29 Ekim 2018 00:30

İşkencenin telaffuz edilemediği bir toplantı üzerine

İşkencenin telaffuz edilemediği bir toplantı üzerine

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Geçen hafta bir ileti ulaştı elime. Ankara’da düzenlenen bir toplantıyı duyuruyordu. Türkiye İnsan Hakları Vakfı, İnsan Hakları Derneği ve Türk Tabipleri Birliği’ne konuyla ilgili herhangi bir çağrı ulaşıp ulaşmadığını soran bir ileti. Toplantı “Kötü Muamele İddialarının Etkili Soruşturulması ve Cezasızlıkla Mücadelenin Geliştirilmesi Projesi” kapsamında “Kötü muamelenin soruşturulmasındaki güçlükler ve ilgili paydaşların sorumlulukları, (Uluslararası ve Karşılaştırmalı yaklaşım)” 26- 27 Ekim 2018 tarihlerinde Ankara’daki Hakimevinde yapılacaktı. Programa göre açılış konuşmalarından biri Avrupa Konseyi Ankara Program Ofisi Başkanı Michael INGLEDOW  tarafından yapılmış olmalı. Diğer konuşmacı da Adalet Bakanlığı İnsan Hakları Dairesi Başkanı Hacı Ali Açıkgül görünüyor.

Öncelikle bu toplantıya her üç kurum için de bir çağrı gelmiş değil. Toplantının adı ve konuşma başlıkları üzerine daha sonra söz söylemek üzere öncelikle Hacı Ali Açıkgül İnsan Hakları Daire Başkanı olarak nasıl bir insan hakları yaklaşımı sergiliyor ona değinmek istiyorum. Örneğin Cumhuriyet yazar ve yöneticileri için yapılan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) başvurusuna 6 Kasım 2017’de Türkiye Dr. Hacı Ali Açıkgül imzasıyla sunduğu savunmasında  Murat Sabuncu’nun, tutuklu sanığı kalmayan kapatılan Özgür Gündem için attığı “Özgür Gündem’deki meslektaşlarımızın yanındayız” tweetini “terör örgütü üyesi olmadan örgüte destek verme” suçlamasına kanıt göstermiş. Cumhuriyet Gazetesi yazarları için kendince bir iddianame(!) hazırladığı belirtiliyor basında yer alan haberlerde. Kendisi Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’ne (AKPM) AİHM yargıçlığı için aday gösterilip yeterli kriter taşımadığına kanaat getirilenlerdenmiş üstüne üstlük. AİHM yargıçlığı için adayların İngilizce ve Fransızca’yı çok iyi bilmesi, ‘yüksek ahlaki kriterlere sahip olması’, hukuk fakültesi mezunu veya hukuk bilgisinin yeterince verildiği siyasal bilgiler, iktisadi idari ilimler fakültelerinden birini bitirmiş olması isteniyor. Akademisyen, yargıç ve avukatlıktan gelen adaylar da seçilebiliyor. Kendisi hukukçu olduğuna göre, hangi diğer iki kriteri taşımadığını düşünmeli. Ben kendisini Nuriye Gülmen ve Semih Özakça ile ilgili tedbir kararı başvurusunda soyadımı yanlış yazdığı Türkiye adına yapılmış savunmasından, ayrıca beni hekim değil avukat gibi davranmakla suçlamasından tanıyorum. Elbette suçlama derken bu tanımın yapılma niyetinden söz ediyorum, yoksa ben mesleğimin yol gösterici ışıklarından Virchow’un izinde, hekimin hastasının avukatı gibi davranması gerektiğini düşünenlerdenim. O nedenle bu tanımlama benim için onurdur.

Gelelim toplantıya, konu kötü muamele. Oysa uluslararası belgelerde bu ifade tek başına değil, bir sözcük tamlaması olarak “işkence ve kötü muamele” şeklinde geçiyor. İşkence demekten kaçınılmış duygusuyla baktığım programda yer alan başlıklardan biri “Türkiye’de emniyet görevlileri aleyhindeki kötü muamele iddialarıyla ilgilenen bağımsız kuruluşlar” fakat konuyla ilgili bağımsız kuruluşlar belli ki böyle kötü, haksız suçlamalarda bulunanlara karşı emniyet görevlilerini koruyan kuruluşlar olsa gerek ki, işkence ve kötü muamele ile mücadeleye yıllarını vermiş bağımsız kuruluşlar olarak bizlerin bu toplantıdan tesadüfen haberi oluyor.

Etkili soruşturma ve belgeleme, hatta İstanbul Protokolü de konuşacakları anlaşılan bu toplantıda başlıklardan bir diğeri de “CPT standartları ve İstanbul Protokolü doğrultusunda cezaevlerinde ve polis tarafından kötü muamelede bulunulduğu iddialarına yönelik psikolojik deliller”, ama İstanbul Protokolünün onca yazarı, editörü ve eğiticileri olarak bizler yokuz.

Burada Avrupa Konseyi yetkililerine de sormak gerekiyor. Hadi Adalet Bakanlığı bizleri görmezden gelmek için elinden geleni yaptı diyelim, Avrupa Konseyi bu alanda çalışma yapan bağımsız kurumlardan haberdar olmama iddiasına sığınamayacağına göre; insan hakları örgütlerini, bu alanın profesyonellerini görmeme gerekçesinin ne olabileceğini açıklasa iyi olmaz mı?

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...