02 Aralık 2018 00:00

Yağmurdan Sonra, Küçük Günahlar ve Bu Son Olsun

Yağmurdan Sonra, Küçük Günahlar ve Bu Son Olsun

Fotoğraf: Envato

Paylaş

YAĞMURDAN SONRA (2008)

12 Eylül askeri darbesinin hemen ardından, fikirlerinden ötürü tutuklanan Nuri İlker isimli yazar, ülkenin o dönemde içinden geçtiği talihsiz ve 'hoyrat' günlerden fazlasıyla nasibini almış, ağır işkenceli sorgularda kalmış ve pek çok kapalı cezaevinde yıllarını geçirmek durumunda kalmıştır. Cezasını tamamlamasına 9 ay kala, 'iyi halinden' dolayı Gökçeada Yarı Açık Cezaevine sevk edilmiştir. Bu durum, görünüşte onun için olumlu bir gelişme olsa da, Gökçeada onun yaşamında son derece önemli bir yer olacaktır.

Cezaevinin 'yarı açık' yapısı nedeniyle alışmadığı kadar farklı bir yaşama başlayan Nuri, kısa zamanda bu yeni duruma ayak uydurmaya başlasa da, cezaevinin siyasal olarak karşıt görüşlü müdürü Halim Özay ile ilk anlardan itibaren başlayan gerginlik, öykünün sonunda onu farklı bir yol itecektir. Ancak bu yol, onun tek başına yürüyeceği bir yol değildir. Zira yaşamında belki de ilk kez tattığı bir duyguyla, üzüm bağlarındaki çalışmalar sırasında tanışıp âşık olduğu Sumru Özay da ona eşlik edecektir!

Halim ile yaklaşık 8 yıldır evli olan Sumru hiçbir zaman kocasını sevememiş, onunla dünyaları ve fikirleri ile yaşamı yorumlayışları hep apayrı olmuştur. Aralarındaki yaş farkı ve bir de bunun üzerine, Halim'in iktidarsızlığı ile çocuksuz kalışları eklenince evlilik Sumru için bir 'angarya' olmuşken, Halim'in durumu ise farklıdır.

Zira Halim ilk günden beri Sumru'ya tutkuyla bağlı ve ama ona hiçbir zaman erişememenin acısını yaşamaktadır. Mesleği gereği yaşamında, etrafındaki herkesin ona biat etmesine alışmış olan Halim, Sumru'ya giden yolu ise bir türlü keşfedememiştir. Geçen uzun yıllar içinde Sumru onun için tam bir 'zaaf' haline gelmiştir.

Sumru, Nuri İlker’in bütün kitaplarını okumuş ve ona hayranlık duymaktadır. Nuri’nin Gökçeada cezaevine gelmesiyle aralarında bir iletişim/ilişki başlar. Bunu hisseden Halim Nuriye daha zalimce davranır, haksız yere cezalandırır. Nuri İlker’in tahliyesine kısa süre kalmışken, yeni bir cezası daha kesinleşir. Nuri İlker’in dayı dediği koğuş sorumlusu Kadir çavuş kaçma fikrini sokar aklına, teknesinin anahtarını verir.

Kaçma vakti geldiğinde tekneye ulaşan Nuri İlker Sumru’nun teknede olduğunu görür. İki âşık kaçmaya hazırlanırken Cezaevi Müdürü Halim Özay’ın kontrolünde çevreyi kuşatan jandarmanın açtığı ateşle öldürülür Sumru ve Nuri. Son silah sesi, belindeki tabancasını çıkarıp kafasına dayayan ve hayatına son veren Halim Özay’ın tabancasından gelir.

Yönetmen/Senaryo: Görkem Turgut

Oynayanlar: Serhan Yavaş, Pelin Batu, Turan Özdemir, Demir Karahan, Nilgün Belgün, Umut Temiztaş, Mustafa Turan, Ahenk Demir, Serhan Erberk, Başak Koyuncuoğlu, Güray Görkem, Ahmet Fırat, UğurtanSayıner, Hale Akınlı, Vehbi Arslan…

KÜÇÜK GÜNAHLAR (2010)

Melik yirmili yaşları devirmek üzere olan ama yaşıtları gibi para kazanma, birikim yapma hırsı olmadan günü birlik yaşayan bir adamdır. Aslında yetenekli bir grafiker olmasına rağmen, sürekli bir işi yoktur; düzenli bir işe gidip gelmek ona göre değildir. Dışarıdan reklam şirketlerine yaptığı projelerle geçinirken, arkadaşının evinde yaşamaktadır. Kadınlarla ilişkisi de farklı bir çizgide değildir...

