29 Kasım 2018 00:03

Çorlu tren cinayeti

Çorlu tren cinayeti

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Şöyle bir feryat var. Mağdur (hakları ihlal edilen) sesidir ve haklıdır:

“Bu çocuğun adı OĞUZ ARDA SEL ! 8 Temmuz Çorlu Tren faciasında hayatını kaybetti! Bu çocuğun adını da yüzünü de iyi EZBERLE!!!!”

Feryat eden Oğuz Arda Sel’in annesi Mısra Öz Sel’dir.

Bir başka feryadında da, “Bugün tam 20 hafta oldu! Saat 17.10’da! Bu trenin içindeki canlarımız şimdi toprak altında! İhmalleriyle sebep olan ise hâla makamlarında! #adalet istiyoruz! #çorlutrenkazası #kazadeğilcinayet” diyordu.

Bir başka feryadın sahibi ise  yüreği yanan bir babadır. Gürkan Köse. Kızı Sena’yı ve yeğenleri Özge Nur ve Gülce’yi kaybetmiştir tren cinayetinde…

Yurttaşlara ve sayın Cumhurbaşkanına seslenmektedir:

“SAYIN TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN VATANDAŞLARI. BİZİM YAZDIKLARIMIZ NE ROMAN NE HİKÂYE NE DE FİLM SENARYOSU GERÇEKLER. PAYLAŞMAKTAN KORKAR DURUMDASINIZ. BENİM TEK CANIM VARDI KIZIMIN HAKKINI BU DÜNYADA BIRAKIRSAM BANA YAZIKLAR OLSUN. BEN SİZİN ÇOCUKLARINIZ BUNU YAŞAMASIN İSTİYORUM.” 

“Sayın Recep Tayip ERDOĞAN 08.07. 2018 saat 17.15 sarılar köyünden sonra sorumlu sorumsuzların denetimsizliği yüzünden. Hatta meteoroloji uyardığı halde!! ÇORLU TREN FACIASININDA KIZIM SENA YEĞENLERİM ÖZGE NUR VE GÜLCE’Yİ 25 CANI KAYBETTİK. LÜTFEN SUÇLULARI BULUN!!!!!”

Bir başka feryadında, baba Gürkan Köse, kızna seslenmektedir::

“UYUYAMIYORUM, DÜŞÜNÜYORUM, MANTIĞIMI ZORLUYORUM. SAAT 01.46 RESMİ KARŞIMDA EMPATİ KURMAYA ÇALIŞIYORUM. BAKIYORUM , AĞLIYORUM. SANKİ BABA BENİ O VAGONLARIN ALTINDA NİYE BIRAKTIN!! KIZIM SANA ULAŞAMADIK. ANNEN VE BEN ALDATILDIK.!!!! SENDEN ÖZÜR DİLİYORUZ.. KAHROLUYORUZ..”

Sevgili okuyucular, ben de bir babayım ve kahroluyorum. Şöyle değerlendiriyorum, insan hakları hukuku bakımından:

8 Temmuz 2018 günü, Edirne Uzunköprü-İstanbul Halkalı seferini yapan yolcu treni Tekirdağ Çorlu ilçesi Sarılar mevkiinde saat 17.00 sıralarında, raydan çıkarak devrilmişti. İçinde 362 yolcu ve 6 mürettebat bulunmaktaydı. Sonuç olarak trende bulunanlardan 25’i yaşamını yitirmiş, 340 kişi de yaralanmıştı. O tarihteki Ulaştırma Bakanı Ahmet Arslan, nisan ayında kontrollerin yapıldığını, eksikler varsa ortaya çıkacağını söylemişti. İnşaat Mühendisleri Odası hazırladığı raporda, suçlunun yağmur olmadığını, sorumluların, yapanlar, yaptıranlar ve yapılmış olan yapıları denetlemeyenler olduğunu vurgulamıştı.

Devletler, yaşam hakkını ihlal etmemek zorunda. İkincisi herkesin seyahat hakkı var. Herkesin çalışma hakkı var. Herkesin insani güvenlik hakkı var. Devletler bizzat bu hakları ihlal etmemek yükümlülüğü altında olmakla birlikte (Buna negatif yükümlülük denir) aynı zamanda pozitif yükümlülük altındadır. Başka bir ifade ile önlem alma yükümlülüğü altındadır.

Bu yükümlülüğün -önlem alma yükümlülüğünün- yerine getirilmediği anlaşılıyor.

Devletler etkili başvuru yolu oluşturmak ve işletmekle yükümlüdür, hak ihlalleri söz konusu ise…

Ancak etkili bir başvuru/hukuk yolunun da bulunmadığı/işletilmediği anlaşılmaktadır.

İnsanlar acılarına adaletle/hukukla cevap verilmesini istemektedir.

Tek bir sorumlu/yetkilinin bile etik açıdan istifa etmediği, tek bir sorumlu/yetkilinin bile soruşturmaya tabi tutulmadığı bir düzen hukuk düzeni olabilir mi? Olursa bu düzenin adı nedir? Nerede kaldı Anayasa’nın Türkiye Cumhuriyeti’nin bir hukuk devleti olduğunu vurgulayan 2. maddesi?

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...