18 Ekim 2018 00:00

Bir ülke panoraması

Bir ülke panoraması

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Suskun Ezilmişler
Filozof Senokrat, dalkavuklardan pek hoşlanmazdı. Bir gün bir adamla konuşuyordu. Filozof ne derse Ahfeş’in keçisi gibi başını sallıyordu adam.Sonunda tepesi atar Senokrat’ın. Adama, “Bir kez olsun itiraz et de iki kişi olduğumuzu anlayalım.” diye çıkışır.

Yasacılar ve Tutsak Yazarlar
Ezop,  bir gün  kentin valisiyle karşılaşır. Vali, Ezop’a nereye gittiğini sorar. Ezop, “Bilmiyorum.” deyince vali öfkelenir ve yaverlerine seslenir: “Bu adam nereye gideceğini bilmiyor, demek ki serseri, tez içeri atın!” Bu celallenmeye Ezop hafifçe gülümser ve şöyle der: “Gördünüz mü bay yasacı, gideceğim yeri siz benden iyi biliyorsunuz.”

Çalçene Politikacılar
Gevezenin biri söylev sanatını öğrenmek için Sokrates’in okuluna yazılmak ister ama Sokrat, iki kat para ister gevezeden. Adam, karşı çıkınca filozof, sözünü keser adamın ve “Çünkü sana bir değil, ki şey öğreteceğim: Birincisi konuşmak, ikincisiyse susmak.” der.

Diktatörler
Emevi Halifesi Mutedit’in veziri Ebulhüseyin, kendisini sürekli eleştiren şair İbnirûmi’yi öldürmek için evine ziyafete çağırır. Yemeğin zehirli olduğunu ve öleceğini anlayan şair, hiç değilse kendi evinde ölmek için sofradan kalkmak ister. Vezir, alayla seslenir şaire: “Üstat, nereye gidiyorsun?” Şair, hiç bozuntuya vermez ve “Göndermek istediğiniz yere.” der. Vezir, daha da keyiflenerek, “Öyleyse babama da bir selam söylersin artık!” deyince şair, taşı gediğine koyar: “Olmaz, cehenneme uğramayacağım çünkü.”

Savurgan Yöneticiler
Şair Ebu Dellâme, Halife Mehdi’ye Abbasi hükümdarları için bir övgü şiiri sunar, şiiri beğenen halife, şaire bir armağan vermek ister ve halifeyle şair arasında şöyle bir konuşma geçer:

-Sana bu kaside için ne caize vereyim?
-Efendim, ben bir av köpeği isterim.
-Peki, sana bir av köpeği versinler.
-Fakat efendim, bendeniz ava ne ile gideceğim?
-Hakkın var, bir at versinler.
-Fakat efendim, ata nasıl bineceğim?
-Haklısın, bir de köle versinler.
-Fakat efendim, atı nerede barındıracağım?
-Doğru ya, ona da ahır gerekir.
-İyi de efendim, köleyi nerede yatıracağım?
-Peki, kölen için ev de versinler.
-Fakat efendim, onların masraflarını nasıl karşılayacağım?
-Tamam, bin altın da harçlık versinler.

Şair, bir kez daha “Fakat efendim...” diyordu ki halife, şairin sözünü keser ve şöyle der:
-Eğer masrafı idare etmeye bir kethûda, hesapları tutmaya da bir kâtip istersen köpeği de geri alırım, bilesin.

Aydınlar
Sokrates, gençleri yöneticilere karşı kışkırtmakla suçlanır ve ölüm cezasına çarptırılır. Baldıranla zehirlenen Sokrat’a karısı, “Ah, zalimler seni haksız yere öldürecekler!” der. Sokrates, karısına gülümseyerek, “Ya haklı olsalardı...” karşılığını verir.

Kıssalardan hisse: 
Tokmak elde, davul omuzda gezinen iktidarların yönettiği ülkelerde dilini yutanlar, o davulun sesiyle kulaklarını da yitirler. Dilsiz ve sağır yaşayanlar, özgürlükleri için düşünseler de konuşamadıklarından iktidar aklıyla köleleşirler. Köleleşmeyenlerse, Ezop gibi korkusuz; İbnirûmi ve Sokrat gibi tok sözlü olurlar.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...