tüm halk tehdit ediliyor. Deniyor ki ‘Sakın ola Fransızlara özenmeyin, başını kaldıranı ezeriz.’

Artık oturdukları koltukların altında diken var! Baskı ve terörle iktidarlarının ömrünü uzatmak istiyorlar. En tepedeki ne demişse, hangi tehditleri savurmuşsa onun destekçisi on kat fazlasını söylüyor. Ama ekonomi rest çekmelerle, ‘eeyy’ haykırışları ile hizaya sokulamıyor. Halka acı reçete dayatıldı. Ama kriz sürekli derinleşiyor. ‘Hele bir seçimlere kadar bütünüyle çökmeden gidelim, ondan sonra daha fazla terör eşliğinde halkı bütünüyle perişan edecek diğer tedbirleri de uygulamaya sokarız’ın hesapları yapılıyor.

Bunun için IMF’siz IMF programları uygulanıyor. Emperyalist sermayeye, uluslararası finans kuruluşlarına ülkeye gelmeleri için yapılan çağrılar, artırılan faizlere, sağlanan ortama rağmen cılız bir karşılık buluyor. Deniyor ki ‘Yeter ki gelin, her şeyi altın tepsi içerisinde size sunmaya hazırız!’ Yani ülkeyi batmaya götüren yolda daha fazla ilerlemeyi çözüm ve çare olarak görüyorlar ve öyle göstermeye çalışıyorlar. Tüm o efelenmeler, rest çekmeler emperyalist sermaye karşısında yalvarmalara, yaltaklanmalar, ayaklara kapanmalara dönüşüyor.

Ama bu arada kendileri de biliyorlar ve görüyorlar ki, halk arasındaki destekleri sürekli eriyor. Şovenizmle ve milliyetçiliğin dozu ne kadar artırılırsa artırılsın ekonominin gerçeklerinden kaçılamıyor, yaşam koşullarının sürekli kötüleşmesinin önü kesilemiyor. Haber sunucusu, sendika başkanı, ana muhalefet lideri tehdit edilse de, sokağa çıkanın başı ezilecek dense de, çarşı pazarda, işsizlerin doldurduğu kahvehanelerde, yarı aç çalışılan fabrikalarda, iş yerlerinde, gelecekten umutsuz gençlerin doldurduğu okullarda alttan alta başka bir hava esiyor, öfke birikiyor, kazan kaynıyor.

Korkunun ecele, tehdit ve terörün kaçınılmaz sondan kaçmaya faydasının olmadığı çok iyi bilinen bir gerçektir. Alınan ilaçlar, tedavi yöntemleri, dozu sürekli artırılan şiddet böylesi umutsuz vakalarda ömrü sadece biraz daha uzatabilir. Halkın büyük çoğunluğu bütün bunları hissediyor ve kaçınılmaz sonun gelmesi için kendi hazırlığını yapıyor. Bu nedenle bugün genellikle durgun görünen suyun altında büyük dalgaların hazırlandığından hiç kuşku duymamak gerekiyor. 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...