‘İttifak’ta mesajlar gidiyor ama ‘herkes kendi yoluna’ gitmiyor
Fotoğraf: Envato
AKP ve MHP arasında “Herkes kendi yoluna!” denmesinden sonra Meclis, milyonlarca emekçinin umuduyla oynandığı bir oyuna sahne oldu.
Oyunun oyuncuları MHP’li milletvekilleri, sahneye koyan da MHP’nin Genel Başkanı Bahçeli’ydi!
Yerel seçim ittifakının bitmesinin ertesi günü, “Emeklilikte Yaşa Takılanlar”la (EYT) ilgili önerge, MHP’li vekillerin de oylarıyla Meclis gündemine alındı.
Ancak her ne olduysa, iki saatlik görüşme sonrasında konuyla ilgili “komisyon kurulması” önerisi MHP’li vekillerin çekimser kalması sonucu, AKP’li vekillerin oylarıyla reddedildi!
MHP’li milletvekillerinin oylarını değiştirmesinin, “Bahçeli’nin araya girmesiyle” olduğu söyleniyor. Ama, buna inanmak çok güç. Çünkü böyle, yerel seçim ittifakı girişimlerinin çöktüğü günün ertesinde, Erdoğan’ın EYT’lileri “çift dikişçiler” olarak suçlayarak, böyle bir düzenlemeye karşı olduğunu açıkça söylediği bir konuda MHP’li vekillerin Bahçeli’den işaret almadan oy kullanması herhalde kimsenin inanmayacağı bir gerekçedir.
Ama oyunun böyle sahnelenmesinde, Bahçeli’nin Erdoğan ve partisine;
1-) Ben olmazsam, Meclisten hiçbir yasayı geçiremediğin gibi; muhalefetin istediği her yasa geçer.
2-)Ben olmazsam, bu Meclis, “Cumhurbaşkanlığı sistemi”nin meşruiyetini sorgulayacağı gibi, geçmişe yönelik “defterleri” de açar.
3-) Ben olmazsam, “tek parti tek adam rejimi”ni inşa edemediğin gibi, beş yılı da çıkaramazsın, mesajı gönderdiğini söylemek çok daha inandırıcıdır.
Yani Erdoğan’ın Salı günkü AKP Grubu’nda “Herkes kendi yoluna” demesinin de sadece gerçeğin yarısı olduğu, daha ittifakın çökmesinden bir gün sonra ortaya çıkmıştır. Gerçeğin öteki yarısı da; MHP’nin sadece kendi yolunda gitmeyeceği ama, AKP ve Erdoğan’ın yolunu kesecek hamleler yapma konusunda bin “güç ve kabiliyet”te olduğudur.
Erdoğan (ve AKP’si) bu mesajları nasıl algılar, “MHP ve Bahçeli vesayetini kabul etmeyeceği”ni göstermek için hangi hamleleri yapar, yoksa iki adım geri çekilerek MHP ile yeni pazarlıklara mı girer, bunu yakında göreceğiz.
Ama önceki gün mecliste gördüğümüz, MHP’nin kendi amaçları için milyonlarca EYT mağdurunun duygularıyla oynamaktan çekinmediğidir.
Elbette burada asıl olan; milyonlarca EYT’linin, AKP ve Erdoğan kadar, içinde bulundukları ağır sorunları umursamayıp kendileriyle oynayan MHP’nin de nasıl bir parti olduğunu anlamalarıdır.
Eğer EYT’liler, önceki gün Bahçeli yönetimince sahnelenen oyundan sadece AKP ve Erdoğan’ın değil, Bahçeli ve partisinin de emekçilerin sıkıntıları karşısında ne kadar umursamaz ve acımasız olduklarını görürlerse; şüphesiz bu da milyonlarca EYT’li için önemli bir kazanç olacaktır.
En azından şimdilik!
CUMHURBAŞKANI MAAŞINA YÜZDE 26 ZAM VE KRİZİN FATURASI
Kriz, mevcut sömürü sisteminin emarını çeker ve emekçilerin, sistemin çelişkilerini görmesini kolaylaştırırken; aynı zamanda sistemin her soydan temsilcilerinin sınıfsal kimliklerinin üstündeki örtüyü de kaldırıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın maaşına 2019 bütçesinde yüzde 26 zam yapılması, bütçenin sınıfsal karakteri kadar Cumhurbaşkanının halk ve ülke çıkarlarına nasıl baktığına dair de önemli bir veri sunmuştur.
Evet, cumhurbaşkanlarının maşlarına, önceki dönemlerde de Meclisin hazırladığı bütçe kanunlarıyla zamlar yapılıyordu. Ama içinden geçilen kriz koşulları, Bütçe’nin bizzat cumhurbaşkanının adamları tarafından hazırlandığı dikkate alındığında; maaşının 59 bin TL’den 74 bin 500 TL’e çıkarılması, bu artışın kamuoyunda sorgulanmasını da beraberinde getirmiştir.
Çünkü cumhurbaşkanı; her gün meydanlardan halka, ülkeniz ve geleceğiniz için “fedakarlık yapın”, yani “daha az ücret isteyin, daha çok vergi ödeyin ve daha çok çalışın” çağrısı yapmaktadır.
Asgari ücretin 1603 TL olduğu ve emeklilerin önemli bir bölümünün 1000 TL’nin altında maaş aldığı, 14 milyon kişinin açlık sınırının altında yaşadığı bir ülkede cumhurbaşkanının maaşına 74 bin 500 TL’ye çıkarılması, hem miktarının yüksekliği hem de ek zammın yüksekliği bakımından sorgulanacaktır.
Ve elbette ki bu durum; “Ele verir talkını kendi yutar salkımı” diyen atasözü ışında, krizin faturasının kimlere çıkarıldığı tartışmasını da harlandıracaktır.
- İsrail’in İran’a ‘meşru müdafaa’ saldırısını açıkça ilan etmesi ne anlama geliyor? 18 Nisan 2024 04:58
- Cumhur İttifakının enkazını kaldırmayı Erdoğan'a bırakan Bahçeli siyasete ayar verme peşinde! 15 Nisan 2024 06:35
- Ekmek, barış, özgürlük ve adalet için 1 Mayıs'ın kitlesel ve yaygın örgütlenmesi zamanı 12 Nisan 2024 05:00
- Halk iradesine yönelik girişimlere karşı ortak mücadele ihtiyacı 04 Nisan 2024 05:00
- Ülkenin siyasi haritasını değiştirecek önemde bir yerel seçim! 02 Nisan 2024 04:50
- Yalan, dezenformasyon, tehdit… Her yolun mübah olduğu bir seçim sürecinin sonuna gelirken 30 Mart 2024 05:00
- Özak Tekstil işçileri ve BİRTEK-SEN’in asıl suçu ne? 27 Mart 2024 05:05
- Seçime 1 hafta kala AKP ve Erdoğan emekçilerle karşı karşıya! 24 Mart 2024 05:20
- Yüz binler alanlardan seslendi: Barış istiyoruz ve biz buradayız! 21 Mart 2024 05:45
- Tek adam yönetimi ve Cumhur İttifakı’nda ‘seçimi götürmek’ için her yol mübahsa! 19 Mart 2024 12:00
- İçinde Gazze olan sorular bile yasaklanırken NATO’ya ve AB’ye selam ne anlama geliyor? 16 Mart 2024 05:05
- İşçi gazetesi, sınıflar mücadelesinin en ön cephesindedir 13 Mart 2024 05:15