28 Kasım 2018 00:32

♥ ♥ ♥

♥ ♥ ♥

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Telefon fihristinize şu numarayı yazmanızı öneririm. 0 305 140 53 00. İsim kısmına ise kalp emojisi heart yerleştirmeniz yeterli.

Neden mi?

Bugüne değin hiçbir doğal afette 100 bin ölüm yaşamadık. Bir başka anlatımla ülkemizin küçük kentlerinden birisinin tüm nüfusunu bir anda yitirmedik. Ama!

Türkiye'de bir hastalık var ki, ona dair ölümler, her yıl küçük kentlerimizin nüfusu kadar insanımızın yaşamına mal oluyor. Kalp damar hastalıkları, ne yazık ki 'Türkiye’de her yıl 300 bin kalp krizi, 125 bin ölüme yol açmakta.'

Yaşı elliyi geçenler sanırım hemfikirdir: Hiçbirimizin çocukluğunda mahallemizde, köyümüzde, okul arkadaşlarımızın ailelerinde bu denli kalp hastalığı ve ona bağlı 'erken ölüm' yoktu. Peki ne yaptık da her yıl 125 bin kişi ölmekte?

•Birincisi yaşam tarzlarımız değişti. Daha az hareket edip daha çok yiyoruz. Misal televizyon ve bilgisayar / sosyal medya başında geçirdiğimiz süre Avrupa'nın egale edilemez rekoru adeta.

•İkincisi, hem daha çok yiyoruz hem de üstüne daha sağlıksız ürünler tüketiyoruz.

•Üçüncüsü, özellikle 1970'lerden başlayarak daha fazla tütün tüketmeye başladık ülkece. Nasıl olmasın ki? Daha tüyü terlememiş gençler zorunlu askerlikte "devlet tarafından" nikotin bağımlısı kılındı bu ülkede. Askerler için üretilen, erlere ücretsiz dağıtılan birinci, ikinci, üçüncü sigaralarını hatırlamayan var mı?

•Dördüncüsü daha stresli bir ülkeyiz, dert bitmiyor, psikososyal stres katsayımız yüksek. Ya 10 yılda bir darbe yapılıyor, olmadı muhtıra veriliyor, yetmezse sivilimsi hükümetler ya sonu gelmez olağanüstü haller (OHAL) ilan ediyor ya da cümle kentlere kayyum atıyor. Denebilir ki demokrasi eksikliği ülkemizdeki kalp damar hastalığına bağlı ölümlerin en önemli nedenlerindendir.

Salt kalp için değil diğer damar hastalıkları için de önemli bu tespitler. Dünya Sağlık Örgütü'nün de (WHO) belirttiği üzere kalp damar hastalıklarına bağlı ölümlerin dörtte üçünden fazlasının önlemek mümkün. Çözümü, uygun yaşam tarzı değişiklikleri ve düzeltilebilir risk faktörlerinin kontrol altına alınmasından geçiyor. Bu aynı zamanda şeker hastalığı ile mücadelenin olmazsa olmazı. Unutulmamalı ki, şeker hastaları daha fazla kalp hastası oluyor ve kalp hastalıklarından ölüm normal popülasyondan daha yüksek.

Kardiyoloji Derneği'nin de vurguladığı üzere, "kalp damar hastalıkları ve inmeyi önlemek veya geciktirmek ve bu hastalığa yol açan nedenleri ortadan kaldırmak, çocukluktan itibaren başlayan sağlıklı yaşam tarzı değişiklikleri ve kalp dostu beslenme ile mümkündür".

Bu bağlamda kalp damar hastalıklarından korunmanın şifresini sunuyor Türk Kardiyoloji Derneği. Şifreyi kırmak değil anlamak yaşam kurtarıyor. Evet, yazının başında verdiğim  "0 305 140 53 00" bir telefon numarası değil. Sağlıklı kalpler için şifre:

• Sıfır: 0 sigara

• 30: Günde 30 dakika egzersiz

• 5: Günde 5 porsiyon sebze ve meyve tüketimi

• 140: Kan basıncının 140 mmHg altında tutulması

• 5: Total kolesterol 5 mmol/dL (190 mg/dL)’ nin altında tutulması

• 3: LDL kolesterol 3 mmol/dL (115 mg/dL)’nin altında hedeflenmesi

• 0: Sıfır fazla kilo

• 0: Sıfır şeker hastalığı

Hasılı, kalp ve damar hastalıklarını yaşam tarzının düzeltilmesi, özellikle tütün kullanımının bırakılması, sağlıksız yeme alışkanlıklarını terk etmesi, fiziksel hareketsizliğe son vermek ile sınırlandırmak mümkün. Bu söylediklerim birey olarak kısmen müdahil olabildiklerimiz. Ya psikososyal stres? KHK ( Kanun Hükmünde Kararname) ile yüz binlerin işten atıldığı, üniversiteden uzaklaştırıldığı, çalışma ve eğitim hakkının "gasp edildiği", yüz binlerin etkin soruşturma yapılmaksızın hapsedildiği bir ahvalde ancak hep birlikte müdahil olursak bertaraf edebiliriz bu kardiyak risk faktörünü. Reçetesi ise çok kolay: Hemen, şimdi acil demokrasi!

Sağlıcakla kalın.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...