29 Kasım 2018 00:03

Patronun payı teşvik, işçinin payı kölelik

Patronun payı teşvik, işçinin payı kölelik

Fotoğraf: Envato

Paylaş

İktidar temsilcileri, her fırsatta Türkiye ekonomisinde kriz olmadığını, ekonomide yaşananların dönemsel ve dış etkenlerden kaynaklandığını iddia etmeyi sürdürüyorlar. Buna rağmen, son birkaç ay içinde ekonomide atılan adımlar, ekonomi yönetimi tarafından yapılan plan, program, teşvikler ve hatta 2019 bütçesi, ekonomik krizin etkilerini azaltmayı hedefliyor. Ancak atılan adımların içeriğine bakıldığında ekonomik krizin sonuçlarından en çok etkilenecek olan milyonlarca emekçinin yaşadığı sorunlara yönelik herhangi bir çözüm söz konusu değil.

16 yıllık AKP iktidarında patronların elde ettikleri kazançların önemli bir bölümüne vergi kolaylığı getirildi, çeşitli muafiyetler, istisnalar ve vergi indirimleri uygulandı. Kendilerine sunulan her türlü teşvik, destek ve kolaylığa rağmen, gerçek kazançları üzerinden ödemeleri gereken vergileri ödemedikleri gibi, her iki yılda bir getirilen ‘vergi affı’ sayesinde vergi yükünün önemli bir bölümünün halkın sırtına yıkılmasını sağladılar.

Vergi afları ile vergi borçlarının faizleri ile birlikte önemli bir bölümü silinirken, kalan borçlar da uzun vadelerle taksitlendirilerek patronlara her türlü kolaylık sağlandı. Buna karşın işçilerin ücretleri ve satın alım güçleri yüksek enflasyon, döviz kuru artışları ve işsizlik tehdidi üzerinden baskılanmaya, yılın ikinci yarısında ücretleri daha da aşağıya çeken ‘vergi dilimi’ uygulaması nedeniyle mum gibi erimeye devam etti.

2019 Merkezi Yönetim Bütçesi’nde patronlara doğrudan teşvik amaçlı olarak 32.8 milyar TL ayrılırken, 2019’da yine patronlara, İşsizlik Sigortası Fonu’ndan ‘sigorta primi desteği’ adı altında milyarlarca TL teşvik ayrılması yetmiyormuş gibi, şimdi de patronların ‘dışsal etkilerden kaynaklanan dönemsel durumlar’ın varlığı halinde kısa çalışma ödeneğinden yararlanmasının önü açıldı.

Ekonomik kriz ifadesini kullanmamakta ısrar etseler de, günlük hayatın akışı içinde herkes ülke ekonomisinin derin bir krize doğru yol aldığını görebiliyor. Buna rağmen yaşanan krize karşı kalıcı önlemler alındığını söylemek mümkün değil. İktidarın gerçekten böyle bir amacı olsaydı, öncelikle mevcut istihdamı koruyan ve giderek artan işsizlik sorununu çözmeye yönelik uygulamaları hayata geçirmeyi hedeflerdi. Bunun için öncelikle işten atmalar yasaklanır, kriz nedeniyle işsiz kalan/kalacak işçilere, İşsizlik Sigortası Fonu’ndan işsizlik maaşı bağlanması yönünde yasal düzenleme yapılır, patronların borçları değil, işçilerin kredi borçları yapılandırılır, kıdem tazminatları devlet garantisi altına alınırdı.

İktidarın gerçek amacının krize karşı gerçekten tedbir almak değil, bugüne kadar her fırsatta koruyup, kolladıkları patronları yaşanan/yaşanacak ekonomik krizden (İktidarın etkisiyle dışsal etkenlerden) korumak olduğu çok açık. Bunun için, normalde işsizler için kullanılması gereken İşsizlik Sigortası Fonu’nun ‘yatırım ve istihdam paketi’, ‘işveren primi desteği’, ‘kısa çalışma ödeneği’ vb. adlar altında devreye sokuluyor.

19. yüzyılda işçi sınıfının mücadelesinde önemli bir yeri olan ‘Kahrolsun ücretli kölelik düzeni’ sloganı, kapitalizmin işçileri köle gibi kullanmasına karşı önemli ve birleştirici bir işleve sahipti. Kuşkusuz gerek kapitalizm, gerekse işçi sınıfı mücadelesi sanayi devriminin ilk yıllarından bu yana çok yol aldı. Ancak aradan geçen süreye rağmen bu önemli sloganın anlamı ve öneminin günümüzde de işçi sınıfı mücadelesi açısından değişmediği görülüyor.

İktidar, işçi sınıfının bütün bireylerini, kadınıyla, erkeğiyle; işçisi, memuru, yoksul köylüsüyle; Türk’üyle, Kürt’üyle, Suriyelisiyle; çocuğu, genci, emeklisiyle yaşamak için çalışmaktan başka çaresi olmayan milyonlarca emekçinin emeğini, bedenini, zihnini, hatta canını bile patronların hizmetine sunan adımlar atarken, patronların payına teşvik, işçilerin payına kölelik düşüyor.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...