22 Kasım 2018 23:55

İşte vadettiğiniz cennet!

İşte vadettiğiniz cennet!

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Türkiye’de gündem iç siyasete odaklanmış durumda. AKP-MHP arasında yerel seçimlerde ittifak konusunda daha önce kopan görüşmeler, Erdoğan-Bahçeli görüşmesiyle yeniden başlatıldı. Öte yandan muhalefet cephesinden CHP ve İP’nin ittifak konusunda anlaştığı açıklamaları yapılıyor. Ancak SP ile de görüşeceği açıklanan CHP’nin, HDP ile resmi görüşme yapmayacağını açıklaması, CHP’nin bu güne kadar her defasında AKP-Erdoğan karşısında yenilgiyle çıktığı ‘sağ ittifak’ çizgisini sürdüreceğini gösteriyor. AİHM’nin Demirtaş’ın hak ve özgürlüklerinin hukuksuz bir şekilde sınırlandığı ve derhal tahliye edilmesi gerektiği kararını vermesi de iç siyasetin öncelikli konularından biri haline geldi. AİHM kararlarının bağlayıcı hükümler olmasına rağmen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kararı tanımayacaklarını ve karşı hamle yapacaklarını” açıkladı. AİHM’nin Demirtaş kararı, aslında Demirtaş’la birlikte başta açlık grevindeki Leyla Güven olmak üzere HDP’li bütün siyasetçilerin de içeride hukuki değil, siyasi nedenlerle tutulduğunun kabul edilmesi anlamına geliyor.

Ama şimdi gelin Kürt kentlerinde seçimlerden istediği sonuçları alamazsa belediyelere yeniden kayyımlar atayacağını açıklayan, kendisi de zamanında AİHM’ye başvurmuş bir siyasetçi olduğu halde AİHM’nin Demirtaş kararını tanımayacağını söyleyen ‘Başkan Erdoğan’ın Türkiyesi’ni bırakıp arka bahçesinde olup bitenlere bir göz atalım.

Türkiye’nin desteklediği cihatçı gruplarla birlikte el Bab, Azez, Cerablus ve Afrin’e yaptığı operasyonların amacının bu bölgelerdeki “Terör unsurlarının temizlenerek halkı huzur ve refaha kavuşturmak” olduğu açıklanmıştı. Bu operasyonlardan sonra Türkiye’nin ve desteklediği grupların yönetiminde bu bölgelerin nasıl birer huzur beldesine, cennet parçasına dönüştürüldüğü üzerine çokça propaganda yapıldı/yapılıyor.

Aslında Afrin operasyonu biter bitmez kentin cihatçı gruplar tarafından nasıl yağmalandığını gösteren görüntüler bu “özgürleştirme” operasyonlarının iç yüzünü bütün açıklığı ile ortaya koymuştu. Hatta ÖSO gruplarına ‘Suriye’nin Kuvayi Milliyesi’ diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan bile “operasyona katılan bazı gruplarda ganimetçi bir anlayış” olduğunu kabul etmişti. Ama sonra bütün bunların üstü örtüldü. Ta ki artık mızrağın çuvala sığmadığı ve TSK’nin ardı sıra önce Afrin, sonra Cerablus, Azez ve el Bab’ta yağma olayları yapan gruplara karşı operasyonlar gerçekleştirdiği haberlerinin gelmesine kadar.

Türkiye’nin desteklediği cihatçı çeteler bir taraftan ganimet paylaşımı için birbirleri ile çatışırken öte taraftan TSK de bu gruplara karşı operasyon yapma ve Afrin’de sokağa çıkma yasağı ilan etme noktasına geldi. İşte Suriye’nin “özgürleştirici gücü” ilan edilen grupların gerçek yüzü!

Türkiye’nin Suriye’de başına sardığı bela bunlarla da sınırlı değil. Bugün geri plana düşmüş gibi görünse de Rusya ile yapılan İdlib mutabakatına göre Türkiye, buradaki cihatçı grupların tasfiyesini de üstlenmişi. Ve tıpkı Afrin-Cerablus gibi bölgelerdeki bu yağmacı-ganimetçi çeteler gibi, Türkiye’nin tasfiye etmeyi taahhüt ettiği bu grupların yarın ne yapacağı da tehlikeli bir belirsizlik olarak duruyor.

Evet, artık mızrak çuvala sığmıyor. Türkiye’deki iktidar tarafından bugüne kadar el üstünde tutulup desteklenen cihatçı grupların bitip tükenmeyen yağma ve saldırıları,Suriye Kürtlerini tanıyıp onları muhatap almak yerine, yerlerine cihatçı grupları ikame etme politikasının da iflası anlamına geliyor. Ve iktidar, ısrarla görmezden gelmeye çalışsa da sahadaki gerçek değişmiyor.

Toplamı üzerinden söylemek gerekirse; AİHM’nin Demirtaş kararını tanımama ve Kürt siyasetçilere yönelik tasfiye politikasını sürdürme ile Suriye Kürtlerini tanımak yerine yağmacı cihatçı grupları destekleme politikası aslında aynı madalyonun iki yüzü olarak duruyor. Çünkü huzur, barış ve refah vaadiyle yola çıkan iktidarın ısrarla sürdürdüğü yanlış politikaların dönüp dolaşıp ülkeyi getirdiği yer, içeride en gerici güçlerle ittifak ve dışarıda yağmacı-cihatçı grupların desteklenmesinden öte bir yer değildir.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...