06 Ağustos 2018 23:20

Tek yetkili! Ya sorumluluk?

Tek yetkili! Ya sorumluluk?

Fotoğraf: Envato

Paylaş

24 Haziran seçimlerindeki sorumluluk, CHP’de, yandaş medyanın da el birliğiyle, Kılıçdaroğlu’ya çıkarılıyor. Yanlış doğru, genel başkandır ve anormal değildir. Ancak “sen-ben kavgası” olmayacaksa, tek bir soru sorulmalıdır: Hangi politikaları ya da izlediği politik çizginin neresi yanlıştı ve yerine talip olan hangi politikaları reddedip nasıl bir politik çizgi izleyecektir? Buradan tartışılmıyorsa, palavradır ve halka hayrı yoktur.

Yalnızca seçimler dolayısıyla değil, tüm yetki ve sorumluluklar açısından da böyledir. AKP ve Erdoğan bakımından da aynısı geçerlidir.

Son seçimlerde AKP 7 puan kaybetmiştir; ancak maharet ya da keramet sahipliğinden çok henüz yeterince güçlü olmaktandır, sorumlu kim tartışılmamaktadır. Sadece seçim de değil. “Kırk yıllık dostumuz Amerika neden bize yaptırım uyguluyor?” diye tartışılmadığı gibi, sadece yaptırım açıklamasının TL’nin değerini 15 kuruş düşürmesinin sorumlusu da aranmıyor! Bir günde 15 kuruş değer yitiren TL’nin yıl başından bu yana değer kaybı yüzde 30’u geçiyor! Yok mu bir sorumlu?

Oysa ABD bizim değil, Erdoğan ve AKP’sinin dostuydu, “ılımlı İslam” denip Amerikalılarca iktidarının önü açılmış, Erdoğan onlar tarafından “GOP eş başkanı” ilan edilmişti. Kimse “Şimdi ne oluyor, eski dosttan düşman mı olur?” diye kazan kaldırmıyor.

Üstelik sadece bakanlara yaptırım olsa neysedir. Parası ödenmiş F-35’lere ambargo konmaktadır. Ve daha da önemlisi, Türkiye’nin yabancı kredi bulup alması ambargolanmaktadır. Her işlerini yabancı krediyle çeviren, “çılgın” devlet ihalelerinin tümünü alarak semirmiş yandaş holdingler ne yapacaktır bu durumda, desteklerinden yararlananlar ne olacaktır?

AKP henüz yokken, 2002’de 129.6 milyar olan Türkiye’nin dış borcu, 2017 sonunda 453.2 milyar dolar. Bu borcun 320 milyar doları, -bir bölümü “yandaşlar” olan- “özel sektör” denilen kapitalistlerin. ABD şimdi bu “yumuşak karın”a oynuyor. İki soru: Ne olacak halleri ve bu yumuşaklığın sorumlusu kim? “Sıcak para”yla inşaatçılığa dayalı büyüme ve “döviz-faiz-cari açık” kısır döngüsünün sorumlusu yok mu? Ya zamların?

Sadece ABD de değil ki! Alın, “Filistinli kardeşlerimiz”, “yakılıp yıkılan Gazze”, “başkent ilan edilen Kudüs”, “İslam’a yasaklanan Mescit-ül Aksa” denip lanetlenerek suçlanan İsrail’i. “Dost muyuz düşman mıyız?” diye soran bir AKP’li ne zaman çıkacak? İsrail’e yönelik politikayı kim izliyor, kim yönetiyor? İhracat rakamları yeni açıklandı; “Filistinli kardeşlerimiz” derken 2018’in ilk 6 ayında 2 milyar dolara varan büyüklüğüyle İsrail’in ilk on içinde olmasının bir sorumlusu yok mudur? Yoksa hem nalına hem mıhına mıdır?! Amerika ile ilişkiler de böyle midir? Neden Damat Bey bu ilişkiyi karı-koca ilişkisine benzetmektedir? Öyleyse kim hangisidir? Ve sorumlusu yok mudur? Neden hiçbir karşılığı olmadan “İki Amerikan bakanına da biz yaptırım uyguladık” derken, Amerika Dışişleri “Serbest bırakılacak” diye bastırır Mevlüt Bey “Çözmeye çalışıyoruz” diye alttan alır? Ve hani bizde “yargı bağımsız”dı; “ver papazı al papazı” olmayınca, Hakan Atilla ve Halk Bankasıyla konsolosluk görevlilerini de kapsayan “at pazarlığı” nereden çıkmıştır? Bu pazarlıkların sorumlusu kimdir? Ya da yok mudur?

Kuşkusuz sorumlu var. Ya da olması gerekiyor. Kağıt üzerinde, anayasada “sorumlu” diye değil, “yetkili” diye yazıyor. Dünya alem bilir ki yetki kimdeyse sorumluluk ondadır! Türkiye’nin 16 yıldır izlediği iç, dış ve ekonomi politikalarının sorumlusu ben olacak değilim ya! Kılıçdaroğlu ya da bir başkası da değildir tabii!

Temmuz başında yayımlanan son cumhurbaşkanlığı genelgesi, bütün soruların yanıtını vermektedir. Özelleştirme Yüksek Kuruluyla Yüksek Planlama Kurulu, Para-Kredi ve Koordinasyon Kurulu, Finansal İstikrar Komitesi gibi ekonomi ile ilgili kurumların yetkileri cumhurbaşkanına devredilmiştir. İç ve dış politika kurumları, tıpkı genelkurmay gibi, savaş kararları alma dahil zaten, biliniyor cumhurbaşkanının emri altında ve yetkisindeydi. Son genelgeyle Karayolu Trafik Güvenliği Kuruluyla Siber Güvenlik Kurulu da cumhurbaşkanının yetkisine verilmiş ve bir eksik kalmamıştır.

Tek bir kişi bu kadar konuda nasıl bilgi sahibi olur ve tümünü yönetmeye nasıl vakit bulur demeyin! Sorumlu sorumludur!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...