11 Aralık 2018 23:15

Gericilik ya da muhteşem maziye kanatlanmak

Gericilik ya da muhteşem maziye kanatlanmak

Fotoğraf: Envato

Paylaş

1789 Fransız İhtilalinden beri siyasi refleks ve tutumları kategorize etmek için kullanılan ilerici-gerici kavramlarının arkaik sola etiketlenerek küçümsenmesi, sağ sol diye bir ayrımın kalmadığı, “küresel uzlaşma” dönemine girildiği iddiasıyla başlar.  İngiltere’de Tony Blair gibi sol eğilimli bir başbakan eliyle uygulanan neoliberal dönüşüm programları, partisinin temsil etme iddiasında bulunduğu işçilerin ve emekçilerin geçim ve yaşam koşullarının altını oyarken Başbakan’ın ahbabı Anthony Giddens Üçüncü Yol adlı yeni bir teori de icat etmekteydi. Emperyalizm, kapitalizm, sınıf mücadelesi kavramlarının siyasetin dışına atıldığı yeni bir sol nasıl inşa edilir tartışması ondan daha eskidir ama bu “arayışın” da Üçüncü Yol’un da katkıda bulunduğu şey, Blair benzerlerinin gerici programına artık gericilik denmesinin dinozorluk sayılmasıdır. Aynı program etrafında, sağ ve sol ayrımlarını da konu dışı bırakacak biçimde sol-sosyal hükümetler de muhafazakarlar da birleşmişti çünkü.

Emperyalizm artık karşılıklı bağımlılık demekti, sınıf mücadelesinin yerini sınıf uzlaşmaları alıyordu, küresel piyasa ekonomisi küresel demokrasinin teminatıydı… Aksini iddia edenin, dünyanın değiştiğini görmeyerek kendini yenilemeyerek eski kavramları kullananların kendileri gericiydi. AKP de iktidara geldiğinde aynı nedenle ilerici- demokrat ilan edilebilmişti.

Devlet Bahçeli Cemil Meriç’ten alıntıyla ‘Biz de gericiyiz’ dedi de, kavramlar üzerindeki liberal hegemonyanın etkisiyle kafa karışıklığı yaşayan, gericilik ithamında kalmamak için emperyalizm, kapitalizm, sınıf mücadelesi, ilerici-gerici gibi  kavramlara pek yüz vermeyerek arafta kalan bir tür solu da boşa düşürdü.

Cemil Meriç “Murdar bir halden muhteşem bir maziye kanatlanıp uçmak gericilikse her namuslu insan gericidir” demişti. Maziye kıymet vermek kendi başına bir gericilik kriteri olmaz. Gelgelelim, Meriç’in murdar dediği bir şimdiki zaman ile baş etmeye çalışan nüfusu geçmişi yücelterek teskin etmeye çalışmak gericiliktir.

Geleceksizleştirilmiş ve güvencesizleştirilmiş emekçilere mutlu bir yaşam vaat edemeyen bütün yöneticilerin yaptığı; onlara kurgu bir mazi, yapılandırılmış bir tarih anlatısı sunmak, geleceği de vizyonlaştırmaktır. Böylece ürettiği zenginliklere el koyma mekanizması Hükümet tarafından işletilirken, artık önceki kuşaktan bile daha kötü şartlarda yaşamaya başlamış olan emekçilere, teselli niyetine, kendi çöküşlerinden önceki zamanların nostaljisi kalır. Bunun şimdiki zamanda yaşanan yoksunluklara zerre kadar faydası olmaz. Bu bakımdan gericilik maziyle haşır neşir olmakla değil, günün daha da murdarlaşması için elinden geleni esirgememekle alakalıdır. 

Böyle bir gericilik İstanbul Havalimanı işçilerini haklarını aradıkları için tutuklamak, JES’lere karşı mücadele ederken üzerlerine gaz atılmasından şikayet eden Kızılcaköylü kadınların karşısında mandalina yemeye devam eden valinin “gaz bir şey yapmaz” diyebilmesi, her gün kanatlanıp uçan yiyecek ve eşya fiyatları karşısında maziye bakılacak kuş muamelesi yapmak, fetihçi politikalar gütmek, kendisine muhalefet eden herkesi içeri tıkmaya çalışmak ya da davalarla bezdirmek, bütün yetkileri tek bir adama devretmek, halkın demokratik reflekslerini sadece sandığa kilitlemek vb. gibi faaliyetler sayesinde hal’i murdarlaştırır.

Öte yandan gericiliğin örgütlediği sistemde bir profesörün çıkıp reglin kızlar için bir normallik değil hastalık olduğunu söyleyebileceği ortam da oluşur. Bu kişi laikliğin en tehlikeli uygulama olduğundan söz edebilir. Mahkeme heyetleri hiçbir iddianamesi olmayan insanları hapiste tutabilir, kadın katilleri elini kolunu sallaya sallaya dolaşabilir. Gerici, her toprak parçasına arsa muamelesi çekip arazileri parsel parsel dağıtırken halka kalkınıyoruz, elalem bizi kıskanıyor diye masal okuyabilir.

Gerici bu murdarlaştırma sırasında dini de tarihi de geleneği de… her şeyi kullanır.

Travmaları, yoksullaşmayı, kayıpları maziye kanatlanıp uçarak telafi etmenin mümkün olduğunu da iddia eder.

Ama böyle bir dünya yok. 

TDK murdar etmek sözcüğünün anlamını ‘her yeri kirletmek, pisletmek’ olarak veriyor. Gericilik murdar edendir. Böyle bir murdarlaştırmaya karşı çıkıp bununla mücadele edenlere ise, 200 yıldır ilerici denir. Mazi onlar için kaçılacak bir yer değil, murdar olmayan bir dünya için önceden harcanmış çabalardan esinlenilecek bir hazinedir. 

 

 

 

 

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...