Cepheleşen siyasi ortamda ‘Bir taşla beş kuş vurma’ hamlesi
Fotoğraf: Envato
CHP ile İYİ Parti arasındaki ittifak görüşmeleri hemen hemen sonuçlandı. Varılan anlaşmaya göre İstanbul, Ankara ve İzmir’de İYİ Parti aday çıkarmayacak, CHP adaylarını destekleyecek. İki partinin 17 büyük şehirde de iş birliği yapacağı belirtiliyor.
AKP-MHP ittifakının da 30 büyük şehir için görüşmeye devam ettikleri, bugün yarın bir sonuca ulaşacakları belirtiliyor.
HDP ise bugüne kadar yapılan tartışmalara bakıldığında, Meclisteki partilerin herhangi birisiyle bir ittifak ya da iş birliği görülmüyor. Her ne kadar CHP ile dolaylı kimi görüşmeler yapıldığı söz konusu olsa da, bu görüşmelerden parlamentodaki üçüncü büyük parti olan bir partiye CHP’nin açıkça bir iş birliği çağrısı bile yapmaması, dönemin ve oluşan ittifakların karakterini belirlemesi bakımından ilginç olsa da, siyaseti az çok izleyenler için beklenmez değildir.
TAM BİR KAMPLAŞMA TABLOSU
Gündemde olan seçim, yerel seçimdir. Dolayısıyla adayların belirlenmesi, seçimi motive eden taleplerin yerel talepler olması yerel seçimin doğası gereğidir. Ancak seçime üç buçuk aydan fazla bir zaman varken Erdoğan-Bahçeli ittifakının motive ettiği tablo bir “gerilim”, bir “cepheleşme” tablosudur.
Bu cepheleşmenin arkasında, hiç kuşkusuz ki, asıl olarak “tek parti tek adam rejimi”nin inşasını esas alan strateji vardır.
AKP-MHP ittifakının, iki partinin tabanında bu ittifakın olumlu karşılanması için, “ülkenin bekası”nın en önemli şey olduğu ve bu ittifak olmazsa ülkenin bölüneceği, yıkılacağı, kargaşaya sürükleneceği kara propagandasına inandırıcılık kazandırmak için, böyle bir cepheleşmeye ihtiyaçları vardır. Hele de bir yerel seçim varsa bu cepheleşme daha önemlidir! Çünkü, ayrı ayrı seçime gidilirse AKP’nin büyük kentler başta olmak üzere seçimi kaybedeceği apaçık hale gelmiştir. Bu yüzden de yerel seçimin “normal”, kendi doğasına uygun yapılmasının, gerek AKP gerekse MHP’nin yararına olmayacağı tespit edildiği için, böyle bir cepheleşme yoluna gidildiği herkesin bildiği, Bahçeli ve Erdoğan’ın da reddetmediği bir gerçektir.
‘FIRAT’IN DOĞUSU’NA HAREKAT, AKP-MHP İÇİN OLMAZSA OLMAZ!
Nitekim 24 Haziran seçiminde Erdoğan’a OHAL’in oluşturduğu ağır siyasi iklim de yetmemiş, “Afrin harekatı” düzenlenerek OHAL’e “savaş hali” eklenmiştir.
Erdoğan, bir zamandan beri slogana dönüştürdüğü, “Bir gece ansızın gelebiliriz” genel söylemini somutlaştırdı. “Birkaç gün içinde ‘Fırat’ın doğusu’na giriyoruz” diyerek, medyadaki gazeteci kılıklı “generallerini” harekete geçirdi. Hatta iki günden beri “havuz medyası”nın sınırı aşıp komşu topraklara “girdiğini” bile söyleyebiliriz!
Elbette bu arada harekatın boyutlarıyla ilgili tartışmalar da var. Harekatın;
- “Angajman kuralları çerçevesinde”,
- ABD ile anlaşarak, ÖSO’yu öne çıkararak sınırlı,
- Sınır ötesi bir maceracı... askeri harekat olacağına dair tartışmalar var.
Ama sınırın ötesindeki harekat ne kadar sınırlı olursa olsun, sınır içindeki siyasi amaçlı operasyonun sonuçlarının son derece yakıcı ve yıkıcı olacağını söylemek yanlış olmaz.
Çünkü böylece Bahçeli-Erdoğan ikilisi;
1) Ülkeyi savaş ortamına sürükleyerek, seçimde vatandaşın tartışarak tercih yapmasının önünün kesilmesi ve egemen havaya göre oy kullanmasını sağlamak,
2) Yerel seçime “Cumhur İttifakı” altında girilmesini istemeyen yöneticileri ve yerel örgütlerin itirazlarını bastırmak,
3) CHP-İYİ Parti arasındaki “iş birliği” ve “güç birliği”ni bozmak(*),
4) CHP içinde ve oy veren, verecek olan kesimde kargaşaya yol açmak,
5) Böyle bir harekatın yarattığı ortam kullanılarak HDP’nin seçim çalışması yapmasını imkansız hale getirmek istemektedir.
Yani Erdoğan-Bahçeli iktidarı, “Fırat’ın doğusu”na yönelik bir askeri harekatla “beş kuş” birden vurmayı planlamaktadır.
Bu da açıkça göstermektedir ki, “Fırat’ın doğusu” ülke güvenliği, “memleketin bekası” sorunu değildir. Bu harekatın tamamen siyasi ve “Yerel seçimin götürülmesi” amacıyla düzenlenen bir harekat olacağını söylemek, gerçeğin kendisini söylemek olacaktır.
(*) Böyle bir harekata İYİ Partinin açıkça destek vereceği, CHP’nin ise hem yönetim düzeyinde hem de tabanında oldukça geniş bir kesiminin harekata karşı çıkacağı dikkate alındığında, yerel seçim ittifakının sürmesi mümkün olmayacaktır.
- Tek adam yönetimi ve Cumhur İttifakı’nda ‘seçimi götürmek’ için her yol mübahsa! 19 Mart 2024 12:00
- İçinde Gazze olan sorular bile yasaklanırken NATO’ya ve AB’ye selam ne anlama geliyor? 16 Mart 2024 05:05
- İşçi gazetesi, sınıflar mücadelesinin en ön cephesindedir 13 Mart 2024 05:15
- İktidar ‘İstanbul’u alma’, muhalefet yurttaşın ‘stratejik oy’ kullanması peşinde! 09 Mart 2024 05:15
- Partisini motive edemeyen Destici, sorununu ‘Ebu Bevval’ olmakla mı aşmaya çalışıyor? 17 Ocak 2024 04:11
- Tüm emek güçleri için ‘haydi mücadeleye’ dönemi! 14 Ocak 2024 04:55
- Erdoğan, Murat Kurum’u neden İBB’nin adayı yaptı? 10 Ocak 2024 05:00
- İş yerleri kaynıyor; mevsim kış ama havada ‘işçi baharı’ kokusu var! 07 Ocak 2024 04:58
- Lübnan ve İran’daki saldırılar İsrail-Filistin Savaşı’nda neye işaret ediyor? 05 Ocak 2024 04:57
- 2024’ü halklar için daha iyi bir yıl yapmak amacıyla haydi mücadeleye! 01 Ocak 2024 04:35
- Asgari ücretin itibarsızlaştırılarak kaldırılması tartışmaya açılmak isteniyor 29 Aralık 2023 05:00
- Özak tekstil işçilerinin direnişi ile dayanışma ihtiyacı daha da artmıştır! 24 Aralık 2023 04:26