04 Aralık 2018 00:56

Yerel seçimlere giderken ittifaklar, amaçlar ve gerçekler

Yerel seçimlere giderken ittifaklar, amaçlar ve gerçekler

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Yerel seçim süreci, gerek AKP-MHP gerekse CHP-İYİ Parti ittifakı etrafındaki tartışmalarla ilerliyor.
“Cumhur İttifakı” içindeki sorunları, G20 ve Latin Amerika gezileriyle “soğumaya” alan Erdoğan’ın bıraktığı “boşluğu” da  Bahçeli doldurmaya çalışıyor. “Türkiye’nin bekası” ve “Cumhur İttifakı”nın gerekçelerini öne çıkaran Bahçeli, “Cumhur İttifakı”nda olduğu gibi yerel seçimde de “Yapılacak ittifakın mimarı olduğunu” gösterme fırsatı olarak değerlendirirken, yaptığı övgülü atıflarla Erdoğan’ı “okşamayı” da ihmal etmiyor. Böylece bir yandan “Cumhur İttifakı” gerekçelerini kullanarak “ittifak” için gerekçesini güçlendiren Bahçeli öte yandan her iki parti içindeki ittifaka yönelik tepkilere de “ayar veren” bir pozisyon tutmuş olmaktadır. Ki, Bahçeli’nin bu tutumuyla, Latin Amerika gezisinden sonra Erdoğan’la yapacağı görüşmede elini güçlendirmeyi amaçladığını söylemek yanlış olmaz.
Öte yandan yerel seçimde MHP-AKP ittifakına karşı tepkilerin Erdoğan tarafından bastırıldığı gözlense de parti içinde Bilalciler, Beratçılar, Soylucular, Davutoğlucular gibi gruplaşmaların hız kazandığı, yerel yönetimlerde bu kliklerin kendi yandaşlarının kazanması için ciddi bir yarış içinde olduğu da artık medyada alenen konuşulmaktadır. TBMM Başkanı Yıldırım’ın AKP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı adayı olmaktaki kararsızlığına yol açan şeyin Berat Albayrak’ın İstanbul ilçelerinde “listelere müdahalesi” olduğu dikkate alındığında, AKP içindeki kliklerin kavgasının ilçeler düzeyine kadar indiği, basına yansıyan “klikler kavgası” iddialarının boşuna olmadığını göstermektedir. 

‘CHP-İYİ PARTİ İTTİFAKINDA 1+1’İN 2 ETMESİ ÇOK ZOR!

Millet İttifakı cenahında ise gelişmeler daha da belirsiz.
Henüz ittifakın hangi illerde olabileceği tartışılırken, CHP’nin 6 Aralık’ta 600 il ve ilçede daha adaylarını açıklayacağı belirtiyor.
Öte yandan CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu daha açıkça, İYİ Parti Genel Başkanı Akşener ise hem nalına hem mıhına vuran imalarla “İşler iyi gidiyor” diyor. Ama özellikle İYİ Partinin önde gelenlerinin bu ittifaka pek hevesli olmadıklarını, hatta bazılarının bir CHP-İYİ Parti ittifakına “iİkesel olarak karşı oldukları”nı çeşitli vesilelerle ifade etmeye devam ettikleri gözleniyor.
Bu itirazların önemli bir bölümünün pazarlıkta “İYİ Partinin elini güçlendirmek için olduğu” söylenebilirse de önemli bir yanının da İYİ Partinin içinde CHP ile ittifakı hazmedemeyecek olan güçlü bir “ülkücü” damarın sözcüsü olduğu da aynı ölçüde gerçektir.
Ancak CHP ve Kılıçdaroğlu İstanbul, Adana, Mersin, Hatay, Antep, hatta Ankara hesaplarının tutması için şöyle ya da böyle HDP’nin desteğini alması da zorunlu görünüyor. Çünkü ittifakın yapıldığı illerde İYİ Partinin de CHP’nin de kendi tabanlarına ne kadar hakim olacağı çok tartışmalıdır. Çünkü İYİ Parti tabanında ittifak olsa bile CHP’ye oy vermeyecek geniş bir kesim olacağı gibi, CHP tabanında da İYİ Parti gibi ülkücü geleneğin etkin olduğu bir partiye oy vermeyi hazmedemeyecek önemli bir kesim olduğu tartışmasızdır.
Yani İYİ Parti-CHP arasındaki ittifakta “1+1’in 2 etmesi” çok kolay değil. Elbette AKP-MHP ittifakında da “1+1’in 2 etmesi” aynı ölçüde zordur.
Bunları elbette her iki partinin yöneticileri de biliyor. Ama görmezden gelmeyi tercih ediyorlar. 

HDP DIŞLANIRSA AKP-MHP İTTİFAKI YENİLEBİLİR Mİ?

CHP için bu handikapın aşılabilmesinin bugünkü koşullarda tek gerçekçi yolu, CHP’nin HDP ve ilerici demokrat güçlerle ortak bir seçim iş birliği yapmasından geçmektedir. Ancak CHP adaylarını yukarıdan belirleyerek bu olanağı daha baştan yaralamaktadır. Dahası CHP, HDP ile açık bir seçim ittifakından da özenle kaçınmaktadır. Çünkü, “Cumhur İttifakı”nın oluşturulduğu milliyetçi iklimin baskısı ve CHP içindeki milliyetçi damarın tepkisi böyle bir HDP-CHP iş birliğini engelleyecek mahiyettedir. Bu da CHP’nin Kürt sorunu ve Kürtler konusunda, lafta söylediği kadarının bile arkasında duramayan bir çizgide kalmasının yerel seçimlerde de belirleyici olacağını göstermektedir. 
Peki CHP, HDP ile dolaylı yollardan bir ittifak yapabilir mi?
Kimi yerel girişimlere bakınca sanki bu doğrultuda adımlar atılıyor görünse de bu girişimlerin etkisi son derece sınırlı olacaktır. Ki, CHP herhalde yerel seçimde Kürt seçmenin ferasetine dayanan bir “seçim dayanışması”na güvenmektedir. Ancak ülke ve siyasetin gerçekleri karşısında bunun ne kadar gerçekleşeceği ise çok tartışmalıdır.
Bu koşullarda demokrasi güçleri elbette ki yerellerde ortak yerel seçim platformları etrafında, yerel seçimin “tek parti tek adam rejimi”nin inşasının bir dayanağı olmasını önleme amaçlı bir seçim mücadelesinde ısrar edeceklerdir.

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa