27 Eylül 2018 00:56

Olağan rejim koşullarında hak ve özgürlükler

Olağan rejim koşullarında hak ve özgürlükler

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Bir milletvekilinin özgürlüğünden yoksun bırakılması ne kadar garip değil mi?

47 Avrupa Konseyi üyesi ülkeden sadece sizde oluyorsa bu , “nasıl bir olağan rejimimiz var?” diye sormak gerekir. Bir değil iki değil, 13 milletvekili mahpus Türkiye’de. HDP’li…

O siyasi partinin eş genel başkanları tutuklanmıştı peş peşe. Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’dan söz ediyorum.

HDP/DBP’li 27 ilin eş başkanı, 84 ilçe eş başkanı tutuklu bu memlekette.

Çoğulcu demokrasi var değil mi?

Bakar mısınız, 85 belediye eşbaşkanı tutuklu, hadi sayın bakalım kaç milyon insanı temsil ediyorlar?

Yerel seçimlere gidiyoruz ve yeni seçileceklerin hatta aday adaylarının da daha şimdiden tehdit altında tutulduğu bir süreçten bahsediyoruz.

Kayyumlu demokrasiden…

Gültan Kışanak’ı bilir misiniz? Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eş başkanı, HDP’in de bir dönem eş başkanı, tutuklu…Ne dedi geçenlerde? Şöyleydi yaklaşık, söyledikleri, duyabildiğimiz kadar...

“12 Eylül dönemindeki gibiyim. Sesimi duyuramıyorum.”

12 Eylül döneminde Diyarbakır’da meşhur 5 No’lu cezaevinde mahpustur, Gültan Kışanak.

Bir siyasinin, 38 yıl sonra Diyarbakır 5 No’lu cezaevi koşulları, kuşatılmışlıkları benzetmesi çok acı. Anlayana…

ÇHD/Halkın Hukuk Bürosu avukatlarının tutuklanmaları, yargılanmaları, tahliye edilmeleri ve ardından tekrar tutuklanmaları sürecini yaşadık geçenlerde. Bu bir yargı pratiğidir. Sistemik bir sorun var. Tahliye kararını veren hakimler o dava henüz sonuçlanmamışken başka mahkemelere tayin ediliyorlar. İkinci konu, yargılamayı yapan heyetin özgürlükler lehine verdiği karara savcılar itiraz edebiliyorlar ki, 15 Temmuz sonrası dönemin CMK değişikliği ile mümkün oldu bu. Ortadan kaldırıldı hukuki güvenliğimiz. Keyfi olarak alıkonulabiliyorsunuz, keyfi olarak tutuklanabiliyorsunuz ve aylarca -Osman Kavala örneğinde olduğu gibi- size karşı iddianame hazırlanmadan başka bir ifade ile ithamın ne olduğunu öğrenemeden hapishanede tutulabiliyorsunuz. Masumluk karinesi rafa kaldırılmış vaziyette.

O arada, soralım, Türkiye Barolar Birliği dahil, Türkiye hapishanelerinde hali hazırda kaç avukatın tutuklu olduğunu bilen var mı?

70 bin öğrencinin tutuklu olduğu bilgisi dolaşımda. Bu nasıl bir ceza ve infaz politikasıdır Allah’ım!

Olağan rejim koşullarındayız ya, söz gelimi Çorlu Tren cinayeti soruşturmasında bir milim ilerleme yok. 25 insan bu cinayete kurban gitti, 317 insan yaralandı. Ne bakan istifa etti, ne genel müdür ya da tek bir sorumlu/yetkili bir kamu görevlisi…

Olağan rejim koşullarındayız. Gazeteci örgütleri 183 gazetecinin tutuklu olduğunu söylüyor Türkiye hapishanelerinde.

İfade özgürlüğü hapiste yani… Halkın haber alma hakkı, gazetecinin yayma hakkı hapiste.

Binlerce hakim ve savcı, haklarında bir yargı kararı bulunmaksızın hapiste ya da ihraç edilmiş durumda. Ya üniversiteler? Beş binden fazla akademisyen ihraç edilmiş durumda, KHK’lar ile.

Barış akademisyenlerini unutmayın. Bu ülkenin onurlu hocalarını. Barış için verdikleri imzanın arkasında durdular ve duruyorlar.

Türkiye’deki “olağan rejim” bir demokrasi mi? Nasıl bir demokrasi? Bir de yurttaşlar olarak ‘nasıl bir demokrasi istiyoruz?’ sorusunu sormalıyız kendimize.

Bir de, haber vereyim,  Vefa Kartal diye bir mahpus, Tekirdağ F tipinde yatar….Seksen günü aşkın süredir, ölümün koynunda açlığı…

Bitmiyor, Türkiye’de olağan rejim koşullarında da, insan acıları sürüyor…

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa