26 Kasım 2018 00:10

Atağa kalkan aşırı-sağ

Atağa kalkan aşırı-sağ

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Meksiko City geçtiğimiz günlerde 1 Aralık’ta yemin ederek başkanlık dönemine başlayacak olan Andrés Manuel López Obrador’un halk oylaması yaptırarak şehrin su havzalarına inşa edilmekte olan mega havalimanı inşaatını durdurmasını protesto eden yaklaşık 300 kişilik bir eyleme sahne oldu. Eylemden çok, eylemde kullanılan göçmen karşıtı pankartlar dikkat çekiciydi. Havalimanı inşaatının devam ettirilmesine yönelik eylemde en sık rastlanılan pankartlar Obrador’a ve neredeyse bir aydır ülkeyi transit olarak geçmekte olan Honduraslı göç kafilesine karşı olan ifadeler içermekteydi.

Bir hafta önce ise Meksika’nın ABD sınırında yer alan kentlerden biri olan ve Orta Amerikalı göçmenlerin ABD’ye geçiş yolu olarak kullandıkları Tijuana’da göçmen karşıtı bir eylem düzenlendi. Eylemciler ABD Başkanı Trump’ın göçmen kafilesi için kullandığı işgal tanımından yararlanarak Honduraslı göçmenlerin Tijuana’ya sokulmamaları yönünde çağrıda bulundular. Meksika’da halkın büyük bir bölümü göçmenlere sempati ile bakarak yardım ediyor olsa da göçmen karşıtı aşırı sağcı grupların yavaş yavaş kamusal alanlarda cılız da olsa boy göstermeye başlaması kaygı verici.

Meksika’da yeni iktidar olan sol hükümete karşı aşırı sağ bebek adımları ile örgütlenirken, bu grupların iktidarı ele geçirdiklerinde hiç de çekingen davranmadıklarının örneği Brezilya’da hayat buluyor. Brezilya’da yeni hükümet ile eğitim bakanlığı görevine getirilecek olan Ricardo Vélez Rodríguez, ‘Siyasetsiz Okul Kanununun’ geçirilerek üniversitelerde sansür ve kontrol mekanizmalarının tesis edilmesinin gerektiğini savunuyor, 1964 askeri darbesinin okullarda anılmasını talep ediyor. Kolombiya’da Duque hükümeti, seçmenler karşısında desteğini kaybettikçe FARC-EP ile olan 50 senelik çatışmaya son veren Barış Anlaşmasını niteliğini değiştirecek bir biçimde tırpanlıyor.

Aşırı-sağın, köktenci gerici cephenin örgütlendiği bir başka ülke ise Uruguay. 15 senelik Geniş Cephe iktidarının ülkede anlamlı bir sosyoekonomik dönüşüm sağlayamaması Uruguay’da siyaseti aşırı-sağa doğru çekmeye başlamış durumda. Özellikle evanjelist gruplar arasında Geniş Cephe iktidarı döneminde geçirilen kanunlara muhalefet yükselirken güvenlikçi bir diskur siyasete giriş yapmış bulunuyor.

Yaşam şartlarının IMF’nin çözüm üretmeyen kemer sıkma programı sayesinde her gün daha da zorlaştığı Arjantin’de ise gerçekleşecek olan G20 zirvesi için Buenos Aires bir güvenlik ablukasına alınarak paralize edilmiş bulunuyor. Gerçi zirve için alınan tüm güvenlik önlemleri Boca Juniors ile River Plate arasında gerçekleşecek olan futbol müsabakasının River taraftarlarının Boca’lı ekibin taşındığı otobüse saldırması ve maçın ertelenmesi ile çıkan olayları önleyemeye yetmemiş görünüyor. Ama buna rağmen Arjantin polisi anarşist grup üyelerini, Lübnan Hizbullah’ı ile ilişkisi olduğunu iddia ettiği Müslümanları gözaltına alarak ve şehirdeki ulaşımı kısıtlamaya devam ederek ekonomik krizin en azından zirve boyunca üstünün örtülebilmesini umuyor.

Bu açıdan bakıldığında aşırı-sağın merkez siyaseti egemenliği altına aldığı, iktidarı ele geçirdiği yerlerde toplumsal hayatın tamamına yönelik ekonomik ve kültürel bir programı hızla hayata geçirdiğini, iktidarı ele geçiremediği yerlerde ise güvenlik söylemi, yabancı karşıtlığı ve kutuplaştırma politikaları ile siyasi alanda varlığını hissettirmeye başladığını görüyoruz.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...