29 Temmuz 2018 00:15

'Allah'ın lütfu' meselesi

'Allah'ın lütfu' meselesi

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Kirvem,

İki yıl önce memleketimizin, ülkemizin, dolaysıyla halkımızın başına yeni bir “çorap” örmek için kimi “karanlık güçler”in gecenin bir vaktinde yurdumuzun sathında bismillah diyerek işbaşı yaptıkları hepimizce malum...

Nereden, nasıl, niçin peydahlandığını ilk anda çözemediğimiz için milletçe ister istemez sudan çıkmış balık misali afallarken, hemen akabinde sıcağı sıcağına televizyon ekranlarından sarışın bir spikerin burnuna zorla dayatılan iki satırlık bir metinden titrek sesle okuduğu “ferman”ın ardından “Yurtta Sulh Konseyi” namıyla yeni bir askeri “cunta”yla müşerref olduğumuzu anladık!

Aslında yurdumuzun afakında neredeyse on yılda bir fermuar misali “aç, kapa” formülüyle askeri darbelerle yatıp kalkan, sivil vesayetlerle oyalanıp duran kendine özgü “demokratik” bir ülke olduğumuz için bu gibi darbe girişimlerinin, “balans ayarları”nın zaten yabancısı değildik ama yine de durduk yere başımıza gelen bu nahoş olay nedeniyle, bir kez daha kara bahtımıza, kem talihimize isyan ettik...

En az “üç çocuklu çekirdek aile” formülüyle giderek seksen milyonu sollayan nüfusumuzun kahir ekseriyetinin “sokaktaki vatandaş” rumuzuyla gezinip durduğu bu güzelim vatan topraklarında kimilerimiz iş, kimilerimiz aş peşinde cebelleşip dururken, öte yandan bir yaz akşamı farkında olmadan acaba hangi zokayı yutmuştuk?..

Siyaset sahnesinde “lep demeden leblebi”yi anlayacak kertede ferasetli, perşembenin gelişini çarşambadan kestirecek kadar deneyimli “muhterem zevat”ın yanı sıra, keza görevleri icabı özellikle yurdumuzun genelinde hangi pirenin hangi istikamette uçtuğunu, hangi çekirgelerin nerden nereye kaç kez sıçradığını, hangi kurbağaların bir taraftan vıraklarken aynı zamanda  kimlere “subliminal” mesajlar gönderdiklerini her türlü istihbarat yollarıyla A’dan Z’ye tespit edip, böylece milli birlik ve  bütünlüğümüze göz dikmiş dahili ve harici bilumum düşmanlarımızın menfur emellerini daha yolun başındayken bertaraf etmeleri; gizli, kapaklı asli görevleriyken, beri yandan bir gece ansızın kapımızı çalan bu darbe girişiminden haberdar olmamaları ne tuhaf!

Bu bapta bodur bacak boyumuzu bir gıdım daha aşarak söylemek gerekirse, başımıza böylesine kokuşmuş bir çorap örmek için ortalarda cirit atan Feto’cu “hain”ler tepemize dolu misali bombalar yağdırırken, şu bizim istihbarat elemanları acaba hangi derin uykularda horlayıp duruyorlardı ka yavrum!

İş işten geçtikten sonra, yani çoğunluğu “sokaktaki vatandaş”ların kanı ile sulanmış bu zelil darbe girişiminin hemen akabinde başlayıp, bugün bu saate kadar geçen iki yıl boyunca memleketin her tarafında, her bucağında, her kademede sürdürülen “sürek avı”inın faturası, “kurunun yanında yaş da yanar” meselince yürürüğe konulunca, gari memleket semalarında elindeki terazisiyle hesapça “adalet” dağıtan gözleri kapalı nazlı dilberi bulabilene aşk olsun!

Bütün bu patırtıların, bütün bu gürültülerin faturası eninde sonunda dönüp dolaşıp KDV’siyle birlikte yine “sokaktaki vatandaşlar”ın hanesine şu ya da bu minvalde ciro edilirken, diğer taraftan ülkenin tepesindeki en etkili makamlarında, en yetkili koltuklarında oturan hepsi de birbirinden değerli zatı muhteremlerin, zatı şahanelerinin bütün bu oldu bittilerden sonra işin içinden tereyağından kıl çekercesine sadece “yanıldık” fetvasıyla sıyrılmaları sanki yetmezmiş gibi, ayrıca  bunu, bir de milletimizin hafızalarına “Allah’ın lütfu” olarak kazımak acaba ne menem bir “teselli”dir, bilemiyorum Kirvem!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...