13 Aralık 2018 23:25

Yeni yıl-yeni savaş senaryoları

Yeni yıl-yeni savaş senaryoları

Fotoğraf: Envato

Paylaş

2019 daha gelmedi ama yeni yıl başlamadan yeni yıla yeni bir savaşla başlama ihtimalini konuşmaya başladık.

Bugünlerde gündemdeki sorulardan bazıları:

Türkiye, Suriye’de Fırat’ın doğusuna bir operasyon yapar mı? Türkiye, Fırat’ın doğusuna operasyon yaparsa ABD’nin tavrı ne olur? ABD, Türkiye’ye operasyon için yeşil ışık yakar mı veya iki ülke arasında sınırlı operasyon için uzlaşma sağlanır mı? 

ABD, Türkiye’nin hassasiyetlerini dikkate alarak müttefiklik ilişkisi yürüttüğü Kürtlere yönelik geniş çaplı bir operasyona göz yumar mı? Türkiye’nin ABD ile uzlaşmadan operasyon yapma ihtimali var mı? ABD ne karşılığında Türkiye’ye operasyon için yeşil ışık yakabilir? Türkiye, geniş çaplı bir operasyon niyetinde mi yoksa operasyonun çapı, derinliği, süresi ve hatta gerçekleşip gerçekleşmemesi gibi konularda yaklaşan seçimler mi belirleyici olacak?

Soruları çoğaltabiliriz elbette, ancak bu soruların hiçbirinin kesin yanıtları olmadığı gibi mevcut gidişata dair “yüksek ihtimal” vb. şerhlerle de olsa yargılarda bulunmak oldukça güç. Sahadaki durum, sahadaki güçlerin ajandaları, orta ve uzun vadede beklentileri gibi kriterler üzerinden veriye dayalı çıkarımlar yapmak artık pek mümkün olmuyor. Bir süredir Suriye dahil birçok meselede sıkça karşılaştığımız “Denemekte fayda var, ya gol olursa” havasında hamleler tabloyu iyice bulandırıyor.

Bu nedenle, en sağlıklı yöntem mevcut duruma göre bildiklerimize bakarak önümüzü görmeye çalışmak.

Genel olarak Türkiye’yi yakından ilgilendiren ve hem Rusya’nın hem de ABD’nin süreçleri doğrudan dahil olarak yönlendirmeye çalıştığı bölge Suriye’nin kuzeyi.

Suriye’nin kuzeyinde durum ne?

-İdlip’te Türkiye ve Rusya arasında sağlanan anlaşma ile başlaması planlanan süreç durdu. Şimdilik anlaşmaya taraf ülkeler sessizliğini korusa da İdlip kaynamaya devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde kentteki çoğunluğu Uygur ve Çeçen militanlardan oluşan Türkistan İslami Partisi kendi emirliğini ilan etti. Süreç durmuş olsa da kent ve içindeki silahlı gruplar bir çeşit kuşatma altında. Gidişata ve kent içindeki silahlı grupların bekasına dair belirsizliğin sürmesi halinde içerideki huzursuzluğun tırmanması olasılığı oldukça yüksek. Nitekim gruplar arası çatışmalar, infazlar, suçlamalar da artarak sürüyor. 

-Son haftalarda Arap basını, İdlip’teki bazı silahlı grupların ve Türkiye’nin birlikte hareket ettiği bazı ÖSO gruplarının Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ve YPG’ye karşı savaşmak üzere mobilize edildiğine dair iddialara sıkça yer veriyor.

-İdlip’teki son durum büyük ölçüde Türkiye-Rusya ve İran arasındaki görüşmelerle şekillendi. Ancak bugünkü duruma uzanan süreçte Türkiye’nin Rusya ile ilişkileri kadar ABD ile ilişkileri de etkili oldu. Özetle, ABD ile kriz yaşayan Türkiye’nin Rusya’ya yakınlaşması, ABD ile kriz yaşayan İran’ın Türkiye’nin önünü açması gibi faktörler belirleyiciydi.

Bugünlerde Türkiye-ABD ilişkileri geçtiğimiz aylara nispeten düzelmeye başladı. Bu durum, İdlip kadar ağırlıklı olarak Fırat’ın doğusunda varlık gösteren Kürt siyasi ve askeri yapıların durumunu da etkileyebilir. 

Türkiye’den yapılan açıklamalarla birlikte Türkiye’nin Fırat’ın doğusuna bir operasyon yapıp yapmayacağına dair senaryolar gündeme gelmeye başladı.

Son olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan, Fırat’ın doğusuna yönelik askeri operasyonun birkaç gün içinde başlayacağını söyledi. ABD’den ise bir taraftan Türkiye ile diyalog halinde kalmanın önemine vurgu yapılırken diğer taraftan Türkiye’nin hedef aldığı güçlerle ABD’nin iş birliği yaptığını hatırlatan açıklamalar geliyor.

