İnsan hakları ile demokrasi ilişkisi
Fotoğraf: Envato
İki insan hakkını sorun alanı olarak kabulden hareketle, insan hakları ile demokrasi arasındaki ilişkiye dair değerlendirmede bulunmak isterim. Bu iki sorun alanından ilki ifade özgürlüğüdür. Diğeri de yaşam hakkı bağlamında zorla kaybedilme olgusudur. İkisi de anayasasında “demokratik” diye nitelenen bir ülkedeki durumla ilgisi bağlamında yazının konusu oluyor.
İfade özgürlüğü, biliniyor, AİHM tarafından demokrasinin, çoğulculuğun temeli olarak niteleniyor. David Beetham, “Demokrasi ve İnsan Hakları” kitabında (liberte yayınları), insan haklarının bölünmezliği ve bütünselliğine vurgu yapar. Medeni, siyasi, ekonomik, sosyal ve kültürel haklar ile demokrasi ilişkisini analiz eder.
BM Viyana Dünya İnsan Hakları Konferansı Viyana Belgesi’nin 8. maddesinde (Haziran 1993) demokrasinin bütün unsurlarına yer verilen bir tanım vardır. Şöyle:
“a) Demokrasi, kalkınma/gelişme ve insan haklarına ve temel özgürlüklere saygı, birbirlerine bağlıdır ve birbirlerini karşılıklı olarak güçlendirirler. b) Demokrasi, halkın, i-) kendi siyasal, ekonomik, toplumsal ve kültürel sistemlerini belirlemek için, istencinin özgürce ifade edilmesine ve ii-) kendi yaşamlarının tüm yönlerine/veçhelerine tam katılımına dayanır.
c) belirtilen bağlamda, insan haklarının ve temel özgürlüklerin ulusal ve uluslararası düzlemde geliştirilmesi ve korunması, i-) Evrensel olmalıdır ve
ii-) Koşullara bağlanmaksızın/ilintilendirilmeksizin yönlendirilmelidir.
d) Uluslararası toplum, tüm dünyada, demokrasinin, kalkınmanın ve insan hakları ve temel özgürlüklere saygının güçlendirilmesini desteklemelidir” (Gemalmaz Semih, Temel Belgelerde İnsan Hakları, s.44-45, İHD yayını, Ankara, 1995).
Lütfen dikkat: Geçen gün açıklandı, 183 gazeteci hapiste şu an (https://expressioninterrupted.com/tr/).
Biz İHD’de Ocak 1994 tarihinden itibaren aylık rapor hazırlamaya ve açıklamaya başlamıştık. Sevgili Erol Anar, Eso Toperi ve Avni Kalkan sabahlara kadar çalışır ve hazırlarlardı. Ben o yıllarda İHD Genel Sekreteri, Akın Birdal da İHD Genel Başkanı olarak görev yapıyorduk. Akın Bey her ay, aylık değerlendirmelerle birlikte raporu açıklardı. Söz gelimi 1994 yılında düşünceleri nedeniyle hapiste olan insan sayısı her zaman 100 civarındaydı. Bu sayı 1995 yılının Temmuz ayında rekor seviyeye ulaşmıştı: 171.
O tarihlerdeki İHD raporlarındaki sayı salt gazetecilere ait değil, siyasetçiler, hak savunucuları ve çeşitli zaman ve yerlerde konuşmaları ve yazıları nedeniyle yargılanmış ve tutuklanmış olan insanları içeriyordu. Oysa bugün (2018) sadece tutuklu gazetecilerin sayısı 183. Düşünceleri nedeniyle hapiste olan insan sayısı binlerle telaffuz ediliyor. Aradan çeyrek yüzyıla yakın zaman geçmiş, ifade özgürlüğü alanında özgürleşme gerçekleşmemiş. Oysa kötü ünlü TCK 141-142. maddeler 1991 yılında kaldırılmıştı ve bu durum reform olarak sunulmuştu topluma. Düşüncenin cezalandırılması anlayışı ve pratiğinden vazgeçmemişti egemen güçler.
1968 yılında yayımlanan “141/142” adlı kitabında (Ararat yayınevi, 1968) Çetin Özek hoca, “Söz konusu maddeler, sınıf egemenliğini önlemeye değil, var olan sınıf egemenliği düzenini sürdürmeye yönelmişlerdir. Yasak olan emekçi sınıflar egemenliğini kurmak değil, var olan sınıf egemenliğinin ortadan kaldırılmasından yana düşüncedir. Amaç, demokratik bir düzen kurmak değil, tüm halktan yana, mutlu bir Türkiye’ye erişilmesinin mevcut egemen sınıfların çıkarlarının sürdürülmesi pahasına önlenilmesidir (s.255) demekteydi.
Soru şu: Rusya ve Azerbaycan hariç tutulursa hangi Avrupa Konseyi üyesi ülkede gazeteciler tutukludur? Hangi AB üyesi ülkede tutuklu gazeteci vardır?
Demokrasilerde (!?) yaşam hakkı bağlamında zorla kaybedilme ise başlı başına bir sorundur.
İstanbul Galatasaray Lisesi önünde 700 haftadır, “Cumartesi İnsanları” oturma eylemi yapıyorlar. İHD İstanbul Şubemizin kayıplar komisyonu üyeleridir aynı zamanda oturma eylemini organize edenler ve eylemde bulunanlar. İlk oturma eylemi 27 mayıs 1995 tarihinde gerçekleşmişti. Yaşam hakkına saygı için, yaşam hakkının korunması için, ihlalcilerin soruşturulması, aranması, bulunması, yargılanması ve suçlu bulunanların cezalandırılması için…
Soru şu: Hangi Avrupa Konseyi ya da Avrupa Birliği üyesi ülkede insanlar gözaltında kaybedilmektedir?
İnsan haklarının her biri birer değeri ifade eder. İnsan onuru, eşitlik, özgürlük, barış ve dayanışma temel değerlerdir. Evrenseldir, bütünseldir, bölünmezdir, tüm insan hakları birbiriyle ilişkilidir, biri diğerine tercih edilemez.
Hukukun üstünlüğü ve demokrasi bu değerleri yaşatacak sistemin temel ilkeleridir.
- Sonrası... 22 Haziran 2023 04:20
- İnsan hakları standartları ve değişim 15 Haziran 2023 04:10
- İnsan haklarının korunması sorunu 08 Haziran 2023 04:21
- Yeni bir güne uyanabilmek: Yaşamak! 01 Haziran 2023 04:21
- AYM kararlarına uyum ve uygulama sorunu 25 Mayıs 2023 04:22
- PKK ve ETA'nın savaşı ve aileler 18 Mayıs 2023 04:19
- Yeşil Sol Parti Çankaya'dan: Sekiz paragrafta atılacak devrimci adımlar 11 Mayıs 2023 04:41
- AİHM kararlarına uyum göstermek 04 Mayıs 2023 04:19
- Hukukun üstünlüğü ve demokrasiye saygı ihtiyacı 27 Nisan 2023 04:21
- Devletin savaş harcamaları üzerine 20 Nisan 2023 04:18
- Cumartesi Annelerinin toplanma özgürlüğü, polis ve Anayasa Mahkemesi 13 Nisan 2023 04:01
- Yeni dönem mi? 06 Nisan 2023 04:21