06 Temmuz 2018 23:58

Çeyrek final zamanı - II

Çeyrek final zamanı - II

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Şampiyonada çeyrek final maçlarını değerlendirmeye İsveç-İngiltere ve Rusya-Hırvatistan müsabakalarıyla devam ediyoruz.

İsveç alçak gönüllü olduğu kadar istikrarlı bir oyun anlayışıyla son 8’e kaldı. Çeyrek finaldeki rakiplerinin İngiltere olması onlar için şans. İngiltere’nin ikinci turda Kolombiya karşısında ortaya koyduğu oyun hiç de umut verici değildi. İnsanın izlerken ister istemez, “Keşke ikisi birden elense” düşüncesine kapılmasına neden olacak kadar berbat bir maç sonunda İngiltere, Kolombiya’yı penaltılarla geçerek çeyrek finale yükseldi.

İngiltere’nin bu oyunla çeyrek finale kadar yükselmesi dahi sürpriz sayılmalı. Sadece iyi savunma yapabiliyorlar. Hücumda yeterince etkili olamıyorlar ve dolayısıyla duran toplar dışında gol bulma şansları çok zayıf…

En önemli özellikleri iyi savunma yapmak olan iki takım… Muhtemelen yine pozisyonu az, faulü bol, izlemesi sıkıcı bir maç bekliyor bizi.

Son çeyrek final maçında ise ev sahibi Rusya ile Hırvatistan karşılaşacak… Rusya en çok seyirci desteğine ve bu desteğin sağlayacağı motivasyona güveniyor. Ancak sadece motivasyon faktörüyle Hırvatistan’ı alt edebilmeleri mümkün görünmüyor. İki takımın kadro kalitesi arasında büyük fark var. Ayrıca şampiyonanın en sağlam görüntü veren takımlarından birisi olan Hırvatistan’ı da yüksek motivasyon seviyesine çıkaracak koşullar söz konusu. Hırvatistan, finale bu kadar yaklaşmışken, bu fırsatı kaçırmamak için performansını daha da yükseltebilir…

Kupanın ciddi anlamda rahatsızlık veren yanlarına da dikkat çekmek gerekiyor. Endüstrinin dayattığı ve işin ucunda çok büyük miktarlarda para kazanma şansı olduğu için de herkesin büyük bir şevkle özümsediği kazanma odaklı anlayıştan kaynaklanan erdemsizlikler gırla gidiyor…

Özellikle skor avantajı yakaladıktan sonra sergilenen çirkinliklerin, sahtekarlıkların haddi hesabı yok. Sakatlık numarasıyla ya da oyuncu değişimi sırasında ağır hareketlerle saniyelerden çalmaya tenezzül edenler mi istersin, avantaj sağlama adına topun yerini değiştirerek santimler mertebesinde uyanıklık yapmaya meyledenler mi istersin? Üstelik de artık maçlar onlarca kamerayla en ince ayrıntısına kadar gözetim altında olmasına yani herkesin ne halt yediği açıkça görülmesine rağmen. Bu yüzden böyle çirkin yollara başvurmak aynı zamanda büyük bir utancı göze almak anlamına geliyor. Ne var ki, erdem olmayınca utanma da hak getire. Erdem yoksunu oyuncular oyunu fena halde kirletiyor.

Dünyanın farklı coğrafyalarından gelen takımların hepsinin kendi kültürel değerlerinden koparak çirkinlikler paydasında buluşup aynılaşması da endüstrinin dayattığı paraya dayalı anlayışın yozlaştırıcı gücünü gösteriyor. Bu anlamda dünyanın neresinden gelirse gelsin bütün takımların, kazanmacı anlayışın yarattığı kültürel sefalete kapılarak yozlaşmaktan kendisini kurtaramadığına tanık oluyoruz…

Maç sırasında sergilenen çirkinliklerin, sahtekarlıkların vicdani temizliğini(!) yapmak üzere maç bittikten sonra oyuncuların birbirlerine sarılmasının da hiçbir manası yok. Temiz ve mertçe bir mücadele ortaya koymadıktan sonra maç bitince ne yaparsan yap, boş!.. Gösteri dünyasında çirkinlikleri kamufle edebilmek ya da unutturabilmek, diğer bir deyişle imajı kurtarabilmek önemli tabii…

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...