Bir gün kaldığı evin penceresinin önünde esmer, genç bir kız (Şilan) geçer. Melik kızın peşine başta amaçsızca takılır, sonra girdiği apartmana kadar onu takip eder. Şilan'ın apartmana gelmediği bir gün girdiği kapıyı çalar. Kapıyı saçları ağarmış, şiir gibi konuşan İsmet adında 'yarı-kaçık' bir adam açar. Melik'i sadece evine değil, kendi kurduğu dünyaya da davet eden İsmet Şilan ile olan derin ilişkisini ve ona delilik mertebesinde bağlı olduğunu da bu adama gösterecektir.

Bu arada Melik barda Seçil adında genç bir avukat kadınla tanışır. Fakat iş yaptığı reklam şirketinin başındaki direktörle yaşadığı cinsellikten öte Seçil ile de farklı bir ilişki istememektedir.

Şilan içinse, İsmet'in engellemeye çalıştığı Melik'in habersiz olduğu başka planlar yapılmaktadır. Çatışmada öldü bilinen ama bir şekilde hayatta kalan abisi, Kuzey Irak’tan İstanbul'a haber gönderir ve Şilan'ın yasa dışı yollarla yanına gelmesini ister. Kaçak olan abisinin yanına gitme hazırlıkları yapan Şilan, kendisini izleyen polislerce şüpheli olarak gözaltına alınır. Melik Şilan'ı karakoldan çıkartmak için Seçil'den yardım isterken, İsmet her şeyden habersiz Şilan'ın kendisini terk ettiğini sanınca dengesi allak bullak olur...

Küçük Günahlar, üçlü bir aşk hikâyesinin ardında bireyin vicdani hesaplaşmasını açığa çıkarmaya çalışırken, 12 Eylül darbesi ve sonrasında yaşanan Kürt-Türk çatışmasının Batı’daki bireyler üzerinde bıraktığı derin yaraların hikâyesini anlatıyor.

Film, 12 Eylül ’ün bireyler üzerindeki yansımalarını anlatıyor. Macit Koper, Küçük Günahlar’da inzivaya çekilmiş, politik bir geçmişi olan, psikolojik sorunlarıyla başa çıkamayan, eski reklamcı İsmet karakterini canlandırıyor.

Yönetmen/Senaryo: Rıza Kıraç

Oynayanlar: Macit Koper, Esra Ruşan, Berke Üzrek, Tülay Günal, Rıza Akın, Gökhan Ünal, İsmail Doğan, Ruhi Sarı…

BU SON OLSUN (2012)

Yaşar, Apo, Kovboy Ali, Cevat ve Ertuğrul'un hayattaki tek gayeleri, karınlarını doyurmak ve en büyük tutkuları olan şaraptan bir gün bile olsun ayrı kalmamaktır. Günübirlik yaşayan bu beş kişi, gayelerine ulaşabilmek için zamanın fırtınalı politik atmosferinden dahi faydalanmasını bilir.

Sokaklarda yaşayan bu beş evsiz 12 Eylül 1980 sabahı geldiğinde sokağa çıkma yasağı ile karşı karşıya kalırlar. Ancak onların gidebilecekleri tek evleri vardır; o da yine sokaklardır. Yaşanan bir dizi yanlışlıklar komedisi sonucu kendilerini siyasi mahkûmlarla birlikte aynı cezaevinde bulurlar.

Cezaevi yönetimi arasında ise bir güç savaşı mevcuttur. Uzun yıllardır cezaevini dilediği gibi yöneten Cezaevi Müdürü Hızır, 12 Eylül askeri müdahalesi ile cezaevine atanan Yüzbaşı Kenan’ın üstü olmasından memnun değildir. Bu esnada diğer cezaevi personeli de yaşanan yeni durum içinde kendilerine iyi bir yer edinme peşindedir. Bu keşmekeş Yaşar ve arkadaşları için iyi bir fırsattır ve bu fırsatı değerlendirip kendilerine rahata erdirmeyi bilirler.

Yönetmen: Orçun Benli Senaryo: Orçun Benli, Şükrü Üçpınar

Oynayanlar: Mustafa Uzunyılmaz, Orhan Eşkin, Ferit Kaya, Volga Sorgu, Ufuk Bayraktar, Engin Altan Düzyatan, Hazal Kaya, Engin Alkan, Serdar Orçin, Bülent Çolak, Eray Özbal, Deniz Uğur, Murat Garipağaoğlu, Mustafa Üstündağ, Mehmet Esatoğlu, Ciguli…

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...