Havalar da iyice ısındı
Fotoğraf: Envato
Yaklaşık bin 500 yıl önce İstanbul’da Bizans İmparatoru Jüstinyen’in sarayında işi ‘sessizliği korumak’ olan görevliler vardı. Ve o İstanbul’da bugün hâlâ suskunluğu reddetmenin bedeli ağır. Misal tam 700 haftadır ‘Cumartesi Annesi’ olmak zor ve bir o kadar onurlu.
Bizanslı Şair Paulos Slintiarius sarayın sessizlik koruyucularından birisiydi ve yaptığı iş şiirine şu dize ile yansımıştı: “Gerisi sessizlik: Asla kapanmayan ağızdan nefret ederim”
Ama halkın her daim bir ‘B planı’ vardır. Sessizlik anlarında veya hava buz kestiğinde kurtarıcı cümleler kullanır nicedir. Misal, ‘Havalar da iyice ısındı’
70 bin öğrenci mahpus, başkentte şarbon kol geziyorken ve enflasyon 2003’lere dönmüş, ekonomik kriz siyasal ve sosyal krize eşlik ediyorsa, üstelik tık çıkmıyorsa geniş kitlelerden o kadim cümlenin zamanı gelmiş demektir: ‘Havalar da iyice ısındı’.
Şimdi metaforu bir kenara bırakıp işin yalın haline dönecek olursak, ‘Havalar iyice ısındı ve bazı yörelerde bir o kadar nemli’ diyebiliriz. Yaşlılar, öncesinde süre giden bir hastalığı olanlar, hamileler, bebekler, mülksüzler hasılı dezavantajlı gruplar daha muzdarip bu durumdan.
Sıcak havalar salt bizim ülkede değil birçok Avrupa ülkesinde de can almaya devam ediyor. Özellikle kalp hastalığı ve yüksek tansiyonu olan yaşlılarda ölüm oranı bu aylarda artmakta. Lakin, bizim ülkede bir dezavantaj başlığı daha eklendi: Ekonomik kriz.
Stres anlarında tansiyonun aniden yükselip beyin kanaması, felç yapabildiğini, şeker hastalarında tetikleyici olduğunu, yine kalp krizlerini kolaylaştırdığını bilmeyenimiz yoktur. Esasında ekonomik kriz görüp görebileceğimiz en ciddi stres faktörlerinden birisidir diyebiliriz.
Diyelim ki emeklisiniz, ev ve arabanız var, sağlık ve sıhhatiniz yerinde, tüm çocuklarınız iş ve güç sahibi. Derken bir çocuğunuzun işten çıkartıldığını, diğer çocuğunuzun borçları yüzünden ev ve arabasını sattığını duyduğunuzda haliniz nice olur? Uykusuzluk, midede gastrit, anksiyete, depresyon, gerilim baş ağrıları, ilk kez saptanan yüksek tansiyon ve hatta kalp krizi ve beyin felci kapınızı yoklamaya başlar.
Üstelik bu bireysel bir sorun değildir. Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) da bundan olumsuz etkilenir. Sorun salt prim ödemelerindeki aksama değildir. Onu günü gelir faiziyle tahsil edebilir SGK. Asıl olumsuzluk ekonomik krizin stres faktörü olarak yarattığı / tetiklediği yeni ve ciddi sağlık sorunları ve bunun SGK’a yüklediği maliyettir.
Evet, ekonomik kriz ve kitlelerde yarattığı geçici sessizlik ‘domino etkisiyle’ o kadim cümleye gebe: ‘Havalar da iyice ısındı’. Isınmak denince bir de ‘senin suyun ısındı’ sözü var ki adeta yedekte duruyor. Halk kime diyeceğini er geç bilir.
Dünün Bizans’ında “sessizlik koruyucuları” bugün yerini ‘sarayın söz avcılarına’ bıraktı bizim coğrafyada. Facebook’tan basına saray adına söz avcıları suskun toplum niyetine iş başında. Ama nereye kadar?
Sağlıcakla kalın.
- Dil bilmezlik: Doktor yazıları 22 Nisan 2024 04:30
- Kelimesini arayan duygular 15 Nisan 2024 04:46
- Yakındaki uzak, uzaktaki yakın: Tıbbın girdabı 08 Nisan 2024 04:40
- Dil ya da dilsizlik 01 Nisan 2024 04:48
- Askeri vesayetten toplumcu hekimliğe 25 Mart 2024 04:45
- 14 Mart halkın da Tıp Bayramı 18 Mart 2024 04:25
- Mahcup eğilimler, insan hakları ve hekimlik 11 Mart 2024 04:40
- Penisilin kokan sokaklar 04 Mart 2024 04:20
- Üvey dilin panzehri çokdillilik 26 Şubat 2024 04:45
- “İnsan dünyadır” 19 Şubat 2024 04:35
- Tabip odalarını ‘güvercinin ruh tedirginliği’ ile sınamak 14 Şubat 2024 04:24
- Her şehir atığı ile malul 07 Şubat 2024 04:10