ABD, SDG ve YPG ile yürüttüğü iş birliğinin IŞİD ile mücadele nedeniyle sürdüğünü söylüyor. Ancak resmi açıklamalarda IŞİD vurgusu yapılsa da, İran’ın Irak içinde artan gücünün Suriye’de kesilmesi ve İran’ın önünün alınması kaygısının öncelikli olduğu biliniyor. Yine, Suriye’deki yeni sürecin ABD’nin hem ülke içinde hem de bölgede çıkarlarını koruyacak bir şekilde şekillenmesi de öncelikli faktörler arasında.

ABD’nin “Kürtlerle iş birliği yapıyoruz çünkü IŞİD’e karşı birlikte savaşıyoruz” tezine karşılık Türkiye’den yapılan açıklamalarda ABD’ye “IŞİD’e karşı birlikte savaşalım” teklifinin öne çıkması dikkat çekici. Ancak bu teklif ABD’yi ikna etmemiş olacak ki, ABD’nin yaklaşık 30 bin SDG ve YPG’liyi eğitme hamlesinden geri adım atmasını henüz sağlayamadı. Yine Türkiye’den yapılan açıklamalarda ABD’nin Türkiye’yi Menbiç’te oyaladığı, YPG’ye 20 bin TIR silah ve yardım gönderdiği gibi suçlamalar öne çıkıyor. 

Türkiye, bu müttefiklik ilişkisine yönelik itirazlarını epeydir dile getirmeye devam ederken ABD’den sınırda gözlem noktaları oluşturulması hamlesi geldi. Haliyle Türkiye buna da oldukça tepkili. 

ABD, sınırda gözlem noktaları oluşturulması hamlesini “Gerginliğin tırmanmasının önüne geçme amaçlı tedbir” olarak tanımlıyor. Ancak Türkiye’ye göre, ABD bu hamlesi ile “Kürtleri Türkiye’ye karşı koruyor.”

Sonuçta Fırat’ın doğusunda ABD dahil birkaç ülkeden binlerce asker, askeri danışman, eğitmen bulunuyor. Türkiye’nin olası bir saldırıda ABD askerlerini vurma riskine girmesi pek olası değil. Gözlem noktalarının kurulması da bu riski oldukça düşürecek tedbir olarak görülebilir.

Suriye’nin kuzeyine ve özellikle Fırat’ın doğusuna dair son günlerde yapılan açıklamalarla birlikte son durum genel hatları ile bu şekilde. 

Bu tabloya göre iki soru öne çıkıyor;

-Türkiye Fırat’ın doğusuna yönelik askeri operasyon yapar mı? 
-Operasyona ABD yeşil ışık yakar mı?

Sahadaki havaya bakılırsa Türkiye’nin Fırat’ın doğusundaki bazı yerlere yönelik uzaktan topçu ateşi vb. şekilde saldırıya geçmesi beklentisi var. Ancak bir kara operasyonu için ABD ile gerekli düzeyde uzlaşma sağlanamadığı tahminleri öne çıkıyor. 

Bu tahminlere göre, ABD de resmi açıklamalarla yetinip kara operasyonu yapılmadığı sürece somut tepki göstermeyebilir. 

Tabii bu senaryoya göre Türkiye’nin hangi noktalara saldırı düzenlediği, düzenlenen saldırıların etkisi ve gücü de oldukça önemli.

Genel olarak “Türkiye bir operasyon yapmış olacak ancak ABD müttefiklerine zarar verilmesine izin vermeyecek” şeklinde özetlenebilecek bir senaryonun öne çıktığını söyleyebiliriz.

Öne çıkan senaryolardan biri de, ABD’nin Menbiç’deki YPG ve SDG güçlerini Fırat’ın doğusuna çekeceği ve Türkiye’nin olası operasyon söylemini Menbiç ile sınırlandırabileceği yönünde.

Peki Türkiye operasyonu TSK ile değil de iddia edildiği gibi İdlip’teki bazı grupları ve ÖSO’yu sahaya sürerek yaparsa ne olur? Sonuçta Suriyeli Kürtlerle çatışanlar yine Suriyeli gruplar olacak. Ancak diğer senaryolarda olduğu gibi bu ihtimalde de ülkeler arası siyasi pazarlıklar belirleyici olacak gibi görünüyor. 

Bir kez daha belirtmekte fayda var; sonuçta Türkiye-ABD ilişkileri Suriye ile sınırlı değil. Türkiye bir NATO ülkesi ve ABD ile karşılıklı çıkarlara dayalı çok yönlü ilişkileri var.

Diğer taraftan Suriye sahasında Rusya da var ve Rusya, Türkiye’nin operasyon söylemlerine yönelik sessizliğini hâlâ koruyor. Aynı zamanda Kürtlerle sorunu olmasa da ABD’nin Suriye’deki varlığından oldukça rahatsız.

Yazının girişinde belirttiğimiz gibi senaryo da çok soru da...

Kesin olan tek şey belirsizliğin hakim olduğu. Bekleyip göreceğiz.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...