18 Eylül 2018 00:43

HDP’nin adaylarını da Erdoğan belirlesin!

HDP’nin adaylarını da Erdoğan belirlesin!

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Erdoğan ve Bahçeli’nin açıklamaları AKP ve MHP’nin yerel seçimlerde de ittifak yapacaklarını gösteriyor. Devlet Bahçeli, daha Ağustos ayında  “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin tam başarısı için büyükşehirleri kazanmak zorundayız” diyerek AKP ile ittifakın yerel seçimlerde de sürdürülmesi çağrısı yapmıştı. Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan ise, geçtiğimiz günlerde“Cumhur İttifakı’nı yerel seçimlerde de gerçekleştirme imkânımız olabilir” diyerek Bahçeli’nin çağrısına yanıt vermiş oldu. Hürriyet gazetesinden Aldülkadir Selvi “İttifak Formülü Bahçeli’de” başlıklı dünkü yazısında AKP ve MHP’nin yerel yönetimlerden sorumlu başkan yardımcıları Mehmet Özhaseki ile Sadir Durmaz’ın önümüzdeki günlerde bir araya geleceklerini ve yerel seçimlerde bir ittifak formülü üzerinde çalışacaklarını yazdı.

Görüldüğü kadarıyla AKP ve MHP yerel seçimlerde de 24 Haziran seçimlerine benzer bir seçim taktiği izleyecek. Yapılan açıklamalara bakınca yerel seçimlerin de bir “milli beka” sorunu gibi gösterileceğini ve dahası ‘cumhur ittifakı’nın karşısındaki güçlerin düşmanlaştırılacağını şimdiden söyleyebiliriz. Erdoğan ve Bahçeli’ye göre yerel seçimleri de kazanmalarını sağlayacak bir ittifak formülü üzerinde çalışmaları çok ‘demokratik’ ama mesela CHP ve HDP’nin bu seçimlere dair olası bir ittifakı dillendirmeleri bile “terörü hortlatmak” oluyor.

Açıktır ki, iktidar cephesinin bu politikası, yerel seçimleri demokrasi mücadelesi bakımından daha önemli kılıyor.

Burada Erdoğan ve Bahçeli’nin kayyım atanan belediyeler konusunda yaptıkları açıklamalara özel dikkat çekmek gerekiyor. Bahçeli, “kayyumla yönetilen belediyelerin milletimizin iradesi doğrultusunda, yeni sistemin yapısına uygun olacak şekilde tezahürü, teşkili ve tahkimi sağlanmalı, bu konuda demokratik mücadele cesaretle, inançla yürütülmelidir” diyor. Bahçeli, arasına “millet iradesi”, “demokrasi” gibi sözcükleri de sıkıştırdığı açıklamasında kayyımla yönetilen belediyelerin yeni sisteme uydurulmasından söz ederken aslında bu belediyelerde gerekirse seçim bile yapılmayabileceğini ve ayrıca seçim yapılıp istenen sonuçlar alınmazsa buralara yeniden müdahale edilmesi gerektiğini söylüyor.

Bahçeli’nin lafı dolandırarak söylediğini Cumhurbaşkanı Erdoğan açık açık söylüyor: “Terör örgütüyle birlikte aday olmaya yeltenenler kusura bakmasınlar, bizden demokratik bir yaklaşım bekleyemezler.”

Bu ülkede seçimlerde kimlerin aday olabileceği ya da olamayacağı yasalarla belirlendiğine göre-ki, bu yasalara göre terörle ilişkisi olanlar zaten aday olamazlar- Erdoğan’ın açıklamasından ne anlamamız gerekiyor?

Erdoğan’ın bu açıklamaları için söylenebilecek tek söz var: O zaman HDP’nin adaylarını da Erdoğan belirlesin!

Çünkü Erdoğan bu açıklamasıyla kendisini yasaların üzerinde bir irade olarak gördüğünü bir kez daha ortaya koyuyor. “Adaylarınızın da yapacağınız belediyeciliğin de sınırlarını yasalar değil, ben belirlerim” diyor! Bu açıklamanın başka bir izahı yok. Çünkü yasalarca belirlenmiş şartlara sahip olan herkesin seçimlere girme hakkı vardır. Ve eğer demokrasinin ‘d’sinden bile söz edilecekse adaylara gereken cevabı halkın vermesi, yani kimi yönetici olarak görmek isteyip istemediğine halkın karar vermesi gerekir.

Peki, iktidar cephesinden yapılan açıklamalar ve ortaya konan politika neyi hedefliyor?

Bu politika, kendi ittifakları dışında kalan herkesi terörle damgalayıp meşruluğunu ortadan kaldırmayı amaçlıyor. Adaylara bile müdahale edeceklerini açıktan söyleyenler elbette iktidardan memnun olmayan ve iktidar cephesinin dışında kalan adaylara oy vermeyi düşünen halk kesimlerini, seçmenleri de baskı altına almak istiyor. Özellikle Kürt kentlerinde kayyımların atandığı belediyeler konusunda halka ” HDP’ye oy verirseniz belediyelere tekrar el koyarız” mesajı verilmeye çalışılıyor.

AKP-Erdoğan’ın kayyım atanan belediyelerdeki hesabı basit: Bir yandan zaten 3 yıldır yıkımı, OHAL’i yaşayan halk arasında HDP’ye oy verirlerse kendilerini daha kötü günlerin beklediği korkusunu yaymak. Böylelikle HDP’ye oy verecek seçmeni umutsuzluğa sürükleyerek sandığa gitmesini engellemek. Bunun üzerinden de kayyımların ihale, işe alma vb. üzerinden yarattığı çıkar ilişkilerini seçimleri kazanmak için kullanmak.

Sonuç olarak bir kez daha altını çizmek gerekir ki, iktidarın bu baskı ve dayatmaları karşısında yerel seçimler, demokrasi mücadelesi ve Kürt sorununun demokratik barışçıl çözümü bakımından daha bir önem kazanmıştır. Bugün iktidarın baskıları ya da kayyım tehdidi karşısında yerel seçimlerde en geniş demokrasi güçlerinin birliğinin sağlanması, tek adam rejimine karşı demokratik bir ülke mücadelesinin bir dayanağı ve olanağı haline gelmiştir.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...