07 Eylül 2018 00:44

Yeşil sahanın zorbaları

Yeşil sahanın zorbaları

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Kayserispor, Kadıköy’de Fenerbahçe’yi yeniyor… Maçtan sonra galip gelen her takımın yaptığı gibi Kayserisporlu futbolcular da sahada sevinç gösterisine girişiyor… Galibiyet sevincini taraftarlarıyla paylaşıyor futbolcular… Fakat Fenerbahçeli taraftarlar bu sevinç gösterisine katlanamıyor ve tepki gösteriyorlar… Kendi taraftarlarının bu tepkisinden güç alan Volkan Demirel ile Alper Potuk hemen Kayserisporlu futbolcuların yanına giderek yeterince sevindiklerini söylüyorlar ve peşinden de bu futbolcuları ite kaka sahanın dışına götürmeye çalışıyorlar… Hazır kulübün şanlı tarihine, rakiplerinin sevinmesine izin vermeyen kahraman(!) futbolcular olarak geçme fırsatı çıkmışken bunu niye değerlendirmesinler ki?

Şımarıklık, kibir ve ego ile şekillenmiş bir kişilik, elbette mafyanın besleme değnekçileri gibi davranmaya heves eder…

İster sahada, ister kulübede, isterse de tribünde olsun hiç fark etmiyor, Volkan bir şekilde insanın tiksinti duyacağı görüntüler yaratmayı beceriyor…

Rakibinin en doğal hakkı olan sevinç gösterisine dahi katlanamayıp işi sözel ve fiziksel tacize kadar vardıran bir kabadayı müsveddesi!..

Volkan daha sonra yediği haltı, “Tribünlerde 40 bin taraftar varken sevinci abartmak acı sonuçlar doğurabilirdi” zırvasıyla gerekçelendirmeye çalışıyor… Bak sen!.. Meğer ne kadar duyarlı birisiymiş de haberimiz yokmuş!.. Sanki, izlemeye gittiği bazı basketbol karşılaşmaları da dahil olmak üzere, kazandıkları pek çok maçın ardından sahada -üstelik de küfürlü tezahüratlar eşliğinde- amigoluk yapan kendisi değilmiş gibi…

Ona küfür, provokasyon, tehdit ve diğer her türlü şov serbest tabii. Yeri gelir tuhaf hareketlerle rakip taraftarları ve futbolcuları kışkırtır, yeri gelir saha içinde futbolcu kovalar, yeri gelir kendisine küfür edilmesini gerekçe göstererek maça çıkmaz, yeri gelir rakip futbolculara, yeri gelir hakeme küfreder, yeri gelir sevincinden amigoluğa soyunur, yeri gelir “Evinden aldırırım seni” diyerek gazeteciyi tehdit eder… Bu kadar parlak(!) sicile sahip bir kişi, elbette saha içinde kimin ne kadar süreyle ve ne şekilde sevineceğini belirleme hakkını da kendisinde görebilir!..

Ali Koç, rakiplerle ilişki anlamında saygıya, nezakete, anlayışa, empatiye dayalı yeni bir kültür geliştireceklerini söylemişti ve bunun hayata geçirilmesinin örneklerini de sergilemeye başlamıştı. Lakin son icraatından da anlaşıldığı üzere, Volkan gibi ülke futbolunun cerahatleri arasında yer alan bir figür bu yeni anlayışa hiç uygun düşmüyor.

Yeni futbol kültürünün filizlenebilmesi, her türlü skoru sindirebilecek ve kaybedilen maçların ardından rakibi alkışlayarak uğurlayacak kadar yüksek bir olgunluk seviyesi gerektirir. Sadece kazanmaya odaklanmış ve bunun dışındaki skorlar karşısında arıza çıkarmaya meyilli sefil futbol kültürünün pespaye temsilcilerinin bu kültürde yeri olamaz…

Kayserisporlu Deniz Türüç’ün maçtan sonra yaptığı, “Volkan abi tecrübeli bir oyuncu, bize içeriye girmemizi söyledi, biz de girdik” şeklindeki açıklamasını anlamak da mümkün değil. Zorbalığa karşı sesini çıkaramayan ezik karakterli futbolcularla da futbolda yol alınamaz. En doğal hakkının zorbalıkla engellenmesini tecrübe hatırına bir futbolcu nasıl anlayışla karşılayabilir ki?

Futbolcuların beynine pranga vurup iradelerini baskılayan ve böylece zorbalığın altyapısını hazırlayan hiyerarşik algıyı da yıkmak gerekiyor. Örneklerini görüyoruz, futbolcuların çoğu kendisinden 3-4 yaş büyük arkadaşına bile “abi” diye hitap ediyor. Futbolu, enfeksiyon kaynağı yüz karası figürlerin yanı sıra baskılayıcı, kısıtlayıcı, köreltici hiyerarşik düşünce yapısından da temizlemek gerekiyor…

Futbol ancak özgür ve sorgulayıcı beyinlerle gelişip güzelleşebilir…

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...