Birikim
Fotoğraf: Envato
Dünya oradan oraya savrulurken, savrulmaların sarsıntılarını iliklerimizde hissediyoruz. Her gün yeni gözaltılara, tutuklamalara uyandığımız, eleştirel bakan, tartışan tüm kesimlerin terörist ilan edildiği bu ülkeden, dünyanın başka başka ülkelerinde emekçilerin hor görülmeye yüksek görünürlük yelekleriyle isyanını aşağılamaya, evsizleri suçlu ilan edip sahip olmadıkları için hiçleştiren muktedirlere sarsıntılar hız kesmiyor. Bu sarsıntılar arasında sağlam bir zemini korumak, ilkelerden vazgeçmemek kolay olmadığı gibi, insanlık adına kazanılmış değerlerin, var olan ilkelerin durağan olmadığını ve her yeni günle daha iyiyi aramanın zorunluluğunu unutmadan yol alırken biriktirdiklerimiz de çoğalıyor.
Hissettiklerimiz, gözlemlerimiz biriktikçe, bu birikimi akıtacak mecra ihtiyacı da kaçınılmaz biçimde artıyor. Pek çoğumuz doludizgin akabileceğimiz bir akarsu yatağı bulacak kadar şanslı olmayabilir, ama bu konuda kendimi hayli şanslı addediyorum yıllardır. Evrensel Gazetesinde tüm disiplinsizliğime, haftanın yazısını önceden hazırlamak yerine son güne bırakınca yolculuk ve toplantı mazeretine sığınmama rağmen 15 yıldır yazabiliyorum örneğin. Bu mecrayı benimle paylaştıkları için gazetenin tüm emekçilerine teşekkür borçluyum o nedenle.
Bu birkaç gün içinde dünyanın muktedirleri boy boy aile fotoğrafları çektirmek, geleceğimizi tahakküm altına alacak pazarlıklar yapmakla meşguldüler malum. O fotoğraflarda hepimizin tanıklığında bir ölüm emrinin ve delillerin gözümüzün önünde karartılmasının en yakın tarihli sanığının aklanmasını izledik dünyaca. Sahip olmayanların hiçleştirildiği bir dünyaya ev sahipliği yapacak üstelik. Biriktikçe birikti içimdeki öfke...
Yaşam hakkı ihlali, bu ihlalin örtbas edilmesi ve edilme biçiminin arasına sıkıştırılan “ama” sözcükleri yankılandı bir yandan kulaklarımızda. Yaşam hakkı ihlal edilenin kötülüğü, kendisinin bizzat yaşam hakkı ihlallerini savunması ile bir ihlalin meşrulaştırılmasının ayıbını, utancını paylaştık birlikte. Biriken utanç sarstı durduğumuz yeri...
Bir Cumartesi daha geçti, daracık sokağa sıkıştırılmış Cumartesi Anneleri, Cumartesi İnsanları kayıplarını arama, sorumluları dile getirme mücadelesi verirken. Faili belli ölümlerin, yargısız infazların, işkencelerin bir aracın bagajından kazayla döküldüğü günlerden gizli kapaklı hesapların yapıldığı ortaklıkları bulanıklaştıracak hukuksuzluklara dönüşen, sayısız adil yargılama hakkı ihlallerine yenisini ekleyen bir süreç daha çözülemeden gömüldü şimdilik biraz daha derinlere. Biriken kararlılığımız kaldı yanımızda...
Biz birikmeliyiz, biz çoğalmalıyız. Hor görülenler, görmezden gelinenler birlikte görünür olmanın yollarını bulmalıyız. Sahip olmamanın onurunu paylaşmalıyız.
Birlikte...
- Şiddetsiz bir geleceği birlikte inşa edelim 18 Nisan 2024 04:53
- Kimin şakası? 04 Nisan 2024 05:46
- İyi insanlar 28 Mart 2024 04:57
- Demokratik bir yaşam sağlık için elzemdir! 21 Mart 2024 04:58
- Aşkın devlet ve kayıtsızlığımız 14 Mart 2024 04:58
- Şiddetsiz, güvenli, güvenceli demokratik bir yaşam 07 Mart 2024 04:57
- Etkin ve demokratik bir meslek örgütü nasıl olmalı? 22 Şubat 2024 04:59
- Büyük kavga 15 Şubat 2024 04:51
- Ma rıhna nıhna hon demiştik 08 Şubat 2024 04:58
- Sağlığın turizmi nereye gidiyor 01 Şubat 2024 04:47
- Halk sağlığı sorunu olarak apolitikleşme 25 Ocak 2024 04:57
- Yeni yılda da susmayacağız! 01 Ocak 2024 04:45