17 Ekim 2018 00:35

Yargının ve ‘Gizli Tanıklık Sistemi’nin Brunson’la imtihanı

Yargının ve ‘Gizli Tanıklık Sistemi’nin Brunson’la imtihanı

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Amerikalı Rahip Brunson geçtiğimiz Cuma günü serbest bırakıldı. Ertesi gün de Beyaz Saray’da Trump ve ekibi tarafından karşılanıp ağırlandı. Hamasi “kurtarma” ve “kurtuluş” söylevleri verildi.

Trump, bu karşılamada yaptığı konuşmasında, “Türkiye ile bir pazarlık yapılmadı. Biz rehineler için fidye ödemeyiz” diyerek aslında Brunson’u da “rehine” olarak gösterdi. Konuşması içinde 5 kez, “Gayretlerinden dolayı Başkan Erdoğan’a teşekkür ederim...” diyerek “diğer konularda da anlaşalım” mesajı verdi.

BRUNSON’U BAĞIMSIZ YARGI MI SERBEST BIRAKTI?

Brunson’u ABD’ye gönderen son duruşmanın kararı;
· Trump için, ABD yönetiminin bir zaferi iken,
· Erdoğan yönetimi için (AKP sözcüleri ve yandaş medya için de), Brunson belasından kurtulmuş olmanın kararı oldu. Üstelik de bu kararın şeklen de olsa yargı tarafından verilmiş olması kendilerini çok rahatlatan bir karar oldu!
· Bu davanın savcıları ve yargıçları için ise Brunson davası ve çıkan karar, herhalde, “Böyle bir yargılama düşmanın başına gelmesin” diyecekleri bir yargılama oldu. 

Çünkü Brunson’un tutuklamasına yol açan iddialar, savcılık tarafında bulunan “gizli tanıklar”ın ifadesine dayanıyordu. Bu “gizli tanıklar”, ifadelerinde Brunson’u FETÖ ve PKK’ye yardım etmekle, onlarla sürekli irtibat halinde olmakla suçlarken aynı zamanda casusluk yaptığını da söylemişlerdi. Bu tanıklar önceki duruşmalarda, savcılığa verdikleri ifadeleri tekrarlamışlardı. 

Önceki duruşmada  Brunson’u suçlamak için birbirini destekleyen ifadeler kullanan gizli tanıklar, bu sefer yine söz birliği etmişler, ama bunu Brunson’u aklamak, serbest bırakmak için yapmışlardı! Nitekim “gizli tanıklar”, önceki duruşmalarda Brunson’u suçlayan ifadelerini geri almışlar ve “Ben böyle söylemedim. Ben görmedim. Duymadım. Bu kişiyi tanımıyorum. Benim söylediklerim yanlış anlaşılmış...” diyerek, tüm suçlamalarını geri çekmişlerdir.

‘GİZLİ TANIK’LAR ‘YALANCI TANIK’ MIYDI? 

Brunson yargılanmasında savcılık, mahkeme ve “gizli tanıklar” etrafında oluşan tablo şudur: İddia makamı ya da iddia makamına o tanıkları getirenler, gizli tanıkların ne söyleyeceklerini önceden belirlemiş, tabiri caizse ifadeleri dizdirmişlerdir! Önceki duruşmalarda “gizli tanıklar”ın ifadesini dizenler, muhtemeldir ki son duruşmada da bu kez siyasetin kendilerinden beklediği, “Brunson’u tahliye edin” isteğine uygun davranarak, “Bilmiyorum. Ben öyle söylemedim. Söylediklerim yanlış anlaşılmış” diyen ifadeleri düzenlemişlerdir!

Brunson’un tutuklanmasından beri izlenen süreç dikkate alındığında akla yakın tablo böyledir. Çünkü başka türlüsü, yani önceki duruşmalarda birbirini tamamlayarak Brunson’u suçlayan tanıkların, son duruşmada Brunson’un tahliye edilmesi için ifadelerini aynı doğrultuda değiştirmeleri olanaklı değildir.

Bu yüzden de; “bağımsız yargının verdiği karar” diyerek, bir skandala dönüştürülen davanın aklanması da söz konusu olmayacak görünmektedir.

‘BAĞIMSIZ YARGI KARARI’ İDDİASINA KİMSE İNANMADI

Tersine bu karar olsa olsa;

- Türkiye’de yargının nasıl siyasetin emrine girdiğinin,
- “Gizli tanık sistemi”nin nasıl istismar edildiğinin,
- Siyasetçilerin yargı üstünde nasıl tepindiğinin,
- Yargı mensuplarının bu olanlar karşısında ne kadar çaresiz, korumasız kaldıklarının
- Siyasileşmiş, partizanlaşmış yargıçların ve savcıların yargı bağımsızlığını nasıl koruyamayacağının göstergesi olabilir.  

Nitekim “Brunson’un tahliyesi”nin “bağımsız yargının zaferi” olduğuna sadece Cumhurbaşkanı, sözcüsü, AKP propagandası yandaş medya ve belki bir de “Türk yargısı Amerikan tehditlerine boyun eğmedi, Brunson’u mahkum etti” diyen Doğu Perinçek inanmıştır. Bahçeli bile Brunson’un tahliyesinin “gizli tanıklar”ın ifadelerinin değiştirilerek sağlandığını savunmak zorunda kalmıştır.

“Ver Papazı al papazı” diyen “pazarlıkla” başlayıp “Türkiye’de yargının neye karar vereceğini biz belirleriz” diyen siyasi iktidarın açtığı yolda ilerleyenler, gelinen yerde, Brunson’un salıverilmesini sağlamak zorunda kalmışlardır. Üstelik de Trump’ın açıkça ifade ettiği gibi “hiçbir şey almadan” Brunson’u serbest bırakmak zorunda kalmışlardır. Ve elbette ki “gizli tanık sistemi”nin “yalancı tanıklar kahvesi”nden tanık devşirdiği de bu vesileyle ortaya çıkmıştır. 

‘KISSA’DAN HİSSE!

Böyle taraklarda bezi olmayan adam, tavsiyeler üzerine, yalancı tanıklar kahvesine gider. Ama nasıl “yalancı tanık arıyorum” diyecektir?

Endişeyle etrafına bakarken yanına “kahve sakinleri”nden olduğu anlaşılan bir adam yaklaşır.
- Buyur beybaba birine mi baktın?
- “Bir alacak verecek işim vardı da” diyerek kekeler adam.

Kahve sakini adam öfkelenir: “O şerefsiz hala ödemedi mi senden aldığı parayı?” 
Adam; “Yok yanlış anladınız. Borçlu olan benim” der.
Kahve sakini atılır: “Vay babacığım yahu. Ne günlere kaldık. Sen daha kaç kere ödeyeceksin borcunu?”
Fıkra eski ama eskimiyor. Belki resmen kahvesi yok ama “yalancı tanıklara” her zaman ihtiyaç duyuluyor demek ki.
Hem de kimler tarafından! 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...