26 Ekim 2018 00:00

Mevcut tablo umut vermiyor

Mevcut tablo umut vermiyor

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Galatasaray’da, Fatih Terim’den yöneticisine ve futbolcusuna kadar herkes Schalke karşısında alınan 1 puanın önemine dikkat çekiyor. Bu 1 puan sayesinde yarışın içinde kalmaya devam ettiklerini ve umutlarını koruduklarını dile getiriyorlar.

Medya da şaşırtıcı şekilde beraberliğe zafer muamelesi yapıyor. Fatih Terim söz konusu olunca, medyanın bakış açısı  değişiveriyor nedense!..

Terim’in dediği gibi belki de bu 1 puan sayesinde Galatasaray ismini bir üst tura yazdıracak... Doğru... Bu beraberlikle Galatasaray 4 puana ulaşırken, Schalke de 5 puana yükseldi. Eğer sarı-kırmızılı ekip özellikle ikinci yarısında rakibine çok sayıda gol pozisyonu verdiği bu karşılaşmayı kaybetseydi 3 puanda kalacak ve gruptan çıkma şansını mucizelere bırakacaktı.

Alınan puanda en büyük pay kuşkusuz Muslera’nındı. Bu cümle maçı özetliyor aslında. Schalke’nin özellikle ikinci yarıdaki üstün oyunu ve pek çok önemli gol pozisyonundan yararlanamadığı düşünüldüğünde bu 1 puan Galatasaray için elbette sevindirici.

Terim, “Galibiyeti hak etmedik” diyor. Böyle bir maçın ardından bunun aksi ileri sürülemezdi zaten…

Skor üzerinden dile getirilen yüzeysel açıklamaların ötesinde bir analiz ve değerlendirme ise yine yok. 1 puan önemli, tamam. Galibiyeti hak etmediniz, o da tamam… Lakin, ne oyun planı, ne bu planın nerelerde ve neden aksadığı, ne Schalke’nin bu kadar çok gol pozisyonuna girmesinin sebepleri, ne de bunların neden engellenemediği hakkında bir açıklama yaptı Terim. Sadece Schalke’ye bu kadar çok fırsat vermelerinin nedeni olarak orta sahada yaptıkları top kayıplarını gösterdi. Tek sebep bu olmasa gerek…

Her şeyden önce, iki takım arasında fiziksel anlamda ciddi bir fark olduğu görüldü. Bu fiziksel güç farkı nedeniyle zaman ilerledikçe Schalke’nin oyundaki ağırlığı daha çok hissedildi. Schalke üstünlük sağlamak için mücadele ederken, Galatasaray direnmenin ötesine pek geçemedi.

Ve tabii basın toplantısı yapılır da transferden söz edilmez mi? Fatih Terim yine ocak ve temmuz aylarını işaret ederek takviye sinyalleri verdi. Yani, ocak ayında yapılacak 2 transfer ile Galatasaray bambaşka bir çehreye mi bürünecek?

Transfer deyince akan sular duruyor. Adeta büyülü bir kelime. İlla gerçekleşmesi de gerekmiyor, vaat edilmesi bile yarattığı beklentiyle birlikte sorunların üzerini örtmeye yetiyor…

Transfer vaadinin yanı sıra bir de sezon başından bu yana dile getirilen “Değişeceğiz” söylemi var… “Değişeceğiz” demesi kolay da, ne değişecek ve nasıl değişecek, onu da bir söyleseniz ve vaadin içini doldursanız… Bugünkünden farklı olarak ne yapacaksınız da değişeceksiniz? Yoksa bu konuda da bütün umutlar transfer edilecek oyuncularda mı?

Her şey bir yana, en büyük kozumuz hala, oyuncuları ve taraftarları gaza getirerek kapasitelerinin üzerlerine çıkmalarını sağlamaya çalışmak… Terim bunu gerçekleştirebilmek adına takıma ordu, teknik direktöre kumandan, taraftarlara ise cephane metaforunu uygun görüyor. Militarist terimler üzerinden futbolu savaşla özdeşleştiriyor ve böylece her an ciddi sorunlar çıkarma potansiyeli taşıyan arızalı futbol algısına biraz daha “kan” veriyor. Futbolu bir savaş ve ölüm-kalım meselesi olarak görmenin doğurabileceği sakıncaları ciddiye almıyor herhalde…

Ama görüldüğü gibi bu işler, takıma ordu, teknik direktöre kumandan, taraftarlara da cephane yakıştırması yaparak ancak bu kadar yürüyor…

Umudu besleyen, takımın iyi ya da en azından ışık veren bir oyun sergilemesi, bunun yanı sıra da maçların ayrıntılı ve derin bir şekilde analiz edilerek eksiklerin, hataların, kusurların, yanlışların ortaya konmasıdır.

Mevcut tablonun ise -gerek sergilenen oyun, gerekse de maç analizi bağlamında- ne kadar umut verdiği ortada!..

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...