26 Temmuz 2018 00:15

Yeni istihdam rejimi -1

Yeni istihdam rejimi -1

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Bir ülkenin yönetim sistemi ile üretim ve emek süreci arasında somut bağlar vardır. Yönetim sistemi ile benimsenen istihdam politikaları arasındaki ilişkinin niteliğini ve temel karakterini yansıtan önemli alanlardan birisi de uygulanan istihdam rejimidir.

Kapitalist üretim yapısında yıllar içinde yaşanan dönüşümle birlikte değişen istihdam rejimleri, iş gücünün farklı kesimlerine (işçi-memur, kadınlar, gençler, göçmen işçiler) göre farklılaşan çalışma ve istihdam biçimlerini beraberinde getirdi. Kamu ve özel sektör ayrımını büyük ölçüde ortadan kaldıran faklı istihdam biçimlerinin buluştuğu ortak noktayı istihdam ve çalışma koşulları açısından güvencesizlik temelinde yeniden örgütlenmesi oluşturuyor.

Türkiye’de ‘eski’ sistemin geçerli olduğu son 16 yıl içinde bilinen anlamıyla güvenceli çalışma adım adım geriletildi. İki yıllık OHAL sürecinde, iş güvencesinin büyük ölçüde kağıt üzerinde kaldığı yoğun bir dönem yaşandı. Bu durumun ‘yeni’ sistem ile birlikte fiili olarak sürmesi beklenen OHAL sürecinde daha da belirgin hale gelecek olmasını tahmin etmek zor değil.

‘Yeni’ sistemde ülkenin artık tipik bir şirket gibi yönetileceği açıklandı ve bu yönde düzenlemeler yapılmaya başlandı. Yönetim sistemi değişikliği açısından eskisinden ciddi bir kopuş söz konusu iken, benimsenen istihdam rejimi açısından eskisiyle yenisi arasında tam bir süreklilik söz konusu. Yeni istihdam rejiminde işçilerin en temel hakları patronlar üzerinde herhangi bir yaptırım ya da denetimi söz konusu olmayan ‘piyasa hukuku’ dikkate alınarak yeniden düzenlenecek.

Yüksek işsizlik oranları, istihdam rejiminde daha esnek ve güvencesiz istihdam biçimlerinin hayata geçirilmesini kolaylaştıracak en temel faktör olarak öne çıkıyor. Her ne kadar TÜİK verilerine göre işsizlik oranları, mevsimsel etkilerin de etkisiyle, tek haneye inmiş olsa da, kısa süre içinde yeniden çift haneye çıkması şaşırtıcı olmayacak. Çünkü 2018’in son çeyreği ve 2019’da yaşanması beklenen ekonomik durgunluk, patronlara iş gücü maliyetlerini azaltmak (Dolayısıyla kâr oranlarını arttırmak) için önemli fırsatlar sunacak.

Türkiye’deki istihdam rejiminin biçimlenmesinde doğrudan etkisi olan işsizlikle mücadele konusu, istihdamın parçalanması, çalışma koşullarının kötüleşmesi ve ücretlerin fiilen düşürülmesi gibi tamamen patronları gözeten politikalar üzerinden çözülmeye çalışılıyor. Bu strateji milyonlarca işsizi ‘Ne iş olsa yaparım’ noktasına getirmiş durumda.

Kadınlar esnek çalışma biçimleri ile daha çok geçici ve güvencesiz işlerde çalıştırılırken, çalışma hayatına katılımları ağırlıklı olarak ‘ev içi üretim’ ile sınırlandırılmak isteniyor. Özellikle eğitimli kadınlar açısından daha nitelikli işlerde çalışmak söz konusu olduğunda istihdam edilme koşullarının çok daha zorlaştığı görülüyor. Bu durumu TÜİK’in eğitimli kadın iş gücüne ilişkin oldukça yüksek olan işsizlik oranlarına bakarak görmek mümkün.

Bugüne kadar istihdam alanında atılan adımlar, ağırlıklı olarak torba yasalar ve OHAL KHK’leri üzerinden yapılan yasal düzenlemelerin geçmişte ‘ulusal istihdam strateji belgesi’nde belirtilen temel hedeflerden ayrı değerlendirilemez.

Yeni istihdam rejiminde çalışma biçimlerinin farklı ve birbirinin alternatifi olarak biçimlendirilmesi işçiler arasında, geçmişte olduğundan daha derin ücret ve sosyal hak farklılıkları ortaya çıkaracak. Bu durum sadece özel sektör ile sınırlandırmak elbette mümkün değil. Kamu personel rejimine ‘şirket tipi’ istihdam politikalarının hayata geçirilmesiyle birlikte, kamu-özel ayrımının tamamen belirsizleştiği yeni istihdam rejiminin gerçek karakteri daha net olarak görülecek.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...