20 Ağustos 2018 00:22

Korsanlardan mı yanasın, yoksa köle tacirlerinden mi?

Korsanlardan mı yanasın, yoksa köle tacirlerinden mi?

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Esir (köle) ticareti yapan bir gemi ile ticaret yapan gemileri haraca bağlayan bir korsan gemisi düşünün. Esir ticareti yapan gemi kendi çıkarı için başka korsan gemileri ile işbirliği yapmaya çalışınca korsan gemisi tarafından saldırıya uğruyor. Sonra esir ticareti gemisinden biri çıkıp esirlere şöyle sesleniyor: İki gemi var. Ya korsanlardan yanasınız ya da bizim gemiden. Başka gemi yok!

Yaptığımız benzetmeye dair çok şey söylenebilir. Ancak bize bu benzetmeyi yaptırtan “ABD gemisinde olanlar” başlıklı yazısında “Bugün ya Tayyip Erdoğan ile birlikte ABD emperyalizmine karşı Türkiye gemisindesin ya da Amerika gemisindesin! Üçüncü bir gemi yok!” diyen Doğu Perinçek’ten başkası değil!

Doğu Perinçek, “vatan savunması”, “antiemperyalizm” gibi gerekçelerin arkasına saklanarak bizi bir kez daha kendi ülke burjuvazisinin-gericiliğinin arkasında saf tutmaya çağırıyor. Halkı ülke gericiliğine yedeklemek için “ya bizim gemidesin ya da Amerika’nın gemisinde. Başka gemi yok” diyor Perinçek.

Bizler esir ticareti yapan gemideki esirleriz. Korsanlardan kurtarıcı olmayacağını çok iyi biliyoruz. Ve evet, başka gemi de yok. Ama gemimiz için başka bir yol var. Bu köle tacirlerinin yönetimine mecbur değiliz. Gemimizi hem korsanların saldırılarından koruyabilir ve hem de köle tacirlerinden kurtulabiliriz. O yüzden “başka gemi yok” diye bas bas bağırıp hepimizi köle tacirlerinin arkasında saf tutmaya çağıranlara sözümüz şudur: Sizin derdiniz gemiyi değil, köle tacirlerinin düzenini kurtarmak!

Gerçekten de ülkede hepimizi modern köleler haline getiren bir ücretli kölelik düzeni hüküm sürmüyor mu? Büyük tekellere “Bizim iktidarda hep kazandınız. Bundan sonra da kazanmanızın teminatı benim” diyen de OHAL’i işçi grevlerini yasaklamak için kullandıklarını söyleyen de Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan başkası değildi. Bugün artık büyük çoğunluğu iktidara teslim olmuş olan işçi sendikalarının önceki yıllarda iktidarı zorlayan talepleri karşısında “ayaklar baş olursa kıyamet kopar” diyen de yine Erdoğan’dı.

Ya bugün daha kendini yeni yeni gösteren ekonomik kriz karşısında ne yapıyor bu iktidar? Hazine ve Maliye Bakanı Albayrak, acaba patronların kapı önüne koymaya başladığı işçileri mi, yoksa işçileri kapı önüne koyan patronları mı toplantıya çağırdı? Elbette patronları. Çünkü bu sömürü düzeninde yerli ve yabancı tekeller ile onların iktidarı ‘baş’ ama biz milyonlarca işçi-emekçi ‘ayaklar’ız! O yüzden durumumuz köle tacirlerinin yönettiği gemideki kölelerden farksızdır.

Bir de Perinçek’in “antiemperyalizm” olarak yutturmaya çalıştığı ABD ile ülkedeki burjuva iktidar arasındaki gerilim-çatışma meselesi var. Öncelikle emperyalistler arasındaki çelişkilerin derinleştiği bir dönemde bir emperyalist güce karşı başka emperyalistlerle yakınlaşmanın antiemperyalizmle uzaktan yakından ilgisi yoktur. Öyle olsaydı ABD’ye karşı “antiemperyalizm” naralarını atanlar, AB’nin, Çin’in, Rusya’nın kapılarını aşındırmaz ve bunların “yardım” açıklamalarını bayram havasında karşılamazlardı. Üstelik bu emperyalistler iktidarın sıkışmışlığını kullanıp “yardım”, “kredi” adı altında daha ağır koşulları dayatıyorlar. Yani iktidar yağmurdan kaçayım derken doluyu çağırıyor!

Bir kez daha belirtmek gerekir ki, böylesi bir tabloda bu ücretli kölelik düzeninin modern köleleri olan bizlere düşen kendi burjuva gericiliğimizin arkasında saf tutmak değildir. Öte yandan yabancı tekellere böylesine bağımlı bir iktidarın “antiemperyalizmi” de bir safsatadan ibarettir. Tekellerin sömürü ve yağmasına son vermek ve tutarlı bir antiemperyalizm için geminin dümenine işçi sınıfı ve emekçi halk güçlerinin geçmesi gerekmektedir. Çünkü gemi ancak o zaman tekellerin çıkarlarının savunucusu olan başkanlık rejiminin yerine ekonominin de ülke yönetiminin de işçi sınıfı ve emekçi halk kitlelerinin çıkarlarına dayandığı yeni bir yolda ilerleyebilecek. Tabi geminin bu rotaya girmesini engellemek için ellerinden gelen her şeyi yapan Perinçek gibiler de eksik olmayacak!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...