24 Temmuz 2018 00:15

Küba: Geriye doğru yeni bir evre mi?

Küba: Geriye doğru yeni bir evre mi?

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Küba antiemperyalizmiyle ünlüdür. Özellikle halkının antiemperyalist tavrı Küba’nın bütün iç ve dış politikasını da belirlemiştir.

Kapitalist dünyanın patronluğunu uzun yıllar tek başına üstlenmiş Amerikalı emperyalistlerin burnunun dibinde Küba’da, bir avuç devrimcinin inisiyatif üstlenmesi ve koşulların da elvermesiyle Amerikan uşağı Batista’nın gerici diktatörlüğü son bulmuş ve ülke bağımsızlık yoluna girmiştir. Tarih, 1 Ocak 1959’dur. Amerikalılar, fazla zaman geçirmeden Küba’ya ambargo koyarlar.

Öyle bir ambargodur ki, Küba, yakınlaşıp iş birliğine yöneleceği Sovyet yardım ve yatırımlarının yeni görüntüleri bir yana 1958’de kalmış gibidir. Bu görüntüyü, az-çok Çin’le geliştirilen ilişkilerden enstantaneler bozar gibi olur. Küba sokakları günümüzde hale işleyen ‘54 Chevroletler, ‘56 Buickler, 52 Dodgelarla doludur.

Ruslara şeker kamışı verilip petrol ve makine alınmıştır. Sovyetler elektrik üretmiş, rafinerilerle hastaneler kurmuş, toplu konutlar yapmıştır. Şeker kamışıyla ödeme yetmeyince, Küba, Angola ve Mozambik’te bir rivayete göre devrimin ilerletilmesi gerçekteyse Rus yayılmasına yardım için çarpışmak üzere asker göndermiştir.

‘62 Füze Krizi bilinir. Ruslar Küba’ya atom başlıklı yerden havaya füzeler yerleştirmişler; ABD ile SSCB arasında alevlenen ve Amerika’nın Türkiye’ye yerleştirdiği füzelerin sökülmesine karşılık füzelerin sökülmesiyle kriz zor yatıştırılabilmiştir. Bu arada biri Türkiye’den kalkan diğeri Küba üzerinde iki U-2 Amerikan casus uçağı düşürülmüştür.

Aynı sürecin başlarıdır; Sovyet modern revizyonizmiyle yakınlığı içine sindiremeyen Che bakanlığı bırakarak devrimi yaymak üzere önce bir tur attığı Afrika’da lüks otel odalarından devrimin yönetilmesini de aklı kesmeyince, Bolivya’da gerillanın başlatılmasında karar kılmıştır. Tarih 1967 olmuştur.

Küba’daysa Sovyet yandaşı revizyonist partiyle el ele bir komünist partisi kurulmuş, sosyalizme geçiş adına bakkalların bile devletleştirilmesine girişilmiştir. Yarı köylü tarım işçileri bir yana işçi sınıfı en çok da Sovyet yardımlarıyla kurulan işletmelerde yeni yeni gelişirken, her şeyin devletin olduğu bir süreç yaşanmıştır. Hele Sovyetlerin çöküşünün ardından sürdürülmesi olanaksız olan bir aşırılıktır. Amerikan ambargosu karşısında sımsıkı kenetlenen halkın ölümüne antiemperyalizmine rağmen sürdürülememiş ve aşırılık antiemperyalizmi de aşındırmaya başlamıştır.

Kimse aç açıkta değildir, ama hem yoksulluk giderilememektedir, hem de bunca ileri düzeyde bir kolektivizmin koşulları yoktur. Üstelik yeni gelen Çinliler de bireysellikle hem zihnen hem de pratik olarak onun dayanağı olan özel mülkiyetin taşıyıcılığını yapmaktadırlar. Ambargonun ve kırılması kaygısının da katkısıyla, 2011’de özel mülkiyetin önü açılır. Ve daha önemlisi yabancı yatırımlara izin çıkar, yüzde 60’ı devletin elinde olmak üzere ortak yatırımlara olanak sağlanır. Özellikle turizm sektöründe Almanlar, Fransızlar, İspanyollar... yüzde 40’lık yatırımlarla devlete ortak olurlar. İyi bildikleri işletmecilik onlara bırakılmıştır. Özellikle dünyaca ünlü kumsalı ve plajlarıyla 25 kilometre denize uzanan Varadero Yarımadası kısa sürede en az iki bin otelle dolar. Ruslar, Çinliler, Fransızlarla ortak ve doğrudan devletin dört ayrı petrol rafinerisi vardır.

Turizmin gelişmesine paralel olarak tamamen devlete bağlı olmayan taksicilik ve restorancılık-barcılık başlar. Devlet-taksiciliğinde fazlasının cebe atılacağı “Ne tutturursam” dönemi başlar.

Bu arada Fidel’in kardeşi Raul partide “birinci keman” olmayı sürdürürken bu yılın nisanında devlet başkanlığından emekliye ayrılır ve yerine 58 yaşında bir genç gelir. Şimdi yeni devlet başkanı “Halkımızın en sıkı birlik olması gereken zamandayız” demektedir. Çünkü bu hafta sonu Küba Parlamentosu bir anayasa değişikliği tasarısını karara bağlayacaktır. Mülk satışlarıyla birlikte özel mülkiyet kayda geçirilecektir. Ve teşvik edilecek yabancı sermaye yatırımları garanti altına alınacaktır. Üçüncü değişiklik ise, bir başbakanın devlet başkanının yetkilerini paylaşmasıdır ve artık bu makamlar aynı kişilerce en çok iki dönemliğine doldurulabilecektir.

İki gün önceki Washington Post’un sevinçle verdiği haber budur!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...