29 Kasım 2018 00:55

Yerel yönetimin başına dışarıdan aday atama dönemi

Yerel yönetimin başına dışarıdan aday atama dönemi

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Salı günü yapılan AKP grup toplantısında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İstanbul başta olmak üzere 40 ilin belediye başkan adaylarını açıklaması bekleniyordu.

Ama Cumhurbaşkanı, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı adayını açıklayamadı. Dahası Erdoğan, MHP ile yapılan ittifak pazarlığı etrafında, “AKP’nin aday çıkarmayarak MHP adaylarını destekleyeceği” söylenen Manisa, Mersin, Adana, Iğdır ve Osmaniye için de aday açıklamadı.

AKP cenahından yapılan açıklamalara göre bu iller için yapılan görüşmeler (pazarlık demek daha doğru) sürüyor. Bu da elbette, haklı olarak hem AKP içinde hem de MHP ile yapılan pazarlıkta sorunların çözülemediğinin ifadesi olarak yorumlanıyor.

Erdoğan’a bakılırsa kendi tarafında bir sorun yok, sadece teferruata dair teknik çalışmalar yapılıyor! Ama gerçeğin bunun tersi olduğuna dair daha çok işaret var.

BU SEÇİMİN NERESİ YEREL?

Yapılacak seçim yerel seçim. Yani bu seçim, adayların yereldeki kişilerden olması, kimin seçileceğini de yine yereldeki ittifak ya da ayrışmaların belirlemesi gereken bir seçimdir.

Burada sadece adayın yasalara uygun bir kimliğe sahip olması değil; aynı zamanda yerelin tarihini, kültürünü, sınıfsal dokusunu, kendine has özelliklerini bilmek, yerel sorunları vatandaşla birlikte yaşamak, bunların çözümü için çaba sarf etmiş olmak gibi kişisel özelliklere de asgari olarak sahip olması gerekir.

Aksi halde yerel seçim; adayların yerelin dışındaki odaklar tarafından belirlendiği, dahası o “yerelin” dışından atanan kişilerin aday olduğu, sadece “adının yerel olduğu” bir seçim olur. Ki, seçim mantığı açısından bakıldığında, bu “atama aday yöntemi”nin aslında “kayyım belediyeciliği”nin partiler şahsındaki yansıması olduğunu söylemek yanlış olmaz.

Özellikle de büyükşehir adaylarının kimler olacağı tartışmalarına bakıldığında açıkça görülüyor ki, yerel seçimin karakteri, sadece adayların merkezden belirlenmesiyle bozuşturulmuyor, aynı zamanda yerel dışından “aday ithali” yapılmasıyla da bozuşturuluyor.

DEMEK Kİ YERELDE KENTLERİ YÖNETECEK BİR KİŞİ YOKMUŞ!

Önceki günkü AKP grup toplantısında Erdoğan’ın açıkladığı adaylara bakalım.

Erdoğan önceki gün İstanbul için Binali Yıldırım’ın adını açıklamadı ama onu göstereceği kesin deniyor. Binali Yıldırım’ın belki önceden İstanbul’da oturmuşluğu vardır ama uzun yıllardan beri Ankara’dadır.

Erdoğan Ankara adayı olarak, uzun yıllar belediye başkanlığı yapmış bir “Kayserili” olan Mehmet Özhaseki’yi gösterdi. Özhaseki’nin milletvekili olarak birkaç yıl Ankara’da oturmuş olması dışında Ankara ile ne gibi bir ilişkisi olabilir?

İzmir’de ise Erdoğan, ilişkileriyle, kamuoyunda bilinirliği ile klasik bir Denizlili olarak tanınan Zeybekçi’yi aday gösterdi.

Demek ki koskoca İstanbul’da, koca Ankara’da, koca İzmir’de Erdoğan’ın yerel yönetimin başına aday gösterebileceği bir TC vatandaşı AKP’li yokmuş!

Eğer olsaydı başka illerden aday ithal etmez, herhalde onu gösterirdi!

HEMŞERİLERİN DİKKATİNE!

Ama bu üç yerel yönetimi, “Altı üstü üç yerel yönetim, ne olacak” diyerek geçmemek gerek. Çünkü ülke nüfusunun 30 milyondan fazlası (yaklaşık yüzde 40’ı) bu üç kette yaşamaktadır. Ki, bunun anlamı, Erdoğan ve partisinin, ülke nüfusunun yüzde 40’ı içinde o yerel yönetim bölgesinde yaşayan gerçek bir “hemşeri” bulamadığıdır!

Teferruattan arındırıldığında, çıplak gerçek budur. Elbette bundan çıkan bir sonuç da; Erdoğan ve partisinin, yerel seçimmiş, yerel adaymış, vatandaşın iradesinin yansıyabileceği en yakın mekanizma yerel yönetimlermiş, yerel seçimlere merkezden müdahale etmek vatandaşın iradesine yönelik en dolaysız ipotek koyma, yerel seçim fikrini reddetmekmiş... bunlar umurunda değildir.

Çünkü onlar artık “tek parti tek adam rejimi” yoluna girmişlerdir ki, yerellikle bağdaşmayan “tek adamlık” burada belirleyicidir. Ve bu yüzden de bu düzende yerel yönetimlerin başına getirilmenin ön şartı da “tek adamın has adamı” olmasıdır!

O zaman İstanbul’un başına Erzincanlı, İzmir’in başına Denizlili, Ankara’nın başına da Kayserili birinin getirilmesi bir sorun olarak görülmüyor.

Bu tutum elbette ki sadece AKP ile sınırlı değil. Diğer düzen partileri de yerel yönetimlerin başına aday gösterirken, “yerellik” özelliklerini, AKP kadar olmasa da umursamayacaklardır.

Nitekim yarın CHP, İYİ Parti, MHP’nin de halka değil genel başkana bağlılığa, seçimi kazandıracak başka ölçütlere bakarak aday göstereceklerini göreceğiz.

Ama AKP burada üç büyük ilde birden “yabancı adaylar” göstererek, diğer partilere göre yerellikten çok daha fazla uzaklaştığını göstererek ayrışmıştır!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa