Sahte gerçek, sahte eğitim, sahte demokrasi, sahtekar toplum
Fotoğraf: Envato
Kriz miriz yok; dolandırıcılık, hırsızlık, rüşvet, komisyonculuk yok ama İş Bankası yönetiminde CHP’liler var. Gazeteciler çok özgür ama gazetecilere, Hayatın Sesine ceza var.
11 yıllık liseyi bitirmiş ama hiç okumamış gibi. 4 yıllık fakülteyi bitirmiş, mastır, doktora yapmış ama bilimden akademiden haberi yok gibi. 15 yıl Türk dili, tarih, matematik eğitimi görmüş ama dilden de tarihten de mantıktan da bihaber gibi.
Ya böyle dersler hiç olmadı ya da hiç okumadı, hiç okula gitmedi gibi ama ortada bir diploma var, bazen de bir diploma var ama aslı yok gibi. Çoğu durumda da asıl bir diploma var ama içeriği hiç yok gibi, karşılığı hiç yok gibi.
Daha kötüsü on binlerce ‘okul’ tabelası var ama ortada hiç okul üniversite kalmadı gibi.
7-8 milyar insan var ama sanki insanlıktan çıkmış gibi.
Bir şeyin ‘gerçek’ ve ‘sahtesi’ nasıl ayırt edilir? Bunun en sağlam yolu ‘bilgi’ ile, hangisinin gerçek veya sahte olduğunun bilgisi iledir.
Sahte veya bozuğu nasıl satılır? “Yanıltıcı sahte bilgi” ile.
O halde işin esası ‘bilgidedir’. Sahte ile gerçeği, doğru ile yanlışı nasıl ayırt edeceğiz sorusunun temel yanıtı; “doğru bilgi ve akıl yürütme” iledir.
Peki bilgimizin sağlamlığını, aklımızın, zihnimizin sahteyi gerçeği ayırıp ayıramadığını nasıl anlayacağız, nasıl bileceğiz?
ÖNCÜL BOZUKSA SONUCUN (HÜKMÜN-YARGININ) DOĞRULUĞU GARANTİ EDİLEMEZ
Ortada doğru bilgi ve akıl yürütme yok ama bir sonuç var: Sahte bir toplumda sahtekarlıkla yaşıyoruz. Güçlü olan, çok olan ne ‘gerçek’ derse o ‘gerçek’ sayılıyor, ne ‘sahte’ derse o ‘sahte’ oluyor.
Ortada ne kriz, ne yolsuzluk, ne geri kalmışlık, ne de gerzeklik var.
Çünkü ortada tüm bunları ölçüp kavramak için şart olan ‘gerçek’ ve ‘gerçeklik’ yok.
Çünkü ortada gerçeği gösterecek ‘doğru bilgi’ yok, böyle okullar, üniversiteler, medya, kurum ve mahkemeler yok.
Gerisi palavra ve propagandadır, gerisi sahte bilim, sahte gerçek, toplamda sahtekarlıktır. “O yalan bu yalan koca bir fili yutmuş bir yılan, bu da mı yalan” hesabı toplum yalanlardan bir yalana sığınmak zorunda kalır. Sonuçta ortada bir dava varsa bir hüküm biçilir ve davalı, davacı, hakim, savcı hepimiz o hükmün altında eziliriz.
BOZUK SİYASETTEN BOZUK BİLGİ VE OKUL, SAHTE BİLGİ VE OKULDAN SAHTEKAR BİR TOPLUM ÇIKAR
Dahası bunları yazar okurken “Bu kadarına da şükret, daha beteri geliyor” gibi bir sesler duyuyorum. Bu seslerin bir olasılığı var gibi; çünkü gerçek veya doğru bellidir, yolu yöntemi bellidir, ancak yanlış sonsuza gider. Onun için yanlış için dip de yoktur. Yanlışı toparlayacak olan ‘gerçek’ bilgi ve ‘doğru’ akıl yürütmedir. Ama sahte öncüllerin bu kadar servise sokulduğu bir dünyada artık sahte ile gerçek ayrımı da o kadar kolay gözükmemektedir.
Okulu, üniversitesi, mahkemesi, medyası, insanı; bilgi ve delilde gerçeğe, akıl yürütmede doğru analiz ve hükme yönelmezse ne iyilik güzellik ne de bilim ve hikmet olur.
Geriye sakatlanmış bir zihin, devreleri bozulmuş bir akıl, çıktı olarak sahte bir bilgi ile sahtekâr bir toplum kalır.
ÇIKIŞ YOLU: ‘GERÇEĞİ SAVUNMAK’
Erdemlilere, devrimcilere düşen birinci sorumluluk ‘gerçek’ bilgiye yönelme, gerçeğe gidebilmek için de gözün aklın ‘özgürlüğünü’ sağlamadır. Düşünce özgür değilse gerçek bilgi garanti edilemez, gerçek bilgi yoksa düşünce özgür değildir; bunlar birbirinin nedeni veya sonucu değil ayrılmaz parçalarıdır.
Korku baskı ortamında ‘düşünce özgürlüğü’ baskılanacağına göre ‘gerçeği arama ve söyleme’ cesaret işidir, en çok ihtiyacımız olan şeylerden biri de budur.
Foucault “Toplumu savunmak gerekir” diyordu. Öğretmenler, gazeteciler, savcılar, hakimler, insan gibi insanlar; temel görevimiz gerçeği savunmaktır.
Bilimsel eğitim, eleştirel akıl ve düşünce çıkış yolunun başlangıcını oluşturmaktadır. Bilimsel bir eğitime dayalı özgür okul çok önemlidir. Çocuklarımızı, eğitimi okulu savunmak gerekir, bunun için ‘gerçeği savunmak’ gerekir.
- Fütüvvet teşkilatı: Meslek lisesi değil dinci fedailik ocağı 22 Mart 2024 04:57
- AKP ve MEB mesleki eğitimin sırrını çözdü: Fütüvvetnameler ve baş ahilik dönemi 15 Mart 2024 04:43
- Patriyarka ve öğrenci açlığı sorunu: Niteliksiz okullar, meteliksiz veliler, kadınlar, çocuklar 08 Mart 2024 05:05
- Türkiye'de felaketlerin faktörlerinden öte aktörleri kimler? 01 Mart 2024 04:46
- Felaketler çağı ve Türkiye'nin felaketler dönemi 23 Şubat 2024 04:46
- Depremde Hatay’da ölüm sayısı ne kadar? Hatay’a, Adıyaman’a, Malatya’ya resmen ayrımcılık mı yapılıyor? 16 Şubat 2024 04:39
- Afetin, nemacılığın, timokrasinin ‘utp-usta öğreticilik’ hali: 890.920 09 Şubat 2024 04:53
- Deprem ve ülke yönetimi: Mütaşerik yönetimin ağır sonuçları 02 Şubat 2024 04:48
- "Karakter eğitimi" nedir: MEB, Bakan Tekin 1.3 milyon işçi çocuğu unuttu, "Çocukları bari tatilde çalıştırmayın" 26 Ocak 2024 04:45
- Davos, yerel seçimler ve yoz milliyetçilik çağı: Paranın satın alma gücünün satın aldığı tin ve insanlık 19 Ocak 2024 04:50
- MEB'in yüzüncü yıl raporu gerçeklik korkusu: İçinde Mustafa Kemal hiç geçmiyor 12 Ocak 2024 04:47
- 2024'ün dört günü: Anayasa'nın, hukukun, bilimin, eğitimin, barışın, yurttaşlığın lağvedilmesi 05 Ocak 2024 04:27