Barışı kutlarken bile yeni ordular kurmayı konuşuyorlar
Fotoğraf: Envato
11 Kasım 1918, Birinci Dünya Savaşı olarak bilinen, 1. Emperyalist Paylaşım Savaşı’nın Almanya’nın teslim olmasıyla bittiği gün.
Bu yıl, emperyalizm çağının bu ilk büyük savaşının bitişinin 100. yılına karşılık geliyor.
ABD, Fransa, Almanya, Rusya başta olmak üzere, 120 dolayında devlet ve hükümet başkanı, hafta sonunda Paris’te “liderler zirvesi”nde bir araya gelerek, adına “Paris Barış Forumu” dedikleri “barış formu”nun açılışını da yaparak bu 20. yüzyılın ilk büyük savaşının bitişini kutladılar!
“Barış Forumu”nun bundan böyle her yıl yapılması planlanıyormuş!
Bu girişimlere bakınca insan, “Galiba yeni bir savaş yakın” demekten de kendisini alamıyor.
MACRON ‘AVRUPA’NIN LİDERLİĞİ’NE OYNUYOR
Yücel Özdemir arkadaşımız, gerek savaşın bitmesini kutlama etkinlikleri, gerekse Paris’te toplanan “liderler”in amaç ve isteklerini, bu etkinliklerin Avrupa kamuoyunda ve medyasındaki yansımalarını günübirlik gazetemizde yazıyor.
Bu yazılardan da açıkça anlaşılıyorki, barıştan söz edip, barışa övgüler dizenler, bir yandan ağızlarından “barış”ı düşürmezken, öte yandan “yeni bir savaşta kendilerini üstün kılacak talepleri” dile getirmekten geri durmuyorlar.
Nitekim, uzunca bir zamandan beri “1. Emperyalist Savaşın bitişini” kutlama hazırlıklarının yapıldığı Fransa’da Macron bu etkinlikleri kendi şovuna dönüştürüp sarsılan itibarını tamire yönelirken öte yandan da Merkel’in “topal ördek” durumuna düşmesinden de yararlanarak Avrupa’nın liderliğine oynadığını gösteren hamleler yapıyor.
Elbette ki, böyle bir zamanda yapılan “bir büyük savaşın bitişinin kutlanması” etkinlikleri; hem halklara lafta kalacak barış mesajları vermek, hem de savaş hazırlıkları için yapılacak girişimlere meşruiyet kazandırmak için geniş imkanlar sunuyor.
Ama öyle görüyor ki, 11 Kasım 2018 zirvesinin en akılda kalacak yanı Fransa Devlet Başkanı Macron’un, “Avrupa Ordusu kurulması” isteğini böyle bir “barış tartışması” ortamında ortaya atmasıdır.
‘AVRUPA ORDUSU’ TARTIŞMASI GÜNDEMDE
Macron bu görüşünü;“Avrupa Birliği’nin ABD’ye ihtiyaç duymadan kendisini Rusya’ya karşı koruması için acil olarak Avrupa Ordusunu kurmalı” diyerek ifade etti. Üstelik Macron burada da kalmadı ad vererek; “Avrupalılar, Çin, Rusya ve hatta ABD’ye karşı kendisini korumalı” diyerek, tartışmaları zirve sonrasına da taşıyacak açıklamalarda bulundu.
Nitekim Macron’un bu açıklaması karşısında Trump, beklendiği gibi anında twitterden yanıt verdi: "Fransa Cumhurbaşkanı Macron, 'ABD, Çin ve Rusya’dan korunmak için Avrupa'nın kendi ordusunu oluşturması gerektiği' yönünde öneride bulundu. Çok aşağılayıcı. Belki Avrupa önce ABD'nin çok büyük bir şekilde destek verdiği NATO'ya olan borcunu ödemelidir" diyerek, Macron’a (Avrupa’ya da) her zamanki aşağılayıcı üslubuyla yanıt verdi. Bu da açıkça gösterdi ki, hafta sonu Paris’te toplananların sofrası, “barış türküleri söyleyen kuzlar”ın değil, hemen yanındakini de parçalamaya hazır “kurtlar sofrası”dır!
Yani Macron hafta sonunda Paris’te ağırladığı 120 devlet ve hükümet başkanından en büyüklerinin (ABD, Rusya, Çin) adını vererek, onlara karşı bir “Avrupa Ordusu kurulmasını” istemiştir. Barışın savaş hazırlıklarını örten bir “incir yaprağı” olarak kullanılmasının daha açık bir ifadesi olabilir mi?
“Avrupa ordusu kurma” isteğini Macron dile getirmiştir ama elbette bu talep AB ülkelerinin talebidir. Dolayısıyla, “Avrupa Ordusu” sadece bir tek Macron ve Fransa’nın değil arkasından ciddi girişimlerin olacağı bir konudur.
‘ORDU KURMAK’LA BARIŞ BİR ARADA OLAMAZ
Çehov’un, “Sahnede bir tüfek varsa, oyunun sonunda o tüfek patlayacaktır” demesindeki gerçeklik gibi, eğer bir yerde silahlardan, yeni kurulacak ordulardan söz ediliyorsa, eninde sonunda barış katledilecektir! Bu yüzden de uluslararası bir platformda, “Avrupa ordusu”nun kurulacağının ve üstelik Çin, Rusya ve ABD’ye de karşı kurulacağının gündeme gelmesi demek, artık “Avrupa ordusu”nun kurulması için somut adımlar atılacağı bir aşamaya gelinmiş olması demektir.
Öyle ya “ticaret” gibi barışçıl bir faaliyetin adının bile “ticaret savaşları” olarak adlandırıldığı bir dünyada Avrupa’nın kendi ordusunu kurması hiç de şaşırtıcı değildir.
Ama asıl önemlisi dünya halklarının Paris’ten çıkarılacak “barış kutlaması” bildirisinde yazılacak yalanlara inanmaması ve tersine bu zirvenin barış karşıtlarının zirvesi olduğunu bilerek, gerçek bir barış mücadelesinde ısrar etmesidir.
- Tek adam yönetimi ve Cumhur İttifakı’nda ‘seçimi götürmek’ için her yol mübahsa! 19 Mart 2024 05:00
- İçinde Gazze olan sorular bile yasaklanırken NATO’ya ve AB’ye selam ne anlama geliyor? 16 Mart 2024 05:05
- İşçi gazetesi, sınıflar mücadelesinin en ön cephesindedir 13 Mart 2024 05:15
- İktidar ‘İstanbul’u alma’, muhalefet yurttaşın ‘stratejik oy’ kullanması peşinde! 09 Mart 2024 05:15
- Partisini motive edemeyen Destici, sorununu ‘Ebu Bevval’ olmakla mı aşmaya çalışıyor? 17 Ocak 2024 04:11
- Tüm emek güçleri için ‘haydi mücadeleye’ dönemi! 14 Ocak 2024 04:55
- Erdoğan, Murat Kurum’u neden İBB’nin adayı yaptı? 10 Ocak 2024 05:00
- İş yerleri kaynıyor; mevsim kış ama havada ‘işçi baharı’ kokusu var! 07 Ocak 2024 04:58
- Lübnan ve İran’daki saldırılar İsrail-Filistin Savaşı’nda neye işaret ediyor? 05 Ocak 2024 04:57
- 2024’ü halklar için daha iyi bir yıl yapmak amacıyla haydi mücadeleye! 01 Ocak 2024 04:35
- Asgari ücretin itibarsızlaştırılarak kaldırılması tartışmaya açılmak isteniyor 29 Aralık 2023 05:00
- Özak tekstil işçilerinin direnişi ile dayanışma ihtiyacı daha da artmıştır! 24 Aralık 2023 04